Çöz beni arapsaçı*
Ozan'ın da, Asu'nun da cesedi ortada yok. Peki şimdi ne olacak?
Eskiler, düğüm çözmekte maharetli olanların kayınvalideleriyle iyi anlaşacağını öngörürlermiş. Eğer bu çıkarım doğruysa, olaylar durulduğunda, Kemal’in Vildan Hanım’la, Nihan’ın da Fehime Hanım’la canciğer kuzu sarması olması gerekiyor. Çünkü maşallah ahir ömürlerinde çözdükleri vakalar mecazi olarak düğüm, hatta kördüğüm diyebileceğimiz türdendi. Ama Kemal’in üstüne atılan bu cinayet iftirası öyle bir kurgulanmış ki, tam düğümler çözülme safhasına geçti derken aksine arapsaçı seviyesine ulaştı. Tabii iyi ki de öyle oldu; yoksa saat 01.00’de bitmek zorunda bırakılan bölümü, o saate kadar ayık vaziyette izlemekte zorlanabilirdim.

Yasak aşk, entrika, acı, gerilim, suç, polisiye…Ne ararsan var.” dedi Mercan Komiser. Aşkın başındaki ‘yasak’ sıfatı dışında, koyduğu teşhis çok yerinde. Kara Sevda’nın hamurunda bunların hepsi var, dozları haftalara göre değişebilir ama birini bile eksiltseniz o hamur tutmaz. Bu hafta da suç ve polisiye dozu aşırı yüksekti. Kemal’e kurulan tuzak esas olarak odak noktasındaydı belki ama, bana kalırsa Ozan’ın cesedini kaçıran Tarık’ın da ipinin çekildiği bir bölüm oldu. Otopsi sonucunda Ozan’ın ölüm sebebinin boğulma değil de zehirlenme olduğu anlaşılsa da, Tarık da her dönemeçte, kendisi ortaya çıkacak diye Kemal ve Nihan’ın ayağına çelme takmaktan vazgeçse derken, adam işleri daha da beter karıştırdı. Mezarı açmak ne demek yahu? Vallahi çarpılacak, billahi çarpılacak! Aynı şekilde, kurduğu pis tuzakta Asu’ya yardım eden Tufan’ın da, hikayenin sonunda iyiler kontenjanından mutlu olacağına dair umudumu yitirdim. Bir Asu uğruna ya Rab, ne Tufanlar heba oluyor!


Bana boşuna sinsi Asu demediler...

Kemal, zihninin bulanıklığı ve o geceye dair bilinmezlikler nedeniyle sanki parmaklıkları görünmez bir zindana kapatılmış gibiydi. Hangi yöne, ne kadar adım atsa o parmaklıklara çarpıp geri döneceğinin belirsiz oluşu, o flashback sahnesine kadar heyecanımı diri tuttu. Kabul edelim ki Asu’nun planı oldukça sağlam kurulmuş. Ve ben şu an için o görünmez parmaklıkların kaldırılabileceği bir boşluk göremedim. Asu’yu ölümle tehdit var, buna tanık olan komşular var, Kemal’in şüpheli tavırları ve yok ettiği bazı deliller var, aleyhine kanıt oluşturan bir sürü delil var, fakat ceset yok! Ee şimdi Kemal bu komplodan nasıl kurtulacak? Adamcağız bir Nihan’ı sevdi, onunla ve kızıyla küçücük bir dünyası olsun istedi ama şu başına gelenlere bakın.

Aşk, aşk, aşk yüzünden
Izdıraba kul oldum
Ömrüm böyle tükendi
Ne kadar zalim yıllar”*

İlla ki bir kurtuluş yolu vardır da, bu plandaki gedikleri ben bulamadım açıkçası. Planda hata dışında, hasbelkader bir delil olabilir mi elimizde? Geçen hafta, Kemal ve Asu’yu izlemek için Kemal’in salonuna yerleştirilen kamera hâlâ çalışıyor mudur? Olaylar görüntü açısının dışında gelişmiş olsa bile, hiç değilse sesleri kaydetmiş midir?Kemal tutuklanırsa, plandaki boşlukları yahut lehine olan diğer delilleri kimin, nasıl bulacağına dair endişelerim var. Hem Ozan’ın cesedi nasıl bulunacak da, Gürcan’ın söylediklerinin doğruluğu kanıtlanacak? Ayhan, Leyla, Nihan ve Zehir’den oluşan tayfası, Kemal’in yönlendirmeleri ve dikkati olmadan bu iki olayı da çözebilecek mi? Ya da en temizi Asu annesiyle filan bir şekilde iletişim kurup yakayı ele versin. Ah tabii, Nihan’ın kırık tırnağını saniyesinde fark eden, ama Kemal’in avcunun içindeki nal kadar yara bandını çok sonra görebilen Mercan Komiserimiz var, o halleder!

Yazı devam ediyor...
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER