Halil'in paçalarının bile bir şeyler anlatıyor olması... <3
Erdem'in Derya ile ilgilenmeye başladığını Volki bile anladı, ama Erdem direniyor. Oğuz'a yaklaşma amacını her şeyin üzerinde tuttuğu için Derya'yı bir beladan kurtarıp ötekinin ortasına bırakıyor. Ali'nin başına gelebilecekleri ise kendi tecrübelerinden bildiği için yine de Derya'yı kurtarmak için adımlar atabiliyor. Erdem, Oğuz'un sözünden çıkma iradesini gösteremese ve Derya'ya olan ilgisini zapt edebilse bile Ali'ye olan zaafı onu saf kötülükten uzak tutacak gibi görünüyor.
 
Oğuz'dan, Erdem'in babasının da bir zamanlar Oğuz için çalıştığını ve "iş bitirici" biri olduğunu öğrendik. Erdem'in yarası da bu cümlenin bir yerlerinde gizli. Zamanla göreceğiz…
 
İclal kadar nerede, hangi koşullar altında yaşadığından habersiz bir karakter az bulunur. Oğuz'un oyun kurucu, çevresindeki herkesin de birer kukla olduğunu bilmiyormuş gibi olaylara dâhil olmaya çalışmasına sadece gülüyorum. Melisa'yı teskin etmeye çalışmasına iki kat gülüyordum ki, Elif eve geldi ve Melisa'nın hak ettiği tepkiyi, dizinin de en dürüst tepkisini verdi, "Iyy, Melisa mı o?" diyerek ve Melisa'ya hiç görünmeden ortadan kaybolarak…
 
Elif, bu hikâyede hiç kimseden hiçbir şey saklamayan tek karakter. Bu özelliği onu bütünüyle iyi yapmaya yetmiyor; çünkü acılara göz yummuşluğu, gördüklerine, bildiklerine sessiz kalmışlığı da var belli ki. Ama kimseye güvenmiyor oluşu ve kaybedecek çok az şeyinin olduğunu bilmesi, onu daha cesur ve iyiliğe daha meyilli hale getiriyor bence. Elif'i daha çok izlemek istiyorum ben de.
 

 
Her şeyi başlatan tuzağı Erdem kurdu, ama o tuzağı kendi lehine kullanmaya çalışırken kendi kendisini hedef yapan ve böylece pek çok kişiyi oyuna katan kişi Derya oldu. Bu nedenle bu bölümde en çok Derya'yı izlemiş olmaktan memnunum. Gerek Erdem'le diyalogu, gerek Ali için Aslı'ya yalvarışı, gerekse babasıyla yüzleşmesinde çaresiz olduğu ölçüde kararlı, kaybedecek bir şeyi olmadığı için oldukça güçlü bir Derya izledik. Ali'yi her şeyin üzerinde tuttuğunu ve onun için her şeyi göze alabileceğini gördük. Detayları henüz bilmesek de neden bu noktaya geldiğini anladık. Az zamanda Derya'yı birçok yönden tanımış olduk ve Gülper Özdemir de Derya'nın içindeki fırtınaları satır satır işledi içimize.
 
Derya ve Halil sahnesi dizinin en güzel sahnelerinden biriydi. Yüzünde kocaman soru işaretleri ve içinde büyük bir öfke taşıyarak karşısında duran babasına karşı kendisini savunmadı Derya; çünkü o, kendisini savunmasını gerektirecek bir şey yapmamıştı. Bunun yerine kendisini anlattı. Yasin'i nasıl sevdiğini, onunla neler düşlediğini, düşlerinin nasıl yarıda kaldığını, bunları ailesiyle paylaşamamanın onu ne kadar üzdüğünü anlattı. Ve bütün bunlara Halil'in sevgisizliğinin, güvensizliğinin, katılığının sebep olduğunu… Halil'in o tetiği çekmesine engel olan şey de bunların doğru olduğunu bilmesi bence. Merhamet değil, sevgi değil. Haksız olduğunu bilmesi, görmesi…
 

 
Halil gibi düşünen babalar biliyorum, Halil'in yaşadıklarını yaşasa daha büyük olaylar çıkarabileceğini düşündüren… Sevgiyi göstermenin zayıflık olduğunu düşünen, sevmek isteyip de sevemeyen babalar gördüm ve sevmeyi öğrenemeden büyüyen çocuklar tanıdım. Derya, yine de sevmeyi becerebilmiş. Demek ki gerçekten sevilmiş, korkmadan sevebilmiş. Bakınız Yaren öğrenememiş sevmeyi, o yüzden anlam veremiyor Mehmet'in hem bir katil hem de fabrikadaki o sevecen adam olmasına. O yüzden göremiyor Kadir'in gözlerinde kendini…

Yaren'in göremediğini, Kadir'in de dile getirmekten korktuğunu Esma çoktan görmüş de ses etmezmiş meğer. İşi düşünce Kadir'in önüne bu kozu sürüverdi hemen. Ama başını eğişinden, gözlerini kaçırışından anladık; Kadir ne bu durumu Yaren'i elde etmek için kullanır, ne de Yaren'in rızası olmadan ona kavuşmayı kabul eder. Umudunu, cesaretini kıran Yaren'in kayıtsızlığı mıdır bilmem, ama Kadir bu durumun dile dökülmesinden bile rahatsız oldu sanki. Daha ileri yorumlar yapabilmek için Kadir'i daha sık görmeliyiz, yarım dakikacık değil!


 
Başta da söylediğim gibi, yeni bir sayfa açtık bence dördüncü bölümle. Geçen hafta ivme kazanmaya başlamıştı hikâye, bu hafta daha hareketli, daha bütünlüklü ve kendi sorduğu sorulara yanıtlar vermeye başlayan bir bölüm izledik. Aksayan bir ayağı, göze batan yanları olsa da bu bölümle birlikte hikâye rayına oturdu diyebiliriz. Emeği geçen herkese teşekkürler…
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER