Tam dayı tipi olan İso yapmışlar ^^

● Peki İz’in “yürümesine” diyecek bir şeyimiz var mı? Kendince doğru olan neyse onu yapması bence o kadar gerçek ve normal ki çünkü. İddia ettiği gibi serserilikle kâtten alakası olmaması haricinde – ki böyle şeyleri tutup iddia etme gereği duyanların zaten olmaz – İz’in sahici ve ayakları yere basan, gerçek bir dişi olduğunu düşünüyorum. Çevremizde rastladığımız türden. O nedenle yaptığında yadırganacak veya kızılacak bir taraf yok. Hatta yine iyi bir şeylere vesile olacağı da bana malum olmuyor değil, ki bu departmanda şu sıralar şans benim tarafımda, şom ağzıma neyi alsam dakikasına kucağımda buluyorum.

● 30 küsur haftadır dizimizde eksikliği dikkatlerden kaçmayan “hamilelik müessesi” beni yokluğuyla rahatsız katiyen etmiyordu; ama Nihan’da vuku bulan haller de tamamdır, “öeh” demeyeceğim. Neticece, bir kadın karakterin bir takım mide bulantısı sahnelerinin akabindeki  “ben....HAMİLEYİM!” kalıbı yerine; Nihan’ın belki bu konuşmayı yapacak en acayip kişiyi seçip ona “ben anne olmaya hazırım” demesi bile benim için yeterince klişeler üstü. Sevdim.

● Bende diyordum ki Ömüş, yer yatağından insan yatağına mı geçmişsin sen hayırdır...? Meğer yakında küçük bir misafirinin olacağı da sana mı malum mu olmuş ne? Bize malum olmalar yakışır hayatım ^^

● Minnak çantasını evi dağıtmamak için köşeye iliştirip  bismillah demeden “ben nerde yatçam ^^” diyen, gece yemek yemeğe kalkan (!),  evin fon müziğine dokundurmadan edemeyip “senin sevdiğin ne varsa ben de anlayıp onları sevmek istiyorum” diyen, minnoş saç bandını takıp tabak çanak ne varsa indiren Defne tatlılığından alabiliyor muyuz birkaç dal, şöyle mesela, HEP? Ömer’in durmadan “çalışma odasına gideyim”lerine de kafayı taktıysanız takmayın, o çalışma odası değil panic room, PANIC ROOM! İçerideki olası patlama riskine karşı sığınıyor yavrucak naapsın :D (Ha bu arada, ev yeterince şekerlik oldu bence şeker almanıza gerek yok ama siz bilirsiniz ^^)

● Muhtemel aşk için bendini aşmaktan sen ne anlıyorsun Ömüş’cüm bilemedim -  ve hiç birinize “şurada şöyle yapaydın, şurada şunu diyeydin” diye karışmak adetim değil - ama bu kez benim aklımdaki neydi yazayım şurada dursun, çünkü muhtemel aşk için ben de ara ara bendimi aşmaya hak kazanmışımdır bunca zamandır sanırsam: Uzanacaktın Ömüş’çüm kuru kızın sol yanına nokta net. (Gerçi, odadan çıktıktan sonra yüzüne düşen o ifadeye baktım da... sen de haklısın. Mazoşizmin fazlası bence de bünyeye zarar ;)

 Yolculuk nereye, dinlemeden kendini Ömüş? 

Son olarak, evet bütün o acıları yaşamasaydın burada olmayacaktın Defne, ve evet bugün batma noktasına gelmeseydiniz, o çukurdan yarın ola hayrola diyerek beklediğim ele ele çıkışınızı göremeyecektik... Velhasıl, bugün yaşadığımız acılar yarınki mutluluklarımızın sebebidir hep, iyi veya kötü. Bunu sadece Ömer değil hepimiz kulağımıza küpe yapalım. Hayat o zaman daha anlamlı ve çekilir çünkü...

 Mutlu günler... ağız tadıyla, afiyetle...

BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER