- Farkında mısınız bilmem 26.bölümden beri bir kalem sorunsalı yaşıyoruz. Önce Defne eşyalarını almak istediğinden arabada bir not almak için Ömer’den kalemini aldı. Ardından bu kalem sayesinde onun üstündeki etkileri fark ederek yılbaşı hediyesi olarak ona geri gönderdi. Bu çok sevgili kalem manidar bir şekilde kanal tanıtımlarında karşımıza çıktıktan sonra 53.bölümde Ömer’in dönüşünün de Defne’ye habercisi oldu. O günden beri de Defne’deymiş meğer. Bu bölüm Defne “hiçbir şey değiliz” derken kalemi resmen Ömer’e uzattı, o da aldı ve gitti. Bu kalem macerasında da sıradaki bölümde neler olacak merak etmekteyim. Her el değiştirme yeni bir süreci başlatıyor, temiz sayfalara yazılan yeni bir hikaye.
- Şükrü ağabey olmasa biz ne yapacağız? Gecikmeli de olsa sabah kahvesi eşliğinde Albertine Kayıp gerçeğini söyledi. Tabi amaç Ömer’in bunu kendi açıklamasını engellemek ve sinirine sinir katmaktı. En sonunda Defne’nin öğrenmesiyle beklenen konuşma da gerçekleşti. Defne eğer gidip o sözleri Pamir’e söylemeseydi, içimiz rahat etmeyecekti. Tabi Pamir bir şekilde yağ gibi üste çıktı ama Defne nerede durduğunu çok net göstermiş oldu. Yeri geldiğinde ise hiç çekinmeden konuşabileceğini hepimize kanıtladı. Bölüm boyunca zaten Pamir-Defne ilişkisinin işten öte olmadığı çeşitli cümlelerle altı çizildi. Defne’nin özellikle elektrikler kesik olduğundan hiçbir şeyi fark etmediği. Sonuçta Esra bile daha akıllı değil mi? Saçını çekmesinden anladı hemen. Zaten o ve Lara’nın aşk hikayelerini pek sevdim. Bu arada insanın aklı tuvalette gelir derler, Defne’ninki ütü yaparken geliyor bu da güzel.

- Son zamanlarda Defne ile Ömer aşkında merkürün hareketi söz konusuydu. Defne’nin Ömer’in arkasından yetişememesi, aradığında telefonun kapalı çıkması sonra da arabada unutması, biri çıkarken diğerinin işe gelmesi gibi. Neyse ki merkürün gerilemesi durdu da kurallar kondu. Defne’nin bu her şeye rağmen Ömer’in yanında olma çabaları içimi ısıtıyor. Ömer’in de nefes almasını sağlayan işte bu hareketler tabi...
- Keşke ama hayat herkese adil davransa. Defne ile Ömer aşklarında derin nefes almanın peşinden koşarken bazıları ise hiç olmadıkları hayatlara maruz kalıyorlar. Şiddete belki de... Kadına değil, hiçbir insana el kalkmazken ilk kez naif duyguların hakim olduğu Kiralık Aşk’ta şiddet gördük. Önce arıza Defo ile Nihan’ın kadın hakkı için savaşmasına ardından uçan kuşu incitmeyen İso’nun kavgasına. Bu şiddet belki o anı kurtarır ama gelecek günler için şiddet dışı kalıcı çözümler bulunması en büyük umudum. Çoğu kadın korkarak evine geri dönüyor, ailesi kızar diye boşanmaktan çekiniyor. Bu hikayede eminim “işime karışmayacaksın” diyen Defne gibi Ayşegül de haklarını korur. Bu süreç içerisinde de aşka olan inancını kaybeden İso’nun her şeye rağmen aşkın yaşanması gerektiğini öğrenmiş olur.

- Aşk ve dostuk... Yan yana ne güzel. Sevdiği adamın evine giderken gözünde acı gördüğü İso’nun yanında susmak için kalan Defo. O an onları sarıp sarmalamak istedim. Bir yıl boyunca ağlaması için omzunu Defo’nun yanında tutan İso’ya sarılarak susması o kadar etkileyiciydi ki... Umarım herkesin hayatta böyle dostları olur.
- Gelelim yazımı bitirmeden Seda ile Sinan’a... Ben bu aşkı çok sevdim! Sinan’a bugüne kadar en çok yakışan kadın kesinlikle Seda. Hiç tereddüt etmesin Pamir kadar yetenekli olması gerekmiyor, eğer hoşlanıyorsa atacağı küçük adımlar büyük sonuçlar çıkarabilir. Sinan ne kadar “aklım kalbimden önce çalışıyor” dese de yalan o sözler...