Bazen gitmek istesen de gidemezsin
Tarık, delinin teki. Hastaneye girmek yerine kızına gitmeyi tercih etmesine zerre şaşırmadım, hatta çok da sevdim ama şu anda tanıdığımız Bahar’ın hastaneye gidip de oradan Melis’i aramamasına şaşırdım. Bahar, değişmeye hazır bir karakter ama yine de Bahar gibi görece sabit fikirli bir karakterin bu kadar çabuk değişmesi biraz hızlı geldi bana. Bir de “Yardım edin!” diye bağırana kadar iki adım ilerleyip mekandan birilerine haber verse, ambulans çağırsalar daha mantıklı bir hareket olurdu. Zira bıçaklanan adamı nereden nerede gayet soğukkanlı bir şekilde getirdi, öyle şoka girmiş bir hali de yoktu.

Adı Efsane, çok değerli çatışmalar barındırıyor. Ama bazı karakterler yavaş derinleşirken bazılarının gizemi önüme seriliveriyor. Bense öncelikli olarak Tarık ve kızlarının hikayesinin derinlerinde yüzmek istiyorum. Ki baba-kız çatışmalarına da bayılırım.

Tarık ve kızlarından sonra Bahar'ı tanımak isterim. Çünkü ben Bahar'ı tanımaz, onun etrafına ördüğü duvarların nedenini anlamazsam Bahar-Tarık ilişkisine de Bahar'ın kızlarla gireceği konulara da inanamam. Demem o ki, Seyfi'nin ikinci ailesinden önce Bahar'ın ailesine konuk olmalıyım. Evet, Seyfi'nin hayatı Hakan'ı anlama yolunda önemli bir durak. Ama Seyfi’nin eşine, çocuklarına neden bu kadar kötü davrandığı üzerine biraz daha düşünmek iyi olurdu. Nihayetinde bir baba figürünü kötü yapmanın tek yolu ona ikinci bir hayat kurmak değildir. Türlü şey geçebilirdi aklımızdan. Olurdu yani...

Kaç gece babası gelecek diye kapıya bakmıştı kim bilir? 

Tarık ve kızlarına dönelim... Tarık’ın Melis’in kalbini kazanması biraz uzun sürecek. Şimdilik Melis’in hayalleriyle yetineceğiz. Hayallerine karanlıklar hakim olmasın da elbet bir gün hayaller de gerçek kılınır. Melis’in hayalinde babasıyla dans ettiği sahneye bayıldım. Ve elbette Almila Ada’ya da… Almila Ada’nın hüzünlü bakışları kalbimi elime veriyor her hafta. Zaten herkes o kadar güzel oynuyor ki, duygular direkt kalpte.

Tarık'ın bıçaklanma sahnesi de bayıldığım sahnelerin ikincisi oldu, zaten Hakan evden çıktıktan sonra neredeyse soluksuz izledim. Reji gerçekten çok iyi; hem görsel olarak keyif alıyorum, hem de karakterlerin vermek istediği duyguları kalbime misafir edebiliyorum. Ve reji kadar iyi olan bir şey daha var ki o da müzikleri. Sahnenin temposu düşecek gibi olurken arkadan bir müzik giriyor ve o sahneyi düştüğü yerden kaldırıyor.

Adı Efsane, bu hafta da güzel bir bölümle uğurladı beni. Emeği geçen herkesin emeklerine sağlık. Nicelerine...
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER