Notlar:
•Cem Yılmaz’ın skeçlerindeki “İsyanın kime kekeeeeee” moduma hazırsanız başlıyorum: İsyanım sana Sinan. İsyan edecek iflah bile bırakmadın ya. Sana ne desem bilmiyorum. Her hafta muhtelif aşırı doz kelime zehirlenmeleri yaşayan bende bile kelimeleri kifayetsiz bırakıyorsun Sinan. Yasemin’den Defne’ye, Defne’den Sude’ye dönen yelkenlerin tez elden seni mutlu olacağın diyarlara sürüklesin. Daha fazla diyeceğim yok. Not: Bazı insanlar, duygusal zekalarını çok yüksek sanırken aslında kendi kendilerini tahlil etmekten acizdir. Bir şeyi anlamaları için birilerinin o bir şeyi bir iki cümlede toparlayıp söylemelerini beklerler. Not2: “Seninki aşık adam tepkisi değil ki be oğlum, Ömer böyle değil” diye bilmem kaç bölümü 1 cümlede süzen Alp gibi aşk doktoru arkadaş herkese lazım değil mi ya?
•Koray gibisi de herkese lazım. Bazen düşünüyorum, dibinde olsam acaba bende de Koray görmüş Ömer İplikçi sendromu baş gösterir miydi acaba? Yok ya ben gülerdim her koşulda. İstiyorum Koray’dan bir tane, ara ara excel tablolarının arasında çıkagelip bana da “rakamlar bende kırışıklık yapıyor hayatım” deyip gazımı alsın. Çok mu şey istiyorum?!
•Koriş’in içinden felil felil dökülen Defne’ler bir gün bir yerde nasıl patlayacak acaba? “Kuru kız olsaydım beni dinlerdin hemen” “Sen kuru sevdiğin için sana çok geliyordur” diye nasıl da biliyor, ne bildiğini bilmeden, şapşik Koray.
•Sude’nin o Koray’ın valizi, doğal salçası ile birlikte karga tulumba doluştukları koca arabanın direksiyonuna geçmesine güldünüz mü sizde? Aslında korkmamız gerekiyor biliyorsunuz değil mi? Siz daha birbirinizle dalaşın, direksiyon bende, gerektiğinde bu arabayı bodoslama duvara da toslayacağım diye bağırıyor zaar.
•Oyunu Ömer’e söyleyelim diyen Necmi ve Sinan, safozlukta Defne’den belki 1-2 gömlek alttaymışsınız, sizi de gördük iyi oldu. Oyunu söyleyerek Defne’yi “temize çıkarabileceğiniz” hangi dağda size vahiy olarak indi acaba?
•Yasemin, senin Sinan’a patlamanı Defne’nin Ömer’e “bana güvenmek bu kadar zor olmamalı” patlamasıyla aynı kefeye koymadım, zira sen yaptıklarına karşılık o güveni geri kazanmak için paraladıkça paraladın kendini. Ve fakat, tepkin biraz hızlı ve aniydi, ama zaten “sınırlarda yürüyen kadın” çizgin de daha aşağısını kaldırmazdı, o yüzden anlayabildim seni, koydum aklımın bir tarafına. Kurcala bakalım orayı bütün hafta.
• “Vakalar üzerinde konuşmanın anlamı yok, neticeye bakalım, Defo iyidir, kimseye yanlış yapmaz” diyen İso, Ömer’in aklına tohumu attın sen merak etme. Hatta Defne’nin – o sırada ne kadar saçma durduysa dursun - “senin demen lazım ki bu kızın bir bildiği vardır”ını yazdığı yerin yanına yazdı bu dediğini de Ömer. Tohumun filizlenmesine buyuralım biz.
•Son olarak ağzımızın tadı bozulmasın Ömer bey, Koriş’in dediği gibi Rocky’cim, “gidip sen içeride etleri mi yumruklasan” acaba? O duvarın durumu bana pek parlak görünmedi zira. Ama aşkın acısına da varım sonuna kadar, buz torbalarını hazırladık bekliyoruz biz.
Kalın sağlıcakla,