Bence kesin
sana kaderinin bir oyunu bu Ayaz. Hey gidinin çapkını! ilahi adaletin tecellisi
işte, Öykü’den çekiyor şimdi. Ama artık biraz dik dursun, biraz ağır olsun, çok bıraktı
ya kendini, yeminle ben daraldım özür dilemelerinden. Tamam seviyor,
kaybetmek istemiyor ama bunu biraz da Öykü hissetsin artık. Bütün bu
oyunlara sebep olan Öykü’ye önümüzdeki hafta verilecek dersi merakla
bekliyorum. Hemcinsim diye gözü kapalı koruyacak değilim. Belki sevdiğini
kaybetme korkusu ile biraz da Öykü yüzleşir, sözlerine ve tavırlarına dikkat eder,
gerçekten seviyorsa da sadece bir iki kelimeyle değil, gözleriyle de bunu belli
eder.

Kiraz
Mevsimi’nin havasını tam da beklediğim
şekilde tamamen değiştiren evlilik oyunu, karakterlerin hislerini ve isteklerini yeniden sorgulamalarına neden
oluyor ve olmaya devam edecek görünüyor. Ancak bu doğruyu bulacaklar anlamına
mı geliyor, göreceğiz.

Önder bey yatak odasına da mı bakacakmış Mete?
Misal Mete,
tam bir şıpsevdi benim gözümde, ancak böyle açıklayabiliyorum bu karakteri. Şeyma’ya
da çok kolay tutulmuştu, şimdi de Öykü’ye kapıldı. Arada bir de Gizem vakası
var, ona da Şeyma araya girmese birkaç günlüğüne aşık olabilirdi sanırım. İşin
kötüsü, Mete aşık olduğunda hormonları komple bünyeyi ele geçiriyor, gözlerini de
kör ediyor. Vaktiyle Şeyma’nın oynadığı oyunları göremediği gibi, şimdi de kendi
yaptıklarının farkında değil.
Şeyma her
zaman olduğu gibi hırsları ile hareket ediyor. Öykü’ye karşı iş hayatında galip
geldi ama aynı zamanda hiç beklemediği bir kaleyi kaybetti. Üstelik Mete’nin de
bu oyuna kapıldığını gördükçe çıldıracak gibi olduğuna eminim. Gerçekten
Mete’yi sevdi mi ve hala seviyor mu; yoksa geri kazanmak için değil
de, Öykü’ye kaptırdığı için mi şeytanlıklarına devam edecek bakalım.

Ayaz durum
karşısında içlerinde en net duruşu sergileyen. “Seviyorum ulan!” içgüdüsü ile
sinirlerine hakim olamadığı anları saymazsak, ve de, Öykü’den her dakika
başında özür dilemesini görmezden gelirsek (evet torpil yapıyorum var mı?), evlilik oyununa karşı tavrını aynen
koruyarak bir defa daha sevgisini kanıtladı. Mete’nin evlilik oyununu lehine
kullanmak istediğinin farkında ve Mete ile aralarındaki bağ pamuk ipliğine dönmüş durumda. Mutfakta Önder bey’in önünde Öykü ile en olmayacak
şekilde poz verdikten sonra, o bağ da Mete tarafından kopartılacak sayabiliriz
sanırım. Ayaz da Mete ile ilgili dostluğunu çok sorgulayacak görünüyor, umarım
ondan da özür dilemeye kalkmaz.
Meral teyzeciiim, nikahta sesiniz hiç çıkmıyordu! Öykü ise
içlerinde konuya karşı en dengesiz ve duyarsız davranan. Her ne kadar
önemsiyormuş gibi konuşsa da; ne babasının oynadıkları oyunu duymasından endişe
ediyor, ne de Ayaz ve Mete’nin işlerinin bozulmasından. Oyunu kendisi kurmuş
olmasına ve etrafı toz duman etmesine rağmen kafasına göre hareket edip
Ayaz’ı suçluyor, Mete’nin ilgisine karşı tüm alıcılarını kapatıyor. Ancak yarattığı
kaos Ayaz’ın da sabrını taşırdığı vakit Öykü silkelenip kendine gelecek
görünüyor.

Bunlar daha iyi günleriniz (İmza: bi dost)
Evlilik
oyunun yarattığı dalgalar Burcu’ya, Emre’ye ve de zaten sallantıda olan ilişkilerine
sıçramak üzere. Ben bu etkinin Öykü’nün Mete’yi üzmesi ve Burcu’nun Öykü’ye
tavır alması ile olmasını beklerken, Şeyma’nın kancayı Emre’ye atması ile
olacak gibi (bakınız fragman) Belki de ikisi birden. Ancak şundan eminim ki,
Şeyma’nın birkaç haftadır devam eden suskunluğunun ardından dönüşü muhteşem
olacak.
Ve bu haftanın
EN’leri bu defa görselleri ile birlikte sizlerle:
EN güzel
sahne: Burcu’nun Emre’nin evinin önünde ateşi yaktığı sahne

EN komik
sahne: Burcu’nun ateşinin bir leğen su ile sönüşü

EN tanıdık
sahne: Öykü, Burcu ve Sibel üçlüsü bir arada

EN Türk filmi kokan sahne: Mete’nin "Kara Murat benim" der gibi moda evinde belirdiği sahne

EN kısa
sahne: Ekranda sadece iki saniye benzin bidonuyla görünen Burcu sahnesi. O
altın makas yine kimin eline geçtiyse!

EN romantik
sahne de yazayım istedim ama bu hafta gönlüme göre bulamadım, haydi siz bana varsa sizinkileri
yazın.
Ben sanırım hakkımı gelecek hafta kullanacağım.
29. bölüm
fragmanı