49 bölümdür bu anı bekleyen birisi olarak, kendi adıma, sevindim karşılaşma sahnesine. Yalnız; Defo'ciğim, Necmi ve Neriman için aynı şeyi söyleyemem, onlar sevinmesinler bence fazla. Kalsa da gitse de "Aman ne iyi ettiniz, 'Dedeğğğ sen var ya adam değilsin' demiştim en son, çok içimde kalmıştı, ver dede elini öpeyim." demeyeceğini biliyoruz Ömer'in, bunun bir bedeli olacaktır. "Bana yalan söylediniz, hepiniz yalancısınız, nefret ediyorum hepinizden." diye bağırmasa bari, çünkü sonu, "Dedeğğğ sen var ya adam değilsin." ile bitiyor işte, kısır döngü kalp ben. Ponçik suratlı Hulusi Bey Amca'ma yazık yeağğ.


Sen gel hele gel, kızın anağnesi, benim müstakbel hanım olur, bunu bil de önce.

Sizce tesasüf müydü peki, Hulusi-Ömer karşılaşmasının bugüne denk gelmesi? Hayır değildi, evrenin oyunu bu. Halbuki ben, Ömer'e SMS atmıştım, "Çiçekleri sakın sen eline alma, ver amcana o taşısın." diye, görmedi mesajımı zaar, lanete yakalandık yine. Neyse ki kederli, şaşkın, bitkin, ölümüne sinirli Ömer'lerle biten bölümlere aşırı alışığız, biz neleri atlatamadık en kötü ihtimalle bunu da atlatamayız. 

"Şemsiye." dediler, pilavdan dönemediler, zaten Defne, Ömer'in kadrajına Hulusi Amca'mla girdikten hemen sonra, ölü taklidi yapmalıydı. Bir çare olarak, Nihan'a doğuruyormuş gibi yapmasını öneriyorum mesela, paçayı kurtarmazlar ama süre kazanırlar. Zaten, Nihan'ın kız isteme töreninde, İz gündemiyle, yüzüklerin takılmasını kaçırmıştı Defne. Düğünündeyse, Ömer'in suratsız halleriyle ilgilenmekten, düğün sabahını bile Ömer'de geçirmiş olmasından ötürü yok gibi bir şeydi. Kendi kız isteme töreninin işlerini de, Nihan'a yıkıp, Ömer'e kaçtı zaten. Ben Nihan olsam, inadına doğurur, Defne'den tüm intikamımı tek hamleyle alırdım. ^.^

Her şey yolunda gider, Ömer'in dili Türkan Teyze'me ayıp olmasın diye lal olursa da, Nihan & Serdar düğünündeki gibi bir suratla oturmamasını rica ediyorum. Sevdiği kız evleniyormuş sankiden hallice günü zor unuttum, şimdi de sevmediği kızla evlendiriliyormuş sankiden hallice bir hali kaldıramam. Kız isteme konusuna girişi eğer Hulusi Bey Amca'm yaparsa, "Türkan Hanım'ı kendime istiyorum." dese de, on sene gülsek ^.^ Hem, Hulusi Bey Amca'm gülünecek bir şeyler bulduysa o an, Ömer de bulabilir dedesinden ne farkı var? 


Şaka mı bu? Komik değil, gülmedim.

Tam da bu noktada, aslında çok fazla benziyorlar. "Dedem olaylara müdahale eder, ederken de ezer geçer." derken, Alp'in düğünündeki Ömer'leri anlatıyordu sanki, Ömer İplikçi. Sinan'ı Sude'den korumaya çalışmaları da aynı şekilde özel hayata müdahaleydi hatta. Her ne kadar, hayata baktıkları yerler farklı olsa da, durdukları yer aynıydı belki de, bu yüzden anlaşamıyorlardı. Ömer, insanları para ile satın alan birisi değildi, bu da ayrıştıkları noktaydı belki de ama gelinini kabul etmeyen Hulusi Amca'dan, Yasemin'i kabul etmeyen Ömer'in ne farkı vardı? Ömer'in hayatına mucize dokunuşunu yapmasaydı Defne, Ömer de Sinan ve Yasemin'i kaybedecekti belki de. Hem Ömer'in hem de dedesinin köşeli yanları var, Ömer'in törpülemek ve törpülememek arasında gidip geldiği... Elbette ki, bir Defne dokunuşu bekliyorum, dedesini affetmesi için de. Dedesini affetse bile, "Ömer'i 6 ay içinde evlendireceksiniz." muhabbeti ortaya çıktığında, yine karşı karşıya gelirler herhalde. 

Yazı devam ediyor..

BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER