Öykü ve Ayaz’ın hayatı sanki büyük gayretlerle seviye
atladıkları bir oyun gibi. Geldikleri noktadan geriye dönüp baktığınızda artlarında
dev hendekler, yüksek dağlar bıraktılar, ancak önleri de bağ bahçe değil maalesef.
Yaşadıkları onca sıkıntıdan sonra artık birbirlerinden ayrı kalamayacaklarını fark
ettiler fakat şimdi de hayat önlerine yepyeni bir mücadele çıkardı. Aynı evi,
aynı hayatı paylaşmak ve buna alışmak zaten zorken, iş hayatlarında da artık
rakipler. Her ne yapıyorsanız, bir rakibiniz varsa hiç şüphesiz her zaman rakibinizden
daha iyisini yapmak için daha çok gayret gösterirsiniz. Ancak Öykü ve Ayaz’ın
rekabeti, dışarıdan müdahalelerle elbette bu kadar temiz ve dürüst olamayacak.
Şimdi önlerinde yepyeni bir sınav var, üstelik bu sınavda işlerin yolunda
gitmesini istemeyen, gizli hesapları ile ikisini de gölge gibi takip edenler de
olacak.
Şimdi üçe kadar sayıcam ve sen derin bir uykuya dalacaksın...
Önem’in Mete ve Ayaz’ı saflarına katmasıyla başlayan
gruplaşmada Öykü de boş durmadı. En başarılı hamle de Meral’i beraber çalışmaya
ikna etmesi oldu bence. Öykü’nün yanında Meral’den daha güvenilir birini
düşünemiyorum. Yaptıklarından artık dersini almış görünen Şeyma da, Önem’in
yine Öykü’yü alt etmek için kendisini kullanmak istemesine izin vermedi ve Öykü’nün
tarafında yer aldı. Görünüşte Olcay da Önem’den pek mutlu değil ancak şimdilik
Olcak pek saf değiştirecek gibi görünmüyor.
Mete cepte, neeeeext !
Yeni sezonun temasını zaten sezonun ilk bölümünden
anlamıştık, bu hafta da özellikle Naz’ın da ortaya çıkışı ile taşlar iyice
yerine oturdu. Naz’ın Önem ile birlikte hareket edeceği çok net, ancak Naz
zamanı geldiğinde Önem’e de çelme takacak kadar sessiz ve derinden ilerleyecek görünüyor.
Mete’ye karşı tavırlarından, gücün ve kontrolün elinde olmasını seven
karakterini çok net izledik. Mete bu oyunda Naz’ın kolaylıkla parmağında
oynatacağı ve hatta yeri geldiğinde Öykü’ye ve Şeyma’ya karşı kullanacağı
kuklası olacak gibi görünüyor, umarım yanılırız ama Mete’yi de tanıyoruz! Naz’ın
Öykü’nün karşısına çıkıp lafı hiç dolandırmadan yaptığı savaş ilanını sevdim. Öykü
her ne kadar kanunen Atlantis’a sahip olsa da, bu savaşın basit bir hukuk
savaşı olmayacağını sanırım hepimiz tahmin ediyoruz.
Öykü üç gece daha koltukta uyursa Ayaz kesin bel fıtığı :)
Gelelim Öykü’ye. Öykü vaktiyle Önem ve Şeyma ile yaşadığı
çatışmalardan kazandığı tecrübe ile Naz’ın karşısına aslında antrenmanlı
çıkacak. Yine de bu defa karşısında dolaylı yoldan da olsa Ayaz var. Bu noktada
Önem’in Ayaz ve Mete ile yaptığı ortaklık, Öykü-Ayaz çatışmasını kurmak
açısından çok başarılı bir hamle. Ancak yine de Ayaz’ın bu ortaklığa Öykü ile bir
araya geldikten sonra ve Öykü ile hiç konuşmadan girmesini senaryonun eksiği
olarak görüyorum. Bu ortaklık Ayaz ve Öykü ayrıyken, Roma’da buluşmadan önce de
pekâlâ kurulabilirdi. Öykü’ye geri dönersek; geçtiğimiz bölümde Öykü’yü hatalı
bulduğumu yazmıştım. Bu hafta yine Öykü’nün Ayaz’ın üzerine gidişine şahit olduk.
Korkarım ki, Önem’in yaptığı her hamle bu ortaklık vesilesiyle Öykü’nün Ayaz’ı
suçlamasına neden olacak.
Şimdi bir de bölümün geneline bakalım :