Dua ederiz..
Dilek dileriz..
Mesaj göndeririz..
Manifest yaparız..
Ya da hiçbirini yapmayıp bekleriz.. Belki de tuşların
hepsine birden basarız.. öyle ya insanoğluyuz, her şey beklenir bizlerden.
Gönlümüze, gözümüze, ruhumuza geçen sene çiçek açtıran BAHAR
dizisi bu sezona da hızlı bir giriş yaptı. Kadrosuna yeni isimleri de ekleyerek
dolu dolu geldik, diye bağırıyor adeta. Ekibe yeni gelenleri alkışlarla
karşılasak da dizi içerisindeki rollerine biraz yok birazdan fazla sinir
olduğumuz yadsınamaz...
Mesela Süreyya (Büşra Pekin) ve Eylem (Elçin Afacan) ikilisini sevenler desem??? Bizlere
saç baş yolduracak cinstenler. Elbette bu rollerinin hakkını veren başarılı
oyuncu demek, o cepte. Yalnız izlerken bölümleri "Çıkar mısın Eylem
odadan?" "Başhekim isen neden sürekli asistan odası çevresindesin
Süreyya Hocam??" Diye söylenirken buluyorum kendimi. Yalnız değilim,
diğmmiiiiii???? ^^
Bunun yanında bi' de Kiraz (Zeynep Atılgan) kızımız var ki o şimdilik gayet
tatliş, hoş, modern şef. Ve inanıyoruz ki Doruk'a şık bi' nefes olmaya gelmiş,
eeee başımızın üstünde yeri var o halde.
Kaldığımız yerden devam edeceksek de Timur hiiiiççç ama
hiiççç değişmemiş. Şimdi de elinde olmayan eski eşi Bahar için deli divane
modunda. Çünkü Timur büyümemiş hatta belki de doğru sözcük büyüyememiş demek
olacak. Evet, evet büyüyememiş bi' erkek! Annesi de yanında. Böyle giderse
büyümeden dede de olur, ölür gider de. Büyümüş olsaydı en azından Rengin'e de
Parla'ya da sahip çıkar, üstüne Bahar'ı üzmez ve Umay ile Uras'a da destek
olurdu. Büyümüş olsaydı hastane işleri yoldan çıkmaz, ilişkileri bozulmaz idi.
Eski eşini aldattığı için ayrılması yetmezmiş gibi şimdi de Rengin'i hiçe sayıp
Bahar'ın etrafında dolanması ciddi anlamda sinirimi bozuyor. Mehmet Yılmaz
Ak'ın oyunculuğunu izlemek keyif, gündem göndermeleri hoş yalnız çok can
sıkmıyor mu sürekli Bahar'ım da Bahar'ım diye sayıklaması...
5 yaşında değilsin Timur Yavuzoğlu... Bu masa lambaları da epey popüler oldu :))
Kıyafetini değiştirmekle olmuyor bu işler Timur Yavuzoğlu.
Birazcık da kendini değiştirip gerçekten ne istediğini bulsan mı??? Ya da ne
istemediğinin kararını versen??? Bahar seni affetse Rengin'e mi koşacaksın???
İkisi de benim canım ciğerim diyerek mi hayatını idame ettireceksin??? O L M A
Z...
Neyse çok arabozan kişilerden bahsettim. Bunlar bi' yana
canımmmm #EvBah diğer tarafa. Evren'in Bahar'ı her haliyle sevmesine bi' kez
daha 100 tam puan veriyorum. Evren'in Bahar ona kızgınken Süreyya ile tanışıp
kısa süreli ilişkisi olmasına kızmıyorum, kızamıyorum. Yarası ve üzüntüsü
varken karşısına çıkan ilk kadın yaralarını sardı. Evet, kabul ediyorum
Bahar'ın da süreci zordu ve Bahar bu süreçte yaralarını kimseyle sarmadı!!
Çünkü Bahar...
Evren'in yanındaki kadına her şeyi açık şekilde söylemesi
doğruydu. Yalnızzzzz hastaneye tekrar dönüp işe başladığında Süreyya'yı
dinlemeyip Bahar'a gerçekleri açık şekilde söylemesi gerekmekteydi. Evren'e
kızarsam sadece buradan kızarım kiii bu kısıma da "Eeee o zaman nasıl dizi
olacak??" Diyoruz ^^
Elit Andaç Çam iyi ki sen iyi kiiiiii
Çağla'nın Bahar'ın yanında olması "İşte kadın kadının
yurdu oluyor, olabiliyor." Cümlesini doğrulatan hareket resmen. Her ne
olursa olsun yanında olmasına kalplerce... Çağla'ya birini getirirler mi
bilmiyorum ama gelmeyebilir de. Bana tamam yani. Zaten şimdiki Çağla pek
evlilik, çocuk da istemiyor. Bahar'ı mutlu görünce o da babaanne olur zaten ^.^
Doğruyu isteyebiliyor muyuz?? Dedim ya... İşte belki de
Bahar'ın şimdiki imtihanı tam da budur. Doğru zamanı bulabilmek. Doğru kararı
verebilmek. Evrene ilettiği mesajın ne derece doğru olduğunu kavrayabilmesi.
Doğru yolu bulabilmesi. Doğrulukları savunabilmesi....
Bahar hem anne hem çalışan kadın hem sevgili hem kayınvalide
hem müstakbel babaanne hem çocuk hem arkadaş... Bahar şu anda çoğu kadının
mücadele ettiği, etmek zorunda kaldığı durumun taa kendisi. Bahar şu anda tüm
kadınların sesi, Bahar şu anda herkesin nefesi... Bahar en çok da oğlu Uras'a
yazdığı mektuptaki cümleleri...
Sevgiler...