Ah o kırmızı kapının bir dili olsa..
Zaten Haziran ayındayız ama "Haziran 2016" hala gelmiş sayılmadı. Flashforwarda bomba gibi düşen, "Şahit" olayına takılmadım, naçizane tavsiyemdir, siz de takılmayın. Damat Ömer'se, -ki bence öyle- şahidinin Sinan olması gerekirdi, esasen. Lakin, şahit Sinan olsaydı, Ömer'in düğünü olduğunu anlardık, olay bu kadar basite indirgendi, buna üzülüyorum. Koray şahit gösterilip geçilebilirdi ama Necmi'nin olayı, "Acaba Sinan mı?" diye düşünmemiz içindi sanırım. Ömer'in Yasemin için çizdiği ayakkabıyla, Derya'nın giydiği ayakkabıyı aynı zannettim önce, sanırım her gördüğüm dantelli ayakkabıyı gelin ayakkabısı sanmışım. Gördüğümüz gelinin ayakkabılarının da farklı olması söz konusuydu, daha fazla Sherlock'culuk oynayamayacağımı anladım. Geldik zaten Haziran'a, kasmadan da olur bence. Hislerim, üç vakte kadar kimin düğünü olduğunu öğreneceğimizden yana. ^.^

Her erkek romantik olacak diye bir kaide yok Sinan ama replik çalma. Ne demek "Yasemin işte?" Sanki, sen Ömer'sin, Ömer de Defne'yi soran İz. "Kardeşim uğraştırma beni, çiz kafana göre bi ayakkabı işte ya, gelinin giyeceği cinsten olsun." deseydin keşke, içinde kalmadı mı?



Yasemin, Sinan'ın evlenme teklifi edeceğini öğrendiğinde, evlenmiş kadar oldu zaten, fazlasına gerek yoktu. Sürpriz bekleme, yüzük arama sahneleri komik ve güzel ama gereğinden fazla uzun. "The kadın" tespitine nokta atışı yakışan Yasemin, yine olağanüstü medeni cesaretiyle Sinan'a "Evlenelim." dedi, şaşırdık mı şaşırmadık köşemde yerini aldı. Yasemin iyi hoş da, Sinan'la ciddi bir mesele var artık aramızda. İso'nun gözünden dökülen her yaşın acısının Sinan'ın burnundan fitil fitil gelmesi en büyük arzum. İso'nun ayakkabıyı yapmasını kabul edebilen Sinan'ı, ben kabul etmiyorum, utanır insan böyle yüzsüz olunur mu? 3 tane kadına aşık oldu da, kimseden böyle bir kazık yemedi, acı çekmedi, oh ne güzel hayat.

"Ağzım doluydu ne dediğini duyamadım." repliğiyle bölümün, DefÖm'den sonraki şahanesi Koray Sargın'dır. Sinan'ı "Yasemin hayır derse." diye, önden alıştırmayı akıl edecek kadar şahane bir dost kendileri. Aynı zamanda benim için, kız isteme merasiminin de yıldızı, Koray Sargın tabii ki de! Ömer zengin olduğu için, jeti olmasını bekleyen Koriş'in, o ortamda da bizi yerlere yatırıcak hallerini bekliyorum, konu Hulusi Dede'den çıkarsa şayet. ^.^ Nihan'dan korkan, Türkan Teyze'm yaşlı diye bağıra bağıra konuşan Koray'lar da candır ayrıca. Serdar'dan sonra, umarım Koray da Nihan'a kilosuyla alakalı bir şeyler söylemez. Asıl umarım Koray, Hulusi Bey Amca'ya, "Kara Mamba Bey" diye hitap etmez. ^.^ Ben her ne kadar Koray'ın, "Oğlumuz ne iş yapıyor?" diye sormasını beklediğim için, kız istemede olmasını istediysem de, şu an en çok istediğim, o anın "tatsız" bir tat bırakmaması.



Defne ve Ömer sahnesinden sonra lönk diye gelen Sude sahnesinde gerçekten korktum. Sude'ciğim Allah için git, ötede delir hayatım. Sude'li sahneler gelmeden önce, "Çocuklarınıza izletmeyiniz." uyarısı verilmeliydi. Neticede, benim de ruhum çocuk, tedbirimi alırdım. Hani en çok sen yalnız kalacaktın, döne döne kalacaktın, tek başına güçlenecektin, şimdi neden "Kimse yok ki." diye dövünüyorsun Sude'ciğim? Bir yandan da "Ektiğini biçersin." dünyasında yaşıyoruz evet, ama tam olarak Sude bunu hak etti mi? İşte bundan emin olamıyorum. Elbette ki, Sude'yi bugüne kadar yaptığı şeyler konusunda haklı bulmuyorum; fakat bu Neriman ve Necmi'yi haklı bulduğum anlamına da gelmiyor. 


"Rekor kıracam" dedim dedim, inanmadınız, bakın şimdi noldu?

Çok kez dile getirdim, Sude; "Saldım çayıra mevlam kayıra." mottosuyla büyütülmüş bir çocuk gibi. Ömer'e içten içe, hatta gayet dışından da beslediği kıskançlık yüzünden, son gafleti olan, 8 sayfayı Passionis'ten alması sebebiyle, şu an yapayalnız. Dergisi rekor kırmış ama boynuna sarıldığı bi' Şükrü Abi'si var. Neden getirdiğini anlamadığım etler sayesinde, Sude'nin sarıldığı bir omuz oldu kendileri, var olsunlar. Aslında, Şükrü Abi'nin sözleri de Sude için tam can yakmalıktı, "Aileyle organizasyon ve kutlama." İşte o an gerçekten üzüldüm Sude için, "Ailemin umrunda değilim ki." diye haykıramadığı çaresizliği için.

Bu durumda, Necmi'nin payına düşüyor tüm sitemlerim. Hadi Neriman'ı tüm halleriyle kabul ettik diyelim, Necmi'nin umursamazlığı freni patlamış arabadan hallice bir yerlere gidiyor ve ben yakalayamıyorum artık. Ömer şanslıymış, amcası varmış, yengesi varmış. Gerçekten de çok şanslı, kendisine her daim yalan söyleyip, sürekli olarak, sevdiğinin omzundaki yüklere yük bindiren amca ve yengeye kim sahip olmak istemezdi ki? Necmi'nin, Neriman'a engel olması gerekiyordu, en azından bu sefer engel olması gerekiyordu, Hulusi Bey Amca'mı, kız istemeye getirme konusunda. Ama engel olmayı geçtim, "Neriman sen n'apıyon ya?" bile demedi. Necmi'nin Sinan'dan başkasına, -babalık- yaptığını görmedim zaten ben. Sinan, Necmi'yi bir gün kendisine bir şey yaparsa affetsin, ama Ömer en çok Necmi'yi affetmesin. 


Sahiplenen amca dokunuşu. Bakınız; mendil takmak.

Neriman'ın teknik taktikleri gösteriyor ki, Ömer'i hiç tanımamış. Gerçekten Hulusi Bey Amca'yı, emrivaki ve manipulasyon yoluyla affettirebileceğinize sizi kim inandırdı sevgili kardeşlerim? Nihan'ın tespiti, tespit gibi tespitti, kimse kıymetini bilemedi. "İnsan inadını bir yerde kırar, Ömer kırmadı, demek ki Ömer insan değil." net. Ömer'im İplikçi'm insan ama bildiğiniz insanlardan değil demek istiyorum yani. Kaldı ki, yaraları hiç geçmeyecekmişcesine taze. Her ne kadar o üzerinden geçtiğini zannetse de... Annesinin ölümünden dedesini sorumlu tutan bir insana yapılan bu dayatma hoş olmamakla beraber, bunun herkes tarafından bilinip, kendisinden gizlenerek yapılması daha da hoş değil. Anne ve baba eksikliğinin yerini hiçbir şey dolduramazken, yaşadığı her an dedesini suçlamaya devam edecek Ömer, dedesinin gerçekten değiştiğine inanıncaya kadar, hoş değişti mi onu da bilmiyoruz. Neriman'ı maddi yönden tehdit ederek, yine dolaylı yoldan kazığı Defne'ye atmış bulundu neticede. Neredeyse kahvaltıya gelecekmiş gibi de erkenden geldi kuruldu, Defne'lerin evine. Zaten daha çok kız tarafı sayılır bence Hulusi Amca. <3 

Yazı devam ediyor..

BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER