Çocuk da yaparım kariyer de
Başkanlık yarışı içinde olanların günü de böyle oluyormuş anacığım. Hannah "çocuk da yaparım kariyer de," derken Claire de bıyık altından gülüyor elbette.

Dördüncü sezonun bitimine iki kala bomba gibi bir House of Cards bölümü daha bizlerleydi. Bölüm o kadar hareketliydi ki, üst üste patlayan bombaları takip etmek bile yorucuydu. Bütün bir bölüm boyunca yaşlı kurt Frank’ın yeni yetme Conway’ı nasıl lime lime ettiğini—keyifle—izledik.

Bu bölümün bizim için en ilginç yanı sanırım liderlerin televizyonda yaptığı açık oturumdu. Gerçek bir demokrasinin işareti işte liderlerin böyle çekinmeden birbirlerinin karşılarına çıkıp, birbirlerinin politikalarını eleştirebildiği televizyon programlarıdır. Spikerin dediğine göre böyle bir oturum Amerika’da ilk defa yapılıyormuş. Derin bir parlamenter monarşi olan Amerika için hiç şaşırtıcı değil doğrusu. Bizde de özellikle 90’larda çok yaygın olan bu uygulama nedense daha sonra unutuldu.

Frank açık oturumda Conway’i lime lime ederken...

Güç için, mevki için her şeyin mübah olduğu Amerikan siyasi hayatında Conway gibilerin nerelere kadar yükselebildiğini bugün gerçek hayatta da görüyoruz. General Brockhart’tan aslında zerre haz etmeyen Conway sırf Frank’a karşı koz olsun diye yanında tutuyor. Bununla birlikte sıtkı da sıyrılmış durumda, sürekli artık dayanamadığını söylüyor. Tabii foyasını meydana çıkarmak da yine bir Frank-Doug işbirliğine düştü. Çapraz sorgu gibi, Frank Conway’i oyalarken Doug da onun işbirlikçi cumhuriyetçi senatörünü köşeye sıkıştırdı.

Frank da az çakal değil! Demokrat partinin sekreteriyken herkesin çetelesini tutmuş, daha sonra işine yarar diye bütün siyasetçilerin itliklerini, serseriliklerini kayıt altına almış. Bu bölümde görmek nasip olmadı ama önümüzdeki bölüm Conway’i bu şekilde yıkacağı aşikar.

Conway talimatların aksine durumu kişiselleştirip teröristlerle empati kurmaya çalışırken...

Bölümün ilginç enstantanelerinden biri de teröristlerle görüşülür mü, görüşülmez mi tartışmasıydı. Dizi yazarlarının Türk siyasi hayatını yakından takip ettiğine olan inancım perçinlendi desem yalan olmaz. Başkanlık “kesinlikle pazarlık etmeyeceğiz, sadece iletişim kuracağız,” diye kıvırmaya çalışsa da bütün halkın gözü önünde pazarlığa oturdular. Teröristlerin saçma sapan bir şekilde Conway ile görüşmeyi talep etmesi de Allah’ın sevgili kulu Frank’a bir kıyağı olsa gerek. Millete hizmet parolasıyla yola çıkan Conway başkomutandan gelen bu yardım talebini geri çeviremedi. Geri çevirse dürüstlüğü sorgulanacak, çevirmese başkanın ekmeğine yağ sürmüş olacak… ee işte, bir Frank Underwood kolay yetişmiyor sayın seyirciler. Frank bir de ikinci görüşmede son anda Conway’i devreden çıkardı. Dizinin bu sezonki son bölümü için inanılmaz güçlü bir giriş oldu bu!

Yazı devam ediyor...

BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER