Kısaca
hatırlayacak olursak geçen hafta bizim Şehriban’a talip çıkmış, Nevizadelerin
de fırsat ayaklarına gelmişti. Çünkü Şehriban’ın “Talip”i Boncuklu Ailesinin
emektar hizmetkârıydı ve bu aile tam Nevizadelerin felsefesine göreydi. Bu
iğrenç aileden, ailenin müzayededen aldığı 200.000’lik tabloyu alınıp yerine
çakmsdı koyulacaktı. Plan başarıyla işledi, ta ki Ferdi tezgahın içine turp
sıkana kadar. Ahh Ferdi ah! Yazarken bile yükseliyorum. Tabloyu değiştirirken
gözüne çarpan değerli bir yüzüğü tek başına çalmaya gitti. Oğlum, öyle aykırı
aykırı gidince ne olacağını bilmiyor musun? Dodo Dayıyı ne çabuk unuttun?
Ferdi, bu sefer kaş yapayım derken boynu komple beden de ayırıyordu.
Ferdi’nin
hatası
Ferdi, bu
sefer gerçekten yaş tahtaya bastı. Yüzüğü çalıp kaçarken Talip’e bir sağ kroşe
indirdi. Ama asıl yumruk suçun Talip’in üstüne kaldığını öğrenince Ferdi’nin
beynine beynine indi. Durum tam olarak şöyle: O gece Ferdi, kar maskesini
yüzüne geçirip Boncukuların evine girdi ve yüzüğü çaldı. Durum polise intikal edince
Talip’in de odası arandı ve odadan 80.000 lira çıktı. Tesadüfe bakın ki tam da
yüzüğün değeri. Ama Talip çok ince biri olduğu için Ceyhun’a annesi ile evlenme
sürecinde arsa sattığını söyleyemedi. Esra’ya anlattı. Gel gelelim bu durum
hala Talip’i şüpheli olmaktan kurtaramadı. Tüm bunlar olurken Karlos da
Ferdi’de değişik durumlar olduğunu anladı ve peşine düştü. İlk önce Tuncer’den
yüzüğü kaptı ardından Ferdi’yi konuşturdu.
Eksik bir şey mi var hayatınızda?
Ama ne yapıp
o yüzüğü tekrar eve bırakmak gerekiyordu. Karlos ve Ferdi, Talip’i olanlar için
geçmiş olsun demek için ziyaret ettiler. Ferdi, tuvalette diye çıkıp aldığı
yüzüğü Kıvançcan’ın yatağının üstüne bıraktı. Yüzük sahipleri tarafından
bulundu ama Talip bu durumu kendine yediremedi. Tası tarağı toplayıp
İstanbul’dan gitme kararı aldı. Ama bir yola çıkmıştı ve bu yolda Şehriban’ın
da onunla olup olmadığını bilmek istiyordu. Yine nazik bir şekilde Şehriban’ın
kapısını çaldı ve sordu: Benimle gelir misiniz?
Şehriban kalp
Talip
Tüm bunlar
olurken Şehriban’ın ayakları yere basmıyordu. Maşallah maşallah. Olanlardan
bitenlerden habersiz süslendi, püslendi. Belki de bugün çay içeceği o bey
ilerde eşi olacaktı.
Cınım,
Şericığım, mür sana yakışmış, darzsın.
Ama kırık bir
kalp ile eve döndü. Kıyamam. Ne güzel dedi Servet abi: Kısmet ise gelir
Hint’ten Yemen’den, kısmet değilse ne gelir elden. Şehriban o gün saatlerce
Talip’i bekledi, bekledi, bekledi. Ama işler bildiğin gibi değil Şeribomcuğum.
Senin Talip’i aldılar ve gün boyu sorguladılar. Yoksa senin gibi gönlünün
güzelliği yüzüne vurmuş bir minnoşla buluşmaya gelmez mi? Sen ağlama, biz
dayanamayız.
Hayati’nin
suçu ne?
Kaç zamandır
Cemile’nin soğuk nefesi Hayati’nin ensesindeydi. Hormonlarını kulaklarından
fırlata fırlata bu sefer Hayati’ye acımadı. Ama durumlar Cemile'de de
bildiğiniz gibi değil.
Vallahi ben bir şey yapmadım,
memur bey duruşu.
Girlz night
out!
Yıllardır
“Kadınlar ne ister?” diye aşağılayıcı bir ifade ile sorulan soruya soruyla
karşılık verme zamanı gelmişti. Cemile, Maşuka, Derya, Yaren ve saatler
bekletilen Şehriban nane likörü eşliğinde “Erkekler ne ister?” sorusuna cevap
aradılar. Gerekli cevapların kızlar tarafından verildiğini düşünüyorum.
Ağzınıza sağlık kızlar.
“Gülen
Gözler” filmine selamı çakıp yolumuza devam ediyoruz.
Bir de
eskilerden dinlemek isteyenler için:
Gülen Gözler - Beterin Beteri Var Haline Şükret Dostum |
Ceyhun da
fırsattan istifade eve zil zurna sarhoş dönen Maşuka ve Şehriban'ın hali için
Derya’yı aradı. Ya ben çok üzülüyorum bu çocuğa artık. Söz verdi, Derya’ya
kendisini hiç yalnız hissetitmeyecek. Son olarak “Seni seviyorum”u da
yapıştırınca 21 bölümlük FerDer’den CeyDer’e doğru yöneliyorum sanki. Bakalım.
Yaren ve
Karlos’un hikâyesinde adım adım
Uzun
zamandır merakla beklediğimiz o acı dolu hikâyenin bir kısmını bugün Yaren’in
günlüğünden duyduk. 7 yıl önce, kirasını ödeyemediği için neredeyse evden
atılacak olan Yaren, son dakikada parayı getirip ev sahibine verdi. Karlos’un
“Yanarım”ı yazdığı günler tabi o günler. Amaçları akşam pavyona girip besteyi
Yaren’e verebilmek. Yaren ve Karlos’un albüm hayalleri taa o zamanlardan.
Şimdilik bu kadarını öğrenebildik. Bir bıçaklanma durumu var ama kim kimi
bıçaklamış, ne oldu da bıçaklamış parça parça birleştireceğiz artık.

Ayhhh,
iddiaya girmecilik
Gelelim bu
haftanın tezgâhına. Ayyy ne sevimsiz bir adamdın sen Karhan. Umarım önümüzdeki
bölümlerde görüşmeyiz. Daha en başta senden iğrendim. Sokakta, cam silerek 3-5
kuruş kazanmaya çalışan çocuğun hayatını hiçe sayarak arabanın önünde
oturup iddiaya girmek nedir?!
Yere batsın senin iddian Karhan!
Nevizadeler ile Karhan’ın karşılaşması tam da bu anda oldu. Böyle bir adama
tezgâh hazırlamak caizdir, farzdır, makbuldür, her şeydir. İlk önce Bahadır
adamı inceledi. Ne olduğu belli işte: baba parasıyla iddiaya giren, ortada
serseri mayın gibi dolaşan bir adam. Madem bu adam sosyal medyayı çok aktif
kullanıyor ilk hedef nerede olduğunu yer bildirimlerinden bulmak. Öyle de
yaptılar. İstikamet bilardo salonu. Kayhan’ı tatlı tatlı keserken birden
mahallenin yeni çocukları geldi. Yalnız mahallenin yeni çocukları yanıyor!
Şimdi çocuklar, siz nasılsa Pazar gününden sonra hep buradasınız, ilk önce şu
Karhan’ın ifadesini alalım!
Kayhan’a dönersek ilk iddia bilardo masasında: gözü kapalı tek atış ve 20bin
idi. Karlos ilk iddiadan mortingen straze oldu. Toplamda ilk turda 50.00’i
Karhan’ın ellerine saydılar.

Bu sefer
sıra Ferdi’deydi. ikinci tur, bilek güreşi. Tam da Ferdi’nin kalemi işler bunlar.
Smach Vedat tezgâhında izbandut gibi adamı yerden yere vurduğunu unutmadık. Ama
Ferdi yine gaza geldi. Çıkartmayı unuttuğu saati yüzünden Karhan’a kafayı attı,
diskalifiye oldu, parayı masaya bıraktı. Oğlum sen Karhan’ı nefesinle
devirirsin, saatine de bir şeycik olmaz. Merkür burcunda geri geri mi
gidiyordur nedir, hemen parlıyorsun? Sonuçta o gün kendi elleriyle tam
100 bini Karhan’a bıraktılar. Karhan da buldu garibanları sürekli yeni bir
iddia. Akşamına Karlos’u arayıp uzuneşek iddiasına girdiler. O 100 binin
Karhan’dan alınması şart. Uzuneşek, yağ satarım bal satarım, seksek… Allah ne
verdiyse oynayıp o parayı geri almalılardı. Sadece uzuneşek ile yırttılar. Ne
demiş Metin Oktay: Atamın yüzü yere değmesin. Bu sefer ne Ulu Önder’in ne de
Nevizadelerin yüzü yere değmedi. Uçan Ferdi, atlayışıyla Karhan’ın takımını yere
serdi. 100 bini kurtardı.
Bu atlayış
uzuneşek literatürüne “Atlamandan belli, kırıcan mı belimi?” atlayışı olarak
geçti.
Yenilen
pehlivan güreşe doymaz misali Karhan’dan son bir teklif daha geldi. 6’ya 6 halı
saha maçı. Ortadaki para 200 bin lira! Tam bildiğimiz yerden sordun Karhan’cığım. Ve
“Nevizade İdman Yurdu” sahnede. Nevizadeler maçı ekip ruhuyla 3-0’dan 4-3 aldı.
Maçtan kısa bir özet veriyorum. Ronaldo’yu renklerine bağlayan Karhan’ın takımı
maça hızlı başladı. İlk dakikalarda ilk golü buldu. Ama 2.golde el olduğu çok
açıktı. Hakem, tüm itirazlara rağmen golü saydı. Bahadır da kendi kalesine golü
atınca skor haliyle 3-0 oldu. Bir de üstüne siyahi futbolcuları Dierra
sakatlanınca istemeyerek de olsa Nevizade İdman Yurdu 2.yarıya Gıyasettin ile
devam etmek durumunda kaldı. İyi ki de öyle yapmışlar. Gençlerin yolunu açmak
lazım sonuçta. Kandemir’in soyunma odası konuşmasıyla da gaza gelen takım
2.yarıda artarda bulduğu gollerle maçı 4-3 kazandı. Maçtan keyifli görüntüler,
hemen ardından bültenimizi kapatmak için buradayız:



Son durumu
Galatasaray’ın “Nevizade Geceleri” marşından ufak bir kısım ile bitirmek
istiyorum.
Giden her
sevgilini ardından, hep biz olduk el sallayan,
Haykırsak duyarlar mı sesimizi, hangi sevdadan galip çıktık ki.
Yürüyoruz sesiz ve kederli, Nevizade geceleri,
İnletiyoruz her çıkışında, İstiklal caddesini.
(Adeta bizim Nevizadeler için yazılmış.)
Maçın
ardından Gıyasettin’e hediyesi verildi, 200.000 kasaya girdi. En başta da
bahsetmiştim yüzük meselesinden. Onlar yüzüğü bıraktılar ama tam her şey yoluna
girdi derken bu durum Kandemir’in kulağına gitti. Kandemir, Ferdi'ye ne kadar
büyük bir hata yaptığını yüksek bir sesle anlattı ve “gözüm görmesin” diyerek
evden kovdu. Ferdi için hayat artık daha zor.
Önümüzdeki
hafta:
Şehriban’ın
Talip’e cevabını,
Ferdi’nin
aileye tekrar dönüp dönemeyeceğini öğreneceğiz.
Berkin’den
Ali İsmail’e
Servet
abinin de dediği gibi futbol hayata çok benziyor, denge meselesi yani. Ama bu
bölüm beni çok farklı bir yere götürdü. Bu akşam ben, yaşasaydı, Nevizadeler
gibi daha özgür daha adaletli bir dünya için savaşacak olan Ali İsmail’i
hatırladım. Bir kaç bölüm önce Servet abi Berkin’e selam çakmıştı. Varsın bu
selamdan benden olsun. Nevizadelerin maçında, sesimi kısmadan özgürce bağırdım:
Ali İsmail Korkmaz; Nevizadeler yıkılmaz.