● İnşallah şirketler batar da Ömer dünyalar fakiri olur,
gecekondulara düşerler! Yoksa bunların şirket, defile, lansman dışında
konuşacak konuları olmayacak. Ay bunaldım, tepem atıyor.
● Saba Tümer’in konukluğunu çok sevdim. Ama keşke Ömer ve
Sinan ile olsaydı sahnesi, daha çok gülerdik diye düşündüm.
● Neredeyse 40. bölüme merdiven dayadık ancak ben bu
bölüm Ömer’in arkasından çevrilen işlere ilk kez bu kadar üzüldüm. Tam da Necmi
ile olan bahçe sahnesinde geldi bu his içime. Maalesef çok uzun sürmedi çünkü
Gallo geliyor aklıma.
● Bunu demekten dilimde tüyler bitti. Ama bıkmayacağım. "Elçin
Sangu kadınsa bizler saç tokasıyız herhalde", diyecek kadar güzel buluyorum
kendisini. Sanırım styling de benimle aynı fikirde ve nasıl olur da
çirkinleştiririz diye düşünüyorlar. Başka bir açıklaması olamaz, bu kadar rüküşlüğün. Cart kırmızı ruju ve alakasız pembe allığı hakkında yorum yapmayacağım
elim gitmiyor, tenk yu!
Fondaki Ömer Beyler kalp Defne!
● Kendi içinde çelişmelere doyamayan Ömer İplikçi ve Sinan
yapmışlar, olmuş. Etikmiş, doğrulukmuş peeh! Bu kapitalist çark Ömer
İplikçi’yi de içine aldı. İki kafadarın çevirmediği dolap kalmadı. Sonrada
gelsin etikten bahsetsin paşamız!
● Benim zeka küpüm, güzel beyninin kıvrımlarına kurban olduğum
Ömer’im! Yasemin ve Sinan’ın ilişkisine yorduğun o kafanı kendi ilişkine
yorsaydın şimdiye düğün davetiyesi dağıtıyor olurdun. Şıp diye Sude’nin
planlarını anladın maşallah!
● Peki ya Kiralık Aşk’ın Twitter hesabındaki paylaşımı
hatırlayanlar? Ömer evlendiğini kime müjdeliyor tarzından bir tweet atıp,
fotoğraf paylaştılar bugün. Ömer kim ile paylaştı dersiniz? Kasap Amca!!!!?
Gören de ne oldu zannedecek, artık milleti nasıl oyalarız diye düşündüler zaar.
● Fragmandan da anlayacağımız üzere Defne’ye 939829. Kez sıcak
bastı, alev alacak ortalıkları. ALMASIN! N’olur aldırmayın. Zaten o kat kat
kıyafetlerin içinde alması çok normal ama siz aldırmayın. Yahu bu kızın başka
repliği yok mudur? Bunlar evlenecekler diyorsunuz, Defne, Ömer’i görünce tansiyonu çıkıyor. Kız tuzlu
ayran stoklarını bitirecek!
Bir şeyler güzel giderken, bitmesini aklımızın ucundan bile
geçirmeyiz. O ihtimali değil kabullenmek düşünmek dahi istemeyiz. Çünkü ortada
bizi sıkacak, rahatsız edecek bir sorun yoktur. Son haftalara bakıyorum da izlemek için can attığım
dizi başlarken geriliyorum. Evet, garip bir şekilde içimde huzursuzlukla
oturuyorum koltuğa. Her an ne olacak korkusu ile izlemek istemiyorum. Eskisi
gibi mutlu olayım, fragmanı bekleyeyim istiyorum. Bu olmuyor mu? İşte o zaman
hiç kurmak istemediğim cümleme geliyor sıra. Kızmayın bana ya da kızın
isterseniz, ama olmuyorsa zorlamamak lazım sanırım.
Çünkü ben Kiralık Aşk’ı hep
mucizeleri, bize kattıkları ve mutluluğumuz ile hatırlamak istiyorum. Hafızamda
ve kalbimin en özel köşesinde kalsın istiyorum. İzlerken yorulmaktan,
korkmaktan çekinmekten bıktım. Bitti diye üzülmeyeceğim, yaşandı ve bize bir
şeyler kattı diye sevineceğim, söz! Ama bir ihtimal daha var. Bana eski mutluluk verici dizimi geri verebilirsiniz, sonsuza dek mutlu mesut izleriz. Tabii ki ikinci ihtimal, tercihimdir.
Not; Yazdıkça yazasım, konuştukça konuşasım geldi. Azıcık
ucundan da kendi hikayemle başınızı şişirdim, okuyan gözleriniz, dinleyen
kulaklarınız var olsun, sağ olsun.Haftaya daha güzel bölümle görüşmek üzere. Öpücükle..