İki çocuğu yaptınız, dünyanın kurtulması için geriye kaldı sekiz.
Eminim ki tüm bu hissiyatlar; mutluluk ve hüznün, kahkaha ve gözyaşının kol kola olması şu an bu satırları okuyan Kiralık Aşk izleyicileri için hiç de yabancı değildir. İşin en güzel taraflarından biri de buydu. Gerçekten bu kadar çok kişinin, bu kadar benzer duyguları hissetmesi, aynı şeylerden keyif alması, küçücük bir şeyden bile mutlu olabilmesi mucizevî bir şeydi. Zaten sorsanız herkesin bu yolculuğa dair anlatacağı kendi mucizesi vardır. Ki buraya girersem çıkması çok zor olur zira ben de bir sürü anı ve güzel insanlar biriktirdim. İyi ki…

Elbette ki bu güzel yolculuk ve bana kattıkları için teşekkür etmek istediğim bir sürü de insan var. Her şeyden önce en baştan, son güne kadar emeği geçen tüm yönetmenlere, teknik ekibin tamamına, bu hikayede yer almış bütün oyunculara, bu işte ucundan kıyısından da olsa emeği geçen herkese kendi adıma çok ama çok teşekkür ediyorum. Gönlümdeki teşekkürlerin en büyüğü de tabii ki, bu masalın yaratıcısı ve annesi olan Meriç Acemi’ye ve kağıt üzerindeki karakterleri üç boyutlu hale getiren, gerçekmişçesine inandıran Elçin Sangu ile Barış Arduç’a gidiyor. Dilerim ki bundan sonra herkes kalbinin ekmeğini yesin, istisnasız herkes.


İşte en büyük umut ve güç!

Onlar sayesinde, yıllar önce tanışıp da zaman içinde bir şekilde iletişimin koptuğu iki şahane insanı yeniden buldum ben. Aliye Ablam ve canım Elit… Aylarca fragman ve özet telaşımı, ikinci fragmanı izlemeyeceğim inadımı, bölüm sevinçlerimi ve hezeyanlarımı paylaştılar benimle. İlk onlar okudular yazılarımı, ilk yorumları onlar yaptılar hep. Emekleri ve hayatıma kattıkları için ne kadar teşekkür etsem az. Paylaştığımız acı tatlı tüm anılar, güzellikler yanıma kâr kaldı ve bundan sonra da katlanarak çoğalacağını biliyorum. Yine yıllar öncesinden gelip beni bulan Canan Abla da “iyi ki”lerimin ilk sıralarında yer alıyor. Onların sayesinde hiçbir zaman yalnız yürümedim.

Tabii bir de teşekkürlerin en güzelini hak eden Ranini var.^^ Aylarca emek sarf edip, sayfalarca yazılarımızı okudu, ki biz de az geveze değildik malum. “Yazmasam deli olacaktım.” aşamasındayken kapısını çaldım, sağ olsun geri çevirmedi. Haftalar geçtikçe uzayan yazılarımız neticesinde “Yerli dizi yorumu, yersiz uzun.” noktasına gelse de, usansa da bizi hep özgür bıraktı. Sayesinde Kiralık Aşkolog unvanlı, en az benim kadar deli, dört şahane insanı; Virgo, Debbish, Ilgaz ve Dilara’yı tanıdım ve çok sevdim. Her hafta hevesle gelip yazılarıma yorum yapan, benimle düşüncelerini paylaşan, bana “kalben sarılan” ve adlarını saysam mutlaka arada unutacağım için o işe hiç kalkışmadığım, herkese de yalnız olmadığımı hep hatırlattıkları için kocaman teşekkür ederim. Tüm bu saydıklarımdan biri olmasaydı bir şeyler hep eksik kalırdı.

Hevesle girdiğim evden, zihnimde şahane anılar ve kalbimde mutlulukla, ellerim kollarım umut dolu bir vaziyette, aşka ve mucizelere inancım tazelenmiş olarak çıkıyorum. Defne ve Ömer beni son derece misafirperver bir şekilde ağırladıktan sonra güler yüzle uğurluyorlar artık. Kapıyı örtüp, perdeleri kapatıp yataklarına çekiliyorlar. Ve o yatakta elleri hiç ayrılmamacasına birleşiyor…

“Vedalar bıraktım duraklarda
Ne arasan bir sevdanın içinde
Fazlasıyla bıraktım ardımda
Beni güzel hatırla”**

Kiralık Aşk’ı çok güzel hatırlayacağım çünkü düşündüğümden de fazlasını bıraktı bana. O yüzden, bitti fakat tarih olmadı, efsane oldu! Yeni rüyalarda görüşmek üzere…

*Fikret Kızılok, Gidiyorsun
*Orhan Veli Kanık, Beni güzel hatırla

BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER