Paramparça: Dilara olmak da zor, Dilara kalmak da…

Hangimiz sevmediği bir insanla sırf yanındakiler istiyor diye aynı ortamda bulunmak zorunda kalmadı ki? Varlığına dahi tahammül edemediğiniz kişiyle bir de aynı evi paylaşmak zorunda kaldığınızı düşünün. Ben düşünemiyorum. Çünkü bu konuda çok katıyımdır. Ya o gider ya ben! Asla istemediğim biriyle aynı ortamda bulunmam ama tabii hiçbir zaman Gülseren veya Dilara’nın konumunda olmadığım için bu kadar rahatım. En fazla arkadaşım sevmediğim birini yanımıza çağırdığında kalkıp gitmişimdir. Ancak bazen hayat karşına öyle durumlar çıkarır ki ne gidebilirsin ne de kalabilirsin…

Bir taraftan kızı için her türlü aşağılamaya katlanan Gülseren diğer taraftan sırf kızı istiyor diye kocasının “sevdiğim kadın” dediği insanla ile aynı evde yaşamak zorunda kalan Dilara…

Haftalardır hatta bir sezon boyunca Dilara ve Cihan, Gülseren yüzünden çatıştığında biz hep Gülseren’in yaşadığı haksızlıklara sinirlenip yaptığı fedakarlıklara da duygulanırdık. Yani olaylara hep Gülseren’in penceresinden bakardık. Kendi adıma konuşmam gerekirse 33. bölümde ilk defa yaşananlara Dilara’nın penceresinden bakmaya çalıştım. Çünkü ne zaman Dilara kendisini de ilgilendiren bir olayı en son öğrense Cihan, ona doğru düzgün açıklama yapmadan bağırarak üste çıkıyor ve konuyu kapatıyordu. Tamam, Dilara sütten çıkmış ak kaşık değil, bencillik kanında var ama en azından böyle kaba davranışları hak etmiyordu. Bu hafta tam 33 bölüm sonra beklenen Dilara-Cihan konuşması gerçekleşti. Cihan Gülseren’e olan aşkını açık açık anlattı hatta şöyle de güzel tanımladı: “ Aşk bu öyle kapının ziline basıp da ben geldim girebilir miyim demiyor.”

Dilara’nın yaşadıkları hiç kolay değil. Cihan’ın dediği gibi yıllardır aynı yatağı paylaşan iki kardeş gibi olsalar bile Gülseren’in o evde kalmasını kabullenmesi mümkün değildi. Çünkü o ev Dilara’nın emekle kurduğu yuvasıydı. Şu an belki dağılmış olabilirler, zorunluluktan bir arada bulunabilirler. Yine de bu oranın bir zamanlar Gürpınarların mutlu yuvası olduğu gerçeğini değiştirmez. Siz olsanız evladınız için bile olsa eşinizin sevdiği kadınla aynı evi paylaşmaya razı olur muydunuz?


Kucağındaki bebek değil Gülseren o kadar dikkatli tutmana gerek yok :)

Dilara uzun zamandır bildiği gerçekleri Cihan’ın ağzından duyunca doğal olarak yıkıldı. Zaten bilmek, hissetmek başka ama kulaklarınla duymak çok daha yıkıcı değil midir? Ben sonuna kadar Dilara’nın haklı olduğunu düşünüyorum. Cihan Gülseren’in o evde kalmasını isterken çok düşüncesizce davrandı. Bu durumun Dilara’yı ne kadar yaralayabileceğini hiç düşünmedi. Aklına bile gelmedi…

*Yazının devamını bir sonraki sayfadan okuyabilirsiniz.

BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER