Korkma, kızmıyorum sana.
Daimi savunma avukatın olarak ufak bir hatırlatmaydı bu sadece. Yoksa senin bu
aşk için her şeyi yapabileceğini biliyorum. Özellikle de ona o anda “evet”
demeyi ne kadar çok istediğini. Bu iddiayı olayı senin pek bir kafanı
karıştırdı ama neyse ki muhteşem stratejik planlarıyla Nero ile Koray seni
yalnız bırakmadılar. Valla ne yalan söyleyeyim bu bölüm Neriman’ı pek bir
sevdim. Sanki Sadri usta’nın “Bu mahalle
iyilerin mahallesi sen hiç merak etme. Doğrudurlar, delikanlılar, sen iyiysen
onlar da iyidir.” diyerek tanımladığı mahallede beyaz arabasından aşağı
inerek o da iyilerin tarafına geçtiğinin ve zamanında yüzüğünü Ömer’e veren
daha düşünceli bir Neriman olmaya başladığının sinyallerini verdi bana. Tabii
ki benimki sadece bir Polyanna’cılık da olabilir ama nedense artık Defne’yi
benimsediğini hatta ve hatta sevdiğini hissediyorum. Zaman artık gösterecek
onun renginin ne olduğunu ancak tek bildiğim şu anda kendisine yerinde bir
yengelik yaptığı. Defo’yu ne de güzel aldı ve çiftliğe götürdü. Defne’nin,
Ömer’in ve tüm Kiralık Aşk izleyicilerinin aklı her ne kadar çalan ziller ve
bağrışmalarla bölünen Defo’nun odasındaki o büyülü eğlenceli anda kalsa da
Gallo’nun haddini bilmesi için bunu biraz ertelemekte bir sorun görmedim.
Ve aldık şapkalarımızı,
gözlüklerimizi, nemlendirici maskelerimizi, dürbünlerimizi, yedek
telefonlarımızı ve tabii ki hep en sevdiklerimizin en az koyulduğu karışık kuru
pastalarımızı çıktık yola. Görevimiz ise Gallo’yu direkt uçuşla 11 saat
uzaklıktaki New York’a göndermek. Ekibin başında Nero olduğundan içim rahat, bu
görev başarıyla tamamlanır! Kadında her türlü istihbarat malzeme maşallah
hazır. O güzelim yemyeşil at çiftliğinde Defne ile Ömer’in baş başa tatilini
görseydik güzel olurdu ama ne yapalım başka sefere artık deyip Gallo ile atlar
etrafında dolaşmalarına maruz kalıyoruz. Sinan’ın 13.bölümde Polonezköy’de
Defne ile konuşma çabalarını anımsatan girişimleriyle Gallo’nun nasıl konuşmayı
açacağı ise merak konumuz. Neyse ki Nero’nun yedek telefonu var da meraktan
çatlamamıza gerek kalmıyor. Alıyoruz rahatlatıcı yasemin çaylarımızı ya da
Xanax’larımızı geçiyoruz hoparlörü açık telefonun başına:
“Biliyorum Defne ile birliktesiniz hatta
seviyorsunuz birbirinizi ama ben önceden karşılaşmış olsaydık, belki bir
şansımız olabilirdi diye düşünmekten kendimi alıkoyamıyorum. Bunu anlamamış
olman mümkün değil, benim sana karşı duygularım var. Seninle arkadaş
olamıyorum, sadece arkadaş olamıyorum. Ömer ben senden hoşlanıyorum, hatta daha
fazlası...”
Şimdi Gallo’cum iyi hoş
konuşuyorsun da, öncelikle seni ezip geçecek çok büyük bir Kiralık Aşk
izleyicisi var. Hiç şansın yok. İkincisi Ömer’cim başkalarıyla birlikte
olduğunu bile bile asılan kişilere irrite oluyor. Üçüncüsü Defo yanına Nero ile
Koriş’i alarak seni öldürmeye gelir. Bu itirafınla sadece kendine zarar
veriyorsun belli değil, yoksa Defne ile Ömer aşkına zararın sıfır, faydan
yüzlerce...
Neyse ki Sinyor İplikçi
dünyanın en cool ve net adamı da, Defo ile birlikte taşikardi geçirmek üzere
biz izleyicileri rahatlatacak hatta rahatlatmakla kalmayıp içimizi eritecek
sözleri arka arkaya sıralıyor:
“Defne’yi seviyorum, hem de çok! Aramızda çok
başka bir şey var. Bana hayatta başka bir şey düşündürmeyen. Aklımı başından
alan. Bana derin derin nefes aldıran bir şey. Defne artık benim içiM! Şu anda
burada olmaması bile huzursuz ediyor beni. Çok özlüyorum onu her an...
Anlatabiliyorum değil mi?”
Şövalye ruhlu, gizli
romantik Sinyor Ömer iplikçi çok güzel anlatıyorsun çooookk!!!
İtiraf ediyorum fragmanı
on kere izleyip bu sözleri ezberlemiş olmama rağmen sen konuşmaya başlarken
Defo’mun yüz ifadesini gördükçe gözümden yaşlar aktı. Kendi kendime “ne
içselleştirmişim bu kızın acısını, korkusunu” dedim. Nasıl rahatladığımı
kelimelerle ifade etmem imkansız. İnsan ne olursa olsun, izleyici olarak
Ömer’in aşkından emin olsak bile bu şekilde apaçık dile getirmesi çok
rahatlatıcı. Hiçbir zaman şüphe duymuyordum ama yine duymak bana iyi geldi.
Dünyada sana ‘içiM’
diyebilecek bir erkek kaç tane bulunur ki? Ömer’i içinde bulunduğu karanlık
dünyadan aydınlığa çeken, nefes almasını sağlayan ve onun mantığıyla değil
kalbiyle hareket etmesini sağlayan kişi Defo sensin. Bunu hiçbir zaman unutma!
Artık bir daha hiç ama hiç onun aşkının büyüklüğünden ve aşkınızın gücünden
şüphe duyma. Bu sözleri dile getiren adam bir gün oyun çıksa bile seni
affeder. Ağla ve rahatla canım...
Biliyorum bunlar sevinç gözyaşları... Ağladıktan sonra da Nero ile Koray’ın
kutlamalarına eşlik et! Ne içten bir mutluluktu onlarınki sizler de fark
ettiniz mi?
Gallo’nun aşk itirafı
aslında hepimizi irrite etse de bir taşla üç kuş vuran cinstendi:
1. Ömer’in
aşkına en güzel ve romantik sözlerle şahit olarak çok sevgili Gallo’muz
cevabını aldı ve hemen ilk kalkacak New York uçağına bilet almak için THY
ofisini aradı.
2. İz’e
19.bölümde “Ömer beni seviyor ama ne kadar işte onu bilmiyorum” diyen Defne,
Ömer’in aşkının büyüklüğünü anladı.
3. Nero da
Ömer’in sözleriyle bu aşkın büyüklüğünü gördü. Artık ne yaparsa yapsın Defne
ile Ömer’i ayıramayacağını öğrendi. Hatta onlara ve aşka saygı bile duydu.
Böylece Defne’yi parayla tutan bir patron olmaktan çıkarak kendisini bu iki
seven insanı bir araya getiren çöpçatan ilan etti.
Eh daha ne olsun
Gallo’nun gelişi Defne ile Ömer’in aynı evde oturmasını sağlarken dönüşü de
yine aynı şekilde binbir şeye vesile oldu. Görevini layığıyla tamamladığına
göre yolcudur abbas bağlasan durmaz. O duyduklarını sindirmeye çalışırken,
bizler de Defne’nin bir peri kızı gibi Ömer’in odasına giderek mutluluğunu
dünya aleme duyurmasına şahit olalım değil mi?
“Sana derin derin nefes aldıran ben miyim? Sen de
benim nefesimi kesiyorsun. Her hareketin, her lafın, güzel siyah gözlerin...
İçimde sanki kelebekler uçuşuyor. Gözlerimi kapattığında elimi tutan ellerini
görüyorum. Bu ayın altındaki en mutlu kız benim.”
Hakkettin be Defo’cum! O
ayın altındaki en mutlu kız olmayı hakkettin! Aynen yıllarca o ağır kabakları
taşıyan ve iyiliğinden ödün vermeyen Külkedisi’nin mutlu olmayı hakkettiği
gibi... Artık devir senin devrin! Sonuçta Ömer seni tüm kusurların, hataların
ve sırlarınla mahallenin Defo’su olarak sevdi. Neriman’ın yarattığı Defne’yi
tarihin derin sularına göm ve küllerinden doğarak yeniden başla hayata hiçbir
şüpheyle korku duymadan. Bundan sonra kendini esirgeme Ömer’den, hemen başla
düğün hazırlıklarına, akşam yatarken de sabah kalktığında da yanında olan kişi
Ömer olsun!
Biz de bu masalın sonunu
izlerken seninle birlikte “Onlar ermiş muradına, biz çıkalım kerevetine”
diyelim...
Yazı devam ediyor...