Bir Selim Kara sözü der ki "Çok aşığım lan sana"
Son Yaz’da sevdiğim bir diğer nokta karakter gelişiminin gerçekten detaylı işlenmesi. Özellikle Fatih ve Gökhan karakterlerinde rahatça görebiliyoruz ki dizide mutlak kötülük göze sokulmuyor. Gökhan’ın, pekâlâ klişe sayılabilecek olan fakat Akgün anlatınca hiç de klişe kaçmayan hasta iki adam hikâyesinin finalinden sonra, yaptıkları için pişmanlık duyup senin arabanı kullanmayalım demesi önemliydi. Yeni bölüm fragmanında ise farklı bir Gökhan görüyoruz. Yağmur, Kaan’ın söylediklerini hatırladıktan sonra başına bir şeyler gelecek mi, Gökhan tam olarak ne planlıyor, izleyip öğreneceğiz. Olgun Toker’in harika oyunculuğu Gökhan’ın Rus aksanını daha katlanılır kılmıyor ne yazık ki ama belki zamanla buna da alışırız. (Bölüm kısa çıkınca Gökhan’a replik eklendiğine yemin edebilirim ama kanıtlayamam.) 

“Türkiye’de böyle savcı mı kaldı canım?” sorusuna odaklanmadan izlemeniz durumunda son derece keyif alacağınız Son Yaz, bana göre sezonun en samimi işlerinden. Gerek başrollerden başka kimseye derinlikli rollerin yazılmadığı dizilerin arasından yan karakterlerin dopdolu hikâyeleriyle sıyrılması olsun, gerek güçlü kadın karakterlere verdiği değerle olsun, gerek diyaloglarının güzelliğiyle olsun, Son Yaz benim 2021 yılımı öyle veya böyle güzelleştirmeyi başardı. Dilerim, bundan sonraki yayın hayatında fanlarının PR konusunda söylediklerini ciddiye alır ve hak ettiği yere ulaşır. Zira sezonda kıymeti daha çok bilinmesi gereken işlerden birisi.
 
Metin’in bir bölümde Selim’e “Benim hayalim bile yok” demesi çok güzeldi mesela. Canan’ın büronun önünde Selim’e “Bana saygı duymuyorsun” demesi çok güzeldi. Restoranda kadınlar gecesi yaptıklarında hep birlikte şarkı söylemeleri, Si Sorti’nin hikâyesi, Akgün’ün haftalar önce aldığı borcu Altay’a geri ödemesi, üstüne bir de bayram harçlığı vermesi, Aliağa rafineri esprisi ve karakterlerin geçmişlerine dair her fırsatta yeni şeyler öğrenmemiz çok güzel. Bir de ara ara setten kamera arkası görüntüleri geliyor, Funda ve Ali’nin sürekli kadraj ve açı ayarlamak için kamera arkasında olması inanılmaz güzel. (Sahiden, kim yaptı bu kadrajı?)
 
Neyse sevgili izleyici, buraya kadar okuduysan çok teşekkür ederim. Corona döneminde yabancılaşmadan izleyebildiğim yegâne işlerden biri Son Yaz; biraz İzmir, biraz yazlık havasından olsa gerek. Ben böyle samimi işler izlemeyi özlediğimizi düşünüyorum. Akgün-Yağmur sahneleri gereğinden fazla ergen ilişkisine maruz kalmama neden olarak beni biraz üzse de Akgün Gökalp Taşkın ve ailesinin aşırı acıklı hikâyesindeki mafyatik unsurlar Türkiye’deki mafya gündeminden bir süreliğine de olsa uzaklaşmamı sağlıyor.
 
Umarım dizi uzun soluklu olur da üstüne uzun uzun konuşabileceğimiz yeni bölümlerimiz olur. Belki yazmaya devam ederim.
 
PS: Funda Eryiğit ve Ali Atay harikalar yaratıyor, gerçekten bu ikili için ne söyleyebileceğimi bilmiyorum. Canan ve Selim hiçbir şeye değişmeyeceğim bir çift şu an, pek çoğunuz gibi gözlerimden kalpler fışkırarak izliyorum kendilerini.
 
Sevgiler…
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER