"Vuralım bu gece, bu şişenin dibine!" demiş sözü yazan. Şarkının sözünü yani. Hani bu gece bize yer yer eşlik eden sevgili Model’in şarkısının… Derdimizin, tasamızın 21.yy’a uyarlanmış halini çok güzel, sahici yansıttığını düşünüyorum Model’in, ve Kiralık Aşk’a misafir olduğu tüm zamanları düşündüğümüzde, aslında bu derdin tasarının bizim (hem Ömer hem Defne olarak, hem de izleyiciler olarak) trafoları en fazla patlattığı anlara denk gelişi de tesadüfi değil.
Hatırlar mısınız, bir zamanlar Defne Hanım’lar, Ömer Bey’leri “Nasıl giderim ki buradan bir yere?” demişliğinin üzerinden yarım saat geçmeden, “Olmuyor, yapamıyorum.” notunu bırakarak terk etmişti, bazı dağ evlerinde. Hani bugün Ömer’in “En son ne zaman ağladın?” sorusuna verdiği yanıtta bize hatırlattığı üzere. Keşke diyorum, bölüm genelinde ara ara gördüğümüz flashback’lerde bu sahne de yer alsaydı. Beklemedim değil. Hatta gerçekten de beklemeyip arayıp burayıp şuraya bırakmayı düşündüğüm doğrudur. Buyrun hatta bıraktım:
İyi hüzünlenmeler..
Neden bıraktım peki? Aradan geçen süre ve yaşanmışlıklar üzerinden bir hesap kitap yapmakta fayda olduğu için. Bu sahnede Ömer’i “Yapamıyorum.” diye bırakan Defne; tam 16 bölüm sonra - yani bu sahneye varana kadar geçen 14 bölümden daha uzun bir zaman sonra – Ömer’e tüm gitmelerinin sebebi olan büyük sırrı konusunda “Hayır anlatmayacağım. Dertsiz, tasasız, saçmalamayan, dolu dolu seven bir Defne olarak geleceğim.” diyen kıza dönüştü. Kadına demiyorum; çünkü ancak bunu sözde bırakmayıp yaptığında dolu dolu seven bir kadın olacak Defne benim gözümde.