Hmmmmmmmmmmmm...

Sevgili Sinan... Eğer fragmandaki sahneyi kesmeselerdi sana neler söyleyecektim neler. Bu arada, 7.Bölüm 1.Fragman diye izlediğimiz şey, sezonun genel fragmanı mıydı? Üç sahnenin üçü de bölümde yoktu, neden? Star Tv ile barışamadığım bir konudur bu, fragmanda verilen ama bölümde gösterilmeyen sahneler mevzusu. Bakın böyle bir şey olamaz diye bas bas bağırıyorum ama ısrarla yapıyorlar. İzleyiciye "fragman" yayınlamak, "Bunu bölümde detaylarıyla izleyeceksiniz." demek, bu konuda hem fikiriz değil mi? Artık bu olayın sorumlusu her kimse, esefle kınıyorum. Söz konusu hata, kanala ait değilse de kusura bakmasın; hep Star Tv'ye denk gelmesi kötü bir şaka. 

Neyse, Sinan diyorduk... Sinan, Hazan'a karşı bir şeyler hissettiğinin farkında olmadığı için arsızca davranıyor. Selin'e katılacağım asla aklıma gelmezdi ama gönlü fazla geniş. "Uslan artık deli gönül." diye şarkılar söyleyelim seninle Sinan'cığım. Belki gevşersin ve hareketlerine dikkat edersin. Çünkü o kadar farkında değilsin ki yüreğine düşen aşkın... Sen, hiç reddedilmemişsin. Hiç, terslenmemişsin. Hiç, tokat yememişsin. Bunların hepsi sana eğlenceli bir oyun geliyor; ki unutmadım daha Hazan'ı tavlamak üzerine iddiaya gireceksin! (Ağlayan bebek smile'ı) 

Hazan fazla katı. İyi ki de katı. Aşamıyorum bu durumu, resmen gelecekten geliyorum. Daha Sinan iddiaya girecek kendisini tavlamak üzerine. Durumun ciddiyetinin farkında mısınız? Nidin biridi ilmik istidiğimi bilmiyirim Hizin... Sinan, neden orada olmak istediğini kavradığında Hazan'ı alan Sinan'dan geçmiş olacak. Şimdi, Google'a yazıyoruz: "Bir kimseye iyilik yapmak maksadıyla ev aldığımızda nasıl davranmalıyız?" Çıkan cevabı, Sinan'a mesaj olarak kopyalıyoruz. Belki işe yarar. 

Al Sinan'ı vur Nil'e. Sinan'ı çantasıyla eş değer gören Nil'in başka bir manyak versiyonu şu an Sinan gözümde. İddia nedir iddia? Bir an evvel girse o iddiaya da rahat rahat giydirsem ona ben de; rahatlasam. 

Bambaşka bir cepheye uzanıyoruz şimdi de. En bi' sevdiğim cephe. Yasemin Egemen. Eski iç çamaşırı mankeni Yasemin Egemen. Bir ev mevzusudur gidiyor; kimse de bilmiyor ki tahmin ettikleri gibi bir ev değil. Hazım Bey'in Gökhan'a olan tutumu, Yasemin'in harlanması için son hamle oldu. O ateş tutuştu; söndürebilene aşk olsun. Gökhan ve Yasemin arasındaki ekran kimyasına bayılıyorum! Zaten, Yasemin'e bayılıyorum. Galiba onu Fazilet Hanım'ın mahallesine koysanız da bayılacağım. 

Fazilet Hanım'ın bu haftaki hikaye içindeki olayı Nazan Kesal'in yükselttiği isyan, efkar, çıldırma sahneleriydi. Çok da güzeldi. Gerçekti. Evden kızı kaçan anneydi. Sırıtmadı; ne eksikti ne de fazlaydı. Tamdı. Tamamdı. Her bir sahnesinde bambaşka bir duygu yoğunluğu yaşattı. Geçmişinde çektiği "çile" yavaş yavaş aralanırken, çocuklarına anlatmayacak olmasındaki kararlığa kadar geçti bana. Çıkarımım şudur ki; aşık olmuş. Ve bu aşk öyle yanlış bir aşkmış ki... Tecavüze uğramış. Hazan böyle dünyaya gelmiş. 

"Aşk nankördür... Ya kızım da benimle aynı kaderi yaşarsa..." Allah, bir anneye böyle bir cümle kurdurmasın. Hikayenin o kısımlarını gerçekten merak ediyorum. 

Yazının sonuna gelmeden evvel de, Şükrüye Hanım'a ve onun gibi olan herkese kocaman bir "Yazıklar olsun." gönderiyorum. Cinsiyet ayrımcılığı değildir de nedir bu? Onun oğlu, Fazilet Hanım'ın kızını kapıya koyarmış; kızına sahip çıksaymış. Allah da seni, kızınla terbiye etmesin Şükrüye Hanım. Yasin'i sevmesem, sırf senin aklının başına gelmesi için hapislerde çürümesini falan isteyeceğim. Ama öyle taş kalplisin ki, "Ece, oğlumun başını yaktı." dersin. İnşallah ıssız adaya düşersin ve seni kurtarmaya kimse gelmez. Ben, hiç gelmem. 

Dokunuşta bulunan herkesin emeklerine sağlık. Sevgiyle kalın, haftaya görüşmek üzere. ^^

BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER