Sinan, Hazan'a aşık olduğunun farkına vardığı anda korkmaya başladı. Belki bağlanmaktan korkuyor; belki de Hazan'ın aşkı onu korkutuyor. Ve Hazan da artık o maskülen kız değil Sinan'ın karşısında. Çünkü Sinan, Hazan'ın kalbine ulaşmayı başardı. Sinan, savunduğu kişi değil. "Ben buyum!" diye bağırdığı, Hazan'ı kendinden uzak tutmak adına anlattığı kişi değil. Deniz Baysal ve Alp Navruz, karşılıklı sahil sahnesinde, oyunculuklarıyla bizlere fazlasını verdiler. Gerçekti. Hayatın çok içindendi. İçimde bir yeri sızlattı o sahne. Ve farklı bir yere aldım o sahneyi kendi içimde.
Hazan da korkuyordu kalbini hissedemeyecek noktaya gelmekten. Sinan, Hazan kadar cesur olamadı. En başından beri, Egemen'lerin ve Nil'in çok büyük bir etkisi var üzerinde. Hepsiyle başa çıkabilecek kadar cesur olduğuna inanamadı belki de. Olabilir. Hayatın içindendir. Uzatma yol, zorlama ihtimal değildir bu. O kadar inandım ki Sinan'a; Hazan'a rağmen hak verdim de. Fakat, Hazan elbette ki kırılmayı hak etmedi. Zor bulduğu güç, ellerinden kayıp gitti.
Yalanla başlayan bir ilişkiye hiçbir zaman sağlıklı bakamam. Sinan, yaptıklarını itiraf etmedikçe, her geçen gün kendisinin zararına zaten. Kaybettikleri gitgide daha da büyüyecek ve işin içinden çıkılmaz bir hal alacak. Zira, Yağız gerçekleri en sonunda öğrendi. Durdu durdu ve bir anda atağa geçti. Aslında bu da bize Yağız'ın karakterini veriyor; hiçbir adımından korkmuyor. Yağız ve Sinan tezat karakterler. Hayata bakış açıları, durdukları yer ve varacakları yere gidiş yolları farklı.
Yağız ile Ece arasında o kritik konuşmayı duymayanınız var mı? Haftalardır ekseriyetle yazdığım şeyin, dile gelmiş haliydi. Klişedir, benzerdir, her yerde vardır, yıllardır işlenir; ama gerçektir. "Nefret, çok güçlü bir duygudur." İzninizle şöyle devam edeyim; beraberinde tutkuyu getirir. Ve aşka dönüşebilir. Dönüşmelidir de. Hazan'ı kurtarmak için avukatı devreye sokup, sessiz kalan bir adam Yağız; böyle karakterleri hep çekici bulmuşumdur. Eğer Sinan, kendisine avukattan bahsedildiğinde "Evet. Ben gönderdim." demeseydi, ona da kocaman bir kalp gönderirdim. Ama yalan... Sinan'ın en büyük yanlışı bu ilişkide.
Ve kocaman kalbi, avukat gönderdiğini hobi olarak herkesten saklayan ama söz konusu kardeşi olduğunda, babası onu azarlamasın diye itiraf etmekten kaçınmayan Yağız'a gönderiyorum. Çünkü olması gereken budur. İlk defa, aklıma şöyle bir şey geldi. Yarın bir gün, Yağız, Sinan için Hazan'dan uzak da durur. Eğer yanılmıyorsam, karakterinden böyle bir sinyal alıyorum. Bunu da göreceğiz.
Şimdilik, Yağız'ı "Çamkıran Koleksiyonu" ile başbaşa bırakıyorum: Bir çift ayakkabı, YGS soru bankası.
Ve hesaplaşma... Bir sonraki hafta. Üçgenin her bir çizgisi biraraya gelecek. Taraflardan kimseyi desteklemiyorum. Hepsini senaristimize havale ettim; bildiği gibi yapsın. Zaten daha önce yanlışlıkla, Sinan ve Yağız'ı yakıştırmışlığım var; öyle bıçak sırtı bir olay ki o bile olur mu diyeyim, ne diyeyim... Diyemedim. Hazan'ı kendime istiyorum? O da mı olmadı? Olmasındı. Neyse gelelim o bıçak sırtına... Düğüm çözülür mü bilemiyorum ama fragmanda Hazan'ın mimikleri ve ses tonu çok hoşuma gitti. Deniz Baysal'la alakalı bir diğer ayrıntı bu. Karşısındaki kişilere göre, ses tonunun değişmesine, bazen yumuşamasına, bazen sertleşmesine ve duygularını sesinden aktarmasına bayılıyorum!
Cağnım eski iç çamaşırı mankenim Yasemin'in Gökhan'ı "kuçu kuçu" olarak nitelendirmesini esefle kınıyorum elbette. Korktuğu şeyin bu kadar ince çizgide bir olay olmasını beklemiyordum. Kendimi Gökhan'ın yerine koydum; koymaz olaydım. Ve hala kendini kurtarma, kazandıklarını kaybetmeme ve daha çok kazanabilme derdinde. Olsundu. Ben de onu böyle sevmiştim. Tarık Koray Bey pislik bir adam olmakla beraber, Yasemin hakkından gelir mi gerçekten merak ediyorum. Açıkçası, teklifi kabul etmesinden de korkmuyor değilim. Dramalarda böyle bir olay var işte, sanırım bunu seviyorum. Her an, her şeye olabilir gözüyle bakıyorsunuz. Umarım, herhangi birisine kamyon çarpmaz. Amin.
Başarılı bir iş var Fazilet Hanım ve Kızları'nda. Emek veren, dokunuşta bulunan herkese teşekkür ederim. Haftaya görüşmek üzere. Konumuz, üçgen olacak. ^.^ Sevgi ve saygıyla kalın.