"Sevgili kayınpederimin elini öpmeye geldim." by hayırlı damat Kemal.
Aynı şekilde Emir’le Kemal’in arasındaki zeka dolu satrançtan da büyük zevk aldım. Her ne kadar Asu’nun yaptığını hâlâ ona uygun bulmasam da Emir’in eline böyle bir koz geçmiş olması hikayeyi hareketlendirdi. Emir, 7 milyona aldığı lisansların bedeli olarak Kemal’in onun masasına bıraktığı 1 lirayı, Kemal’e aynen iade edince bir kahkaha attım. İşte rövanş diye buna derim. Karşı hamle de Kemal’den güzel geldi, gerçekten de bir satranç oyunu gibiydiler. Bu zaten en başından beri böyle. Her seferinde aynı zeka, aynı çeviklik ve aynı azimle savaşıyorlar. Tabii Emir’in hamlesi Kemal’i mat etmedi, sadece vezirine mal oldu diyebiliriz. Ama Kemal şahı çekti, bu elde Emir’i mat etti. İşin en fena tarafı da Kozcuoğlu erkeklerinin, şirketteki üstünlüklerini kaybetmiş olmaları. Önce Nihan, Emir’in hisselerinden büyük bir ısırık almıştı, şimdi de Kemal Galip Kozcuoğlu’nun bütün lokmasını mideye indirdi.

Aile hayatında ise Emir hâlâ bir adım önde. Emir’in Deniz’le sohbeti, yatağında yatırıp elini tutması etkileyici sahneler ve mümkün olsa kendi çocuğuyla da güzel bir iletişim kuracağına inanıyorum. Ancak Nihan’dan sonra Deniz’e de bu kadar bağlanıyor olmasından dolayı endişeliyim. Hayatı boyunca seçilmemiş Emir için üzülüyorum elbette ama Deniz de onu babalığa seçti diyemeyiz. Sen bu hikayenin “Cemşit”i değilsin Emir. Çünkü o hikayede Cemşit’in emeği, dostluğu ve iyiliği onu seçilmiş baba yapmıştı. Ben burada Emir tarafında bunların hiçbirini görmüyorum. Emir’in kucağında Deniz’i gören Kemal’in canı acıyor ya, onu öyle görmek de benim canımı acıtıyor. Bu kadarı hassas kalbime ve hakkaniyet duyguma fazla geliyor artık.


Bu iki esmer adam da benim babam olamaz bence. Anneea?!

Fehime’nin de öğrendiği sırlar çoğaldı. Zeynep’in Emir’le ilişkisini öğrenmesinden sonra, Asu’dan da darbeyi yiyince yüreğine iner diye korkuyorum. Hayır, Fehime’yi sevdiğimden filan değil ama Deniz’i, Kemal’in taraftan bilen bir o var. Bir noktada dayanamayıp bir açık vereceğini ümit ettiğim için sağlığına çok dikkat etmesini istiyorum.

Vildan bu sezon son derece tutarlı ve sevecen bir profil çiziyordu. Ancak Ayhan konusunda Leyla’ya verdiği sert tepkiyi görünce bir an geçen seneki Vildan geldi gözümün önüne. Aristokrat önyargılı Vildancım, torununun babası da o hapishanede yatmıştı, hatırlatırım. Ayhan, hapiste ilk gördüğünde Kemal için ayrık otu demişti. Şimdi kendini Leyla’nın hayatında aynı şekilde hissetmesi üzücü. Her ne kadar Leyla, görüşmek için bahanelerinin tükenmemesini istiyor olsa da Ayhan’ın bu hissiyat yüzünden kendini bir parça geri çekeceğini düşünüyorum. İki ayrık otu, acaba ne zaman şöyle bir çilingir sofrasında efkâr dağıtır?

“Aslında ne kadar az tanıyoruz çevremizdeki bir sürü insanı. Yürüdüğü sığ suyun bataklık olduğunu çok geç anlayabilir insan.” Leyla’nın bu sözleri, başucuna asılmalık cinstendi, dizideki tüm kandırılmışlar için geçerli olabilecek bir tespitti. Kemal’in, üç beş senedir tanıştığı Asu’nun kimliğinde yanılmış olmasından daha fenası Tarık ve Zeynep’i hâlâ tanımıyor olması bence. Gözü kapalı güvenemeyeceğini biliyor ama arkasından çevirdikleri dolapların çoğundan haberi yok. Kardeş değil, Kemal için birer kamburlar resmen. Başından beri Ozan’ın öldürülmesi konusunda ikisine de iyi niyetle yaklaşmaya çalışıyorum. Kemal’in ne kadar büyük bir hayal kırıklığına uğrayacağını filan da geçtim ama Deniz’e üzülüyorum. Çocuğun dayısı zaten katildi, üstüne halası ve amcası da dayısının katili çıkarsa çarşı pazar iyice karışır. Neyse, o hastanede neler olduğu tam manasıyla gösterilmeden, bu cinayeti işleyip işlemediklerine dair daha fazla ahkam kesmeyeceğim, sonra evlilik konusunda olduğu gibi büyük yanılabiliyorum. İsteğim, bu ölümde etkileri olmasına rağmen asli fail olmamaları.

“Bir deli otlar büyüyor içimde
Sancılıyım, yorgunum, kederliyim.
Bu halini sevdim gitme kal
Çamurlar çirkefler içindeyim
Bırakma beni insanlar kötü
Bırakma beni korkuyorum.”*

Her şerde bir hayır vardır derler. Kemal, etrafındaki herkesin ona bir şekilde ihanet ettiğini öğrendikten sonra çok şükür, geçmekte oldukları bataklıkta, her şeye rağmen bir tek Nihan’a tutunabileceğini anladı. “Bu yolda sadece ikimiz varız, bizim bizden başka kimsemiz yok.” Yanlış kişilerin alyanslarını taşıyan elleri kavuştu diyebiliriz. Hayatlarının kavuşmasına ise daha vakit var gibi.

*Kıraç, Yıkık
**Yaşar, Nazlı kız
***Cemal Süreya, Sayım

BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER