Yıllardır küllenmiş aşkın var bende*

Açık açık söylemek gerekirse dizinin başından beri işlenen Gülseren ve Cihan aşkına bir türlü inanmıyordum. Bunu dost meclislerinde dile getirdiğim zamanlarda da çok fazla tepki görüyordum. Ama ben tezimin hala arkasındayım. Çünkü ortalama 130-140 dakikalık bir bölümde başrol çiftimizin çok az yan yana gelmesi ve sadece çocukların hayatından bahsetmesi aralarındaki aşka olan inancıma hiçbir katkı sağlamıyor. Halbuki 3-4 bölümdür tanık olduğumuz Harun’un Dilara’ya olan aşkı bana göre çok daha gerçek. Dilara’nın Harun’un yanında sakinleşmesi, hiç rol yapmadan kendi gibi davranması bu aşkın ekrandan geçip benim kalbime dokunmasını sağlıyor. Ayrıca bu aşk öyle naif işleniyor ki Dilara Harun’un oyunlarını öğrendiğinde ne tepki verecek çok merak ediyorum. Büyük ihtimalle ilk başta inkar edecek sonra çok büyük bir yıkım yaşayacaktır. 


Candan: "Şimdilik çok sakinim."

Yıkım yaşamak demişken 41.bölüm resmen Candan’ın bölümüydü. Öncelikle Ahu Yağtu’ya bu güzel performansı için çok teşekkür ediyorum. Candan’ın içindeki hırsı, öfkeyi öyle bir gösterdi ki bakışlarından ben bile korktum. Şimdilik Harun karşısında pes etmiş bir Candan görsek de intikamı muhteşem olacaktır diyorum.


Dilara şok!

Ahh Rahmi ahhh… Ne zaman düzeleceksin acaba diyemiyorum. Çünkü ben insanların değişeceğine inanmıyorum. Sadece değişmiş gibi yaparlar. Bunun birçok örneğini de gördük. Gülseren’in kapısına kadar gidip özür dilemesi, Dilara’ya sırt çevirmesi, sonra yaptığı hatalar… Maalesef Rahmi rüzgar nereden eserse o tarafa dönen bir insan. Çarıklı dediği Gülseren kadar olamıyor kimi zaman. Tamam, Dilara yalıdan gitmesini isteyerek belki hata yaptı ki ben hata yaptığına inanmıyorum. Doğrusu buydu. Ben de olsam boşandığım adamın babasını evimde istemem ama bu Rahmi’nin sonunu düşünmeden bağırmasını gerektirmez. Önce biraz aynaya baksın. Ortaokuldan çok sevdiğim Türkçe öğretmenim vardı. Kompozisyon yazmamız için verdiği cümle yıllar sonra bile hala kulaklarımda. Bence hem Rahmi hem de Hazal için bu cümle yeterli olacaktır.

El yarası geçer, dil yarası geçmez.”

Ya Keriman gibi bir taksi şoförüne rastlasaydın... :)

Haftalardır hastane koridorları, Can Haşmet derken Kerimancığım bizi biraz ihmal etmişti. 41.bölüm bomba gibi döndü. Artık Şoför Nebahat out, Şoför Keriman in! Polislerin bile aklını başından aldı. Kaşla göz arasında ellerinden kaptı parayı. :) Bölümün tüm duygusallığının yanında kahkahalarla gülmemizi sağladığı için Nursel Köse’ye bin teşekkür. :)

Bu hafta biraz uzun yazdım farkındayım. Daha söyleyecek çok sözüm var ama şimdilik yazımı burada sonlandırıyorum. Birazda yeni bölümlere kalsın…

İyisiyle kötüsüyle, aşkıyla nefretiyle bir bölümü daha geride bıraktık emeği geçen herkese teşekkür ederiz.

Yeni bölümde görüşmek dileğiyle…

Not: Barış Falay'ın dizide seslendirdiği "Yalnızlığım" şarkısına ve Keriman'ın taksi macerasına bir sonraki sayfadan ulaşabilirsiniz. :)


BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER