Ekranların yeni "Tatlı Serseri"si, bize aklımızla başımız arasındaki mesafe kadar yakın olan;
her bölüm daha bir sevdiğimiz, ailemizin Çakal Karlos’unu; 7 Kasım’da vizyona
girecek olan ve Çernobil felaketini anlatan Yağmur-Kıyamet
Çiçeği filminin Şenol’unu yani Erkan Kolçak Köstendil’i daha doğrusu Erkan Abimizi yazdık, buyrun:
Erkan Abimizi tam anlamıyla Ulan İstanbul’la tanımak benim ayıbım olsun. 10
yıllı aşkın oyunculuk geçmişi olan Erkan Kolçak Köstendil, ekranda ilk kez 2009’da Sakarya Fırat dizisiyle görüldü. Er Mahmut Karakum’u canlandırdı. (Ulan İstanbul’un Mahmut takıntısının sırrını Uğraş Güneş anlatacak, söz verdi bize..)
Türkiye’de çekilmiş ilk Facebook dizisi olma özelliğine sahip Mukadderat’ı yazıp yönetti. Mukadderat’ın
başrollerini Ushan Çakır ve Kaya Akkaya paylaştı. “Peki, bu diziyi neden
çektiniz?” diye sorulduğunda “Tek amacımız like almaktı.”diyecek kadar da
alçakgönüllü. İnternet dizisi işine devam edeceğini çoğu röportajında da özellikle belirtiyor.
Amsterdam’da
Torbacının Esrarı
filmini çekti. Belki de şu an Erkan Kolçak Köstendil’in Karlos’unu izliyorsak,
sebebi bu filmin batmış olması. Film 'batmış' olsaa da çok başarılı
bir yönetmen olacağının ilk sinyallerini verdi. Mutlaka izleyin! Ne demişler: “
Mukadderat”
Erkan Abimizin oyunculuk kariyeri sadece dört bölüm süren Babalar ve Evlatlar dizisiyle devam
etti. Araya bir de Kurtlar Vadisi sıkıştırmış. Bu noktada Erkan Abimizi önceden tanımıyor olmak,
bir kadın olarak çok da benim suçum değil galiba. Erkan Kolçak Köstendil
neredeyse kariyeri boyunca ‘erkek’ işlerinde oynayan bir oyuncu; öyle ki
gençliğinde Bursaspor’un file bekçiliğini bile yapmış.
Neyse ki bu zinciri
bir noktada kırmayı başardı: Merhamet. Çocuk Narin, Ergen Narin ve Yetişkin Narin’in hayatını -daha
doğrusu, dramını- anlatan dizide, Ergen Narin’in ağabeyi topal Mehmet’i
canlandırdı. (Buradan; çocuk Narin’in ağabeyinin adı Ziya, yetişkininki Rıza
diye düşünmezsiniz değil mi? Tamam dah aaz şaka yapacağım söz..)
Dizinin baştan sona sıkı izleyicisi değildim ama Erkan Keka (kendisi böyle diyor) ve Merhamet dendiğinde aklıma Şadiye (Dilara Aksüyek)’nin
intiharını görüp, koltuk değneklerini atıp, arkasından koşmaya çalışma anı
gelir, kimse alınıp gücenmesin...