Bülent Turgut: Berlinale'de yabancıların ilgisini Türkiye'ye çekebildik

Bülent Turgut: Berlinale'de yabancıların ilgisini Türkiye'ye çekebildik
Berlin Film Festivali'nde "ticaretin" döndüğü market kısmında Türkiye standının organizasyonunu üstlenen, ekibiyle birlikte Türkiye sinemasını dünyanın birçok yerinden gelen yapımcılara, yatırımcılara ve sinemalara tanıtmak için panel ve etkinlikler düzenleyen Bülent Turgut ile birlikte, kurdukları Türkiye standındaki çalışmaları, amaçları ve düzenledikler etkinlikler adına bir röportaj gerçekleştirdik. Bülent Turgut bize Türkiye sinemasını daha ileriye taşımak için attıkları adımları anlattı.

● Önce kendinizden biraz bahsedebilir misiniz, Bülent Turgut kimdir?
Aslen bir yapımcıyım, son iki yıldır da Boğaziçi Film Festivali direktörlüğünü yapıyorum. Daha önceleri festivallere katılıyordum, ancak organizasyon kısmında yalnızca son iki buçuk yıldır yer alıyorum. Abdullah Oğuz’un öğrencisiyim, daha çok dizi sektöründeyim, örneğin Filinta dizisinin yapımcılarındanım. Şu anda İstanbul Medya Akademisi genel müdürüyüm. Kısa kesmek gerekirse, özetle böyle. Yapımcılık devam ediyor, hatta ilk Türk bilimkurgu dizisi hazırlığını sürdürüyorum şu sıralar, önümüzdeki dönemde izleyici karşısına çıkacağız.

● Yapımcılığa nasıl başladınız, bu merak nereden geldi?
Nerden çıktı değil, bazen yuvarlanıp gelirsiniz. İnsanın doğasında varsa oluyor.  Yaklaşık 20 yıldır endüstrinin içindeyim.

 

● Okuduğunuz bölüm ya da eğitimizle bir ilgisi var mı peki bu alanın?
Okuduğum bölüm elektronik mühendisliği, ancak dijital yayıncılık alanında uzmanlaştım. Digiturk’ün ilk yıllarında yapımcılara dijital yayıncılık teknolojiyi anlatıyordum. Sonrasında Abdullah Oğuz beni keşfetti, çağırdı. Abdullah’ın yanında sektörü tanıdım, televizyondan, sinemaya, program ve film alım satımdan, yerel medyaya, reklama kadar her alanda deneyim şansı buldum. Bir okul gibi orası, sektörde yolu ANS’den geçmeyen neredeyse yoktur. Apo’nun (Adbullah Oğuz) en sevdiği öğrencisiydim, hatta bana Apo Junior derlerdi. 2005’ten sonra ayrıldım ve  kendi şirketimi kurdum, ondan sonra kendim devam ettim. İstanbul medya akademisi genel müdürlüğüne geldim.

● Berlin’de “Türkiye’den Milyonlarca Hikâye” paneli… Neden milyonlarca hikâye?
Berlin’de market kısmında Türkiye standının organizasyonu üslendikten sonra ne yapabiliriz de dikkat çekebiliriz diye düşündük . Önce Kültür Bakanlığı Sinema Genel Müdürü Sayın Erkin Yılmaz ve ekibiyle bir strateji oluşturduk. Stratejik olarak Türkiye sinemasını nasıl tanıtabileceğimizi ve pazarlayabileceğimizi hedefledik. Önce Berlin Film Festivali geleneklerini inceledik. Berlin’de neler var, neler yok, ne yapılıyor, ne oluyor ne bitiyor, dünya neden Berlin’e gidiyor soruları üzerine kafa yorup planlamaya koyulduk. Art house sinemayı güçlü destekleyeceğimiz, blockbuster sinemayı da pazarlanabileceğimiz bir market olarak gördük Berlin Film Festivali’nin market kısmını. Festival kısmında ise buradaki yetenekli arkadaşlarımızın yer aldığı bir platform yaratmaya çalıştık. Bu stantta bir buluşma noktası kurmayı amaçladık. Co-production (ortak yapım) arayan yapımcılar ile toplantısını yapmak isteyenin de, film alıp satmak isteyenin de buluşabileceği bir alan, bir cazibe merkezi kurmayı hedefledik.


Yazı devam ediyor...

BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER