…rağmen Eichorst’un elinden kaçabilmesi muazzam bir olay. Tam bir aşağılama. Kim bilir 1945’den beri Eichorst daha ne beceriksizlikler yaptı da Master’i kendinden soğuttu.
Dutch’la ilgili hep bir umudum vardı ama o merdiven dibine sıkıştığı anda ben de artık gitti dedim. Dutch emiklenecek diye bekledim. Fakat The Strain’de ana karakterleri emiklemek öyle kolay olmuyor. Fet duvara giriştiğinde levyeyle yıkacak sananlar derneği kursam bir milyon üyeye yaklaşırız.
Dutch'ın bütün o çabası, Eichorst’un hataları ve Fet’in kurtarma sahnelerini soluksuz izledim. The Strain gerçekten adının hakkını verdi. Hele Eichorst’u az da olsa yine yaktıklarını görünce keyiften dört köşe oldum. Azar azar pişireceyiz seni Nazi köpeği! Bu arada Eichorst’un Dutch’ı emikleme stiline hayran kalmadım desem yalan olur. Rahatsız edici ama harika bir fikir. Keşke bir başkasına yaparken görseydik. Dehşete düşüren, çok etkili bir sahne olurdu.
Konu hazır Nazilerden açılmışken bu bölüm kısaca Eichorst’un Naziliğe giden yolunu gördük. Bir ara empati dahi yapabilirdim. İşkenceden ve ezmekten keyif alan Eichorst’umuzu meğer zamanında ezmişler. Ne kadar da farklı bir hikaye ama… Despot birinin geçmişte aynı etkilere maruz kalması hiç bilinmedik bir şeydir.
Allah kahretsin bu Nazileri be karşim...
Eichorst’un looserken ofisin güzel hatununu kapması, yemek sonunda yahudilere küfretmesi ve hatunun yahudi çıkması sıradan bir hikaye. İş orada bitse “hah kalbi kırılmış ondan Nazi olmuş” diyeceğiz fakat devam ediyor. Dört yıl sonra Eichorst bir SS subayıyken paçayı SS’lere kaptıran aynı kadın son çare Eichorst’un adını veriyor. Yüzleşme için çağırıyorlar ve gelip kadına iftiralar atarak arkasına bakmadan gidiyor. Burada bitirseler yine tamam diyeceğim. Zaten yahudi düşmanıydı, kadının reddetmesi kalbini taşlaştırdı şeklinde düşüneceğim. Fakat yine bitmiyor. SS’in kadını ve ailesini ibretlikmiş gibi sokak ortasında sallandırdığını görünce Eichorst dehşete düşse de diğer subaylar izlediği için bundan keyif almış gibi davranıyor. Bakın bunun adı yavşaklıktır arkadaşlar.
Daha önce sanırım twitter’de yazmıştım. Hitler’in nefreti tamamen aşk acısı. Hepsi bir güzel yahudi kızın pas vermemesi yüzünden olmuş olabilir. Öylesi bir nefreti ancak bir kalp ağrısı açıklayabilir. Fakat Eichorst’un “sen bunu anlayamazsın” dediği şeyde anlaşılmayacak bir şey yok. Master onun içine solucanı koymadan önce de omurgasızmış. Master’in tüm vahşetini anlayabiliyorum. O bir insan değil. Bir parazit. Tek bir amacı olan bir parazit. Fakat Eichorst’un vahşeti… İşte o beni dehşete düşürüyor. Master bilse o bile dehşete düşerdi. Kahrol Eichorst al sana gümüş! Solucanını ezecekleri günü iple çekiyorum.
Kim bilir belki haftaya ezerler. Bekleyip göreceğiz...