Ama kötü hissetmeyi sevmem. Ağzımdaki tat bu kez kekremsi değil, nahoş bir tat. Wasabi gibi acısı 10 saniye içinde geçmiyor. Buzluğa yapışmış dilimi oradan çıkaramıyorum. Acı, yemeklere lezzet versin diye katılır ama fazlası tümüyle yemeğin tadını bastırır. Yemeği değil, sadece acıyı yer hale gelirsiniz. Şu an avuç avuç isot basılmış kuru fasulye yiyor gibiyim ve kurunun tadını hissetmiyorum. Üzgünüm Defne’nin ananesi. Turşu da bastıracak gibi değil. 

Velhasıl çok konuşamayacağımın farkındayım, çünkü ağzım uyuştu. Dilimden dökülecek şeylerin tadını alamıyorum çünkü diliniz çok fazla acıyla temas ettiğinde hissizleşir. Defne’nin ananesinin su böreğini de yeseniz, Defne’nin kendi elleriyle Ömer’e sardığı sarmalardan da medet umsanız, hepsi Ömer’in kendine haşladığı makarna gibi yavan kalır ağzınızda. Kendimi Ömer’in -büyük ihtimalle YİNE- yemeden bıraktığı o bir kazan makarna gibi hissediyorum. Hamur olmaya yüz tuttum. Üstelik Chef İplikçi’nin seksili seksili jülyen doğradığı sebzelerin de bana tat katma ihtimali bu kez düşük gibi. 

Neden mi? Mesela;

Bir...

Neriman’ın neden köşkü alır almaz yemeyip içmeyip Defne’den kurtulma planı yaptığı, Ömer’in soğan doğradığı elleriyle gözlerini ovuşturması kadar anlayamadığım bir olay. “Çünkü o her istediği olsun isteyen Neriman İplikçi!”yi de yanıt olarak kabul edesim yok müsaadenizle! Ömer’in Defne’yi ne kadar sevdiğini gerçekten anlamadığını düşünmekten başka bir yol göremiyorum ki o durumda geçmişte Ömer’i gerçekten içtenlikle koruyup kolladığını gördüğümüz Neriman yengeye bu kadarını konduramamak bizim de hakkımız olsun!

Neriman’a “Defne gitse ne olacak?” diye sorasım var. Onu her an Ömer’e “kurduğu oyunu söyleyebilecek” bir tehdit olarak mı görüyor? Eğer böyle ise, Defne’nin herkesten önce kendini yakma pahasına Ömer’e bu sırrı söyleyebileceğine ihtimal veren Neriman’ın beyninden rica edeceğim bir tane. Belli ki dünyaya o kafayla baktığında çok uçuk, matrak bir yer görüyorsun.  

Seneler önce onu gizli gizli takip eden, tektaşını çıkarıp cebine koyan Neriman’ın şimdi Ömer için geçen gün aldığı bir çantayı anlatırcasına rahat “Ömer de zaten bana hiç güvenmez” demiş olmasını da nereye koysam, bilemedim. “Ben oyunbazım, kendimi de kabul ettim, bunu Ömer de bilir zaten ve o nedenle de bana güvenmez. Ama çok da dert değil nasılsa köşkü aldım” gibi bir düşünce yapısı, 10 sene öncesini izlediğimiz merhametli Neriman’ın kafasında nereye oturuyor? İnsanlar değişir mi, kendilerini bu derece unuturlar mı, bilmiyorum.   



Yazı devam ediyor...

BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER