Üstü çıplak yakışıklı başrol karakterimizin hamam sefasının, haftalardır üzerine yapışan ‘yoksul’ ceketini çıkarmasıyla tamamlanmasına geleyim. Metafor kullanımı en sevdiğim şeylerden biridir. Hani hashtag de #YeniBirBaşlangıç olarak seçilmişti ya, gerçekten yeni bir başlangıç geliyor. Zira herkese korku salan, saygıda kusur edilmemesi hissi yaratan Kadriye Hanım da artık oyunda! Kendisiyle tanıştığımız beş dakikada tonton bir babaanne algısı yaratmadı bende, açıkçası Cemal’den haberdar olup da kılını kıpırdatmaması da Sami’ye kızdığım kadar ona da kızmama neden oldu. Cemal, yıllarca yoksulluk çekmese bugün bu hikayeyi izliyor olmazdık, o sebeple ‘neden’ diye sormayacağım ama Kadriye Hanım kendini affettirene kadar ona bu konuda kızmaya devam edeceğim.

Dizinin hemen hemen tüm karakterleri, kendilerine kızılacak bir şeyler yapmayı başarıyor. Kimine dakikalarca söyleniyorum, kimine olan kızgınlığım ise yanıp sönüyor. Ama Suna’ya kızamıyorum, içim buruluyor. Bu hikayenin sonunda Suna’nın mutlu olmasını istiyorum. O 
ana kadar ortalık yangın yeri olmaya devam etsin tabii, nihayetinde drama izliyoruz.

Bu hafta en sevdiğim sahnelerden biri Esra’nın annesiyle yüzleşirken, Selim’in annesine laf söylemesine izin vermemesi oldu. ‘Ne çabuk yetiştirdin?’ diye kızsam da, Esra’nın ne denli saf biri olduğunu hatırlayınca sustum. Selim’in vedası benim için zamansız oldu. Ama varlığından da pek hoşnut olmadığım için ölümüne sevindim diyebilirim. Umarım bu ani ölüm, Esra’yı da büyütür ve Esra’nın hikayenin merkezine doğru ilerlemesini sağlar. Mızıldanıp duran karakterleri sevmiyorum ben, üzgünüm.

Kaan Yıldırım hakkında birkaç satır yazmadan ayrılmayacağım bu sefer. Yaralı bir çocukken de, amcasına resti çekerken de, babasına özlem duyarken de, Suna’ya yaklaşırken de aynı tatta hissettirdiği duyguları beni İnsanlık Suçu’na çeken en büyük etmen. Bu hafta özellikle birkaç sahnesi vardı ki, enfes oynamış. Yüreğine sağlık!

Bir bölüme 2-3 klip sığdırılan bölümlerden sonra klipsiz bir bölüm izlemek de güzel oldu. Geçen haftaya göre biraz yavaş ilerleyen bir bölümdü ama Kadriye Hanım’ın gelişi ve Cemal’in dönüşümüyle farklı bir yola gireceğimizi düşünüyorum, bekliyorum. Unutmadan, bu hikayeye bir de Hülya’nın ağzından dinlemek isterim. Belki yakında o da olur, savaş da asıl o zaman başlar kim bilir?

Herkesin emeklerine sağlık, reyting listesinde bol şans.


BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER