Meg de bir yandan kendi halinde hayatına devam ederken bir
yandan da meselelerin yakınında dolaşıyor. Aslında bu durum standart bir Meg
Rayburn hali; Meg bu ailede her zaman her şeyi bilmiş. Meg’in de uyuşturucu
meselesinin odağına çekilecek olması sürpriz değil elbet, yavaş yavaş odağa
doğru yol aldığını da gördük. Meg, bir hukuk insanı. İşte buradan doğacak olan
çatışmalar da başka bir heyecan sebebi.
Rayburn ailesinin çocuklarına baktığınızda Danny ve
Kevin’den her şeyi beklerken, John ve Meg’i ailenin iyi çocukları olarak
adlandırırsınız. İlk bölümden bu yana, çevresel etmenlerle çizilen özellikleri
bunlar. İşte meselelerin odağında John ve Meg’i görecek olmak bu açıdan
keyifli. Kendileriyle ne kadar çatışacaklar, iç hesaplaşmaları nasıl olacak,
yolun sonuna nasıl çıkacaklar? Tüm bunları merakla bekliyorum.
Bloodline dünyasında uyuşturucu ekseninde bunlar yaşanırken,
Danny’nin oğlu da büyükannesiyle tanıştı. Doğrusunu isterseniz sert bir
tanışmaydı. Danny’nin oğlu Rayburn ailesinin öyle canını yakacak ki… İşte o can
yakma aşamalarına gelmemizi de sabırsızlıkla bekliyorum.
Bitirirken, John Rayburn’un konuşmasından hoşuma giden bir
cümleyi buraya bırakmak istiyorum: “Ve insan doğası beslenip kontrol edilmeli,
bizi kendimizden kurtarmak için.”
Öyle işte… Gideyim de bu cümle üzerine biraz daha düşüneyim,
3. bölümden sonra tekrar görüşürüz.