Kısa kısa...
● Defne’nin kariyer hikayesini sevdim. Ondan tam Defociğimiz tarzı müdür olmuş. Ömer’e epey benzeyen ve aslında Ömer’e hiç benzemeyen kariyer insanı Defne! Müdür Defne... ‘olmuş’ yani. Kendine has iş bitiriciliği, mesleki dedikasyonu, “kızımız lojistikçi olacak” deseniz ciddili güleceğim Defne’ye olmuş, gitmiş… Ama içerideki tasarımcı Defne’nin harcandığını düşünmeden edemedim. Üç vakte kadar sahalara bekliyoruz. Tabii o üstadı Ö.İ. gibi ahşap masaları kazımasa iyi olur.. ^^
● Serdar’a noluyo, nerdeyse her şeye sebep olup, ne kıyametin öncesinde, ne de sonrasında hiç bir sorumluluk üstlenmemek, ve sonunda da muhtemelen Defne’den çok tepki göstermek? İso’nun Ömer öfkesini bile çok buldum, Serdar sana kocaman bir “SEN BİR SUS SERDAR ALLASEN!”çekeceğim müsafenizle. Ama aile tabii. Siz atlatırsınız, onlar atlatamazlar. Böyledir bu. Orta direğin evinde de böyledir, kraliyet ailesinde.
● Ömer giderayak aç karına üst üste iki istridye de hüpleterek tam bir keyif p... öhöm “keyfinin kâhyası” olduğunu kanıtladı. Aksini de beklemiyorduk zaten. Ömer ne dicem, sen Yengeç değil de Boğa burcu filan olmadığına emin misin?
● Defne mi? O kendinden telafili!! Baya güldüm. Kiralık Aşk hikayesinin 2. Versiyonunu ilkinden bile daha saçma buldum Nero ama napalım, sanırım DefÖm için iyi bir şey yapıyorsun o yüzden oturup izlicem.
● Koriş’in yeni
dükkanı hayırlı olsun ama ben bu konuda biraz bencillik edeceğim müsaadenizle, çünkü
bir Koray Sargın cemiyet hanfendilerinin dernek galası kıyafet tedarikçisi
olarak harcanabilemez, kabul edemem! Bu arada Claudia
Cardinale mi giymiş o elbiseyi galada sahi? Otto e Mezzo’nun
galasında filan mı giymiş yoksa ay valla gülerim! Ben o kadarını tam
çıkaramadım da ^^
Yazı devam ediyor...