Gülfem’in hayatla olan
mücadelesi her daim devam ediyor. Aynı zamanda içindeki küçük kızı da kimselere
göstermeden yaşatabiliyor. O kız çok yaralı. Yarası öyle ağır ki, hâlâ adam
akıllı kimseye güvenmiyor. Belki kırk gündür bu nedenle Aslan Kral’dan fellik
fellik kaçıyor? İçi gidiyor (aynı ben) ama o buzdan duvarları erimesine müsaade
etmiyor. Müsaade ettiği ân kişiliğinden çalacakmış gibi hissediyor. Daha
doğrusu çalmak işin mizahı, eğer yaşadığı acıları öğrenirlerse günün birinde
koz olarak kullanılmasından korkuyor. Bu duygu insanın içini en derinden
kemiriyor. Bu duygu yüzünden kimseye – bu kimseye en yakınları da dâhil –
güvenmiyor. Gülfem zor biri! Şimdi de tüm yaşadığı olumsuzluklardan sonra
sıfırı tüketmeye başlıyor. Bir kadının mücevherlerinden vazgeçmesi gururunu
yaralar. Gülfem, birkaç ay da olsa, düzlüğe çıkabilmek için onlardan vazgeçti.
Gülfem her ne kadar gururunu incitse de çalışanlarının işsiz kalmaması adına bu
kararı alıyor. Çoğu kişi, bu gibi durumlara önem vermez. Çalışanlar çıkarsa
çıkar der. Umursamaz ya da “baba” malını satıp yemeye başlar (zamanında
babaannem batarken öyle yapmış). Bir kez daha Gülfem Sipahi’nin içindeki
insanla gurur duydum. Gülfem Sipahi’yi SEVİYORUM.
Belki de bundan böyle fotoğraflar dile gelecek?
Yeter ki giderilecek özleminiz olsun
Aynı bölüm içinde hem cenaze
hem de evlilik haberi alabiliyormuşuz. Ömer’in cüretine hayran kaldım. Sevdiği
adam tarafından güzel geçirdiğini zannettiği bir gecenin sabahında terk edildi
ve ardındın büyük hayâl kırıklığı yaşadı. Sonraki serüveni anlatmak hepimizi
sıkacaktır. Zira zorlu bir süreçti. Şimdi tüm bu yaşananlar unutulmuş, üzerine
sünger çekilmiş gibi Ömer, utanmadan evlilik teklifi ediyor. Hem de o otel
odasında! Af buyurun ama bu fikre hiç sıcak bakamayacağım. Evet, birini köpek
gibi seversiniz. Aşkınızdan ölürsünüz. O başkasıyla evlenir, sen başkasıyla.
Sonra her şey altüst olur. Yine de aşkından vazgeçemezsin. Vazgeçsen aşk olmaz
ya neyse… Teklife sıcak bakmamamın nedeni yaşananlar değil. Yaşananların o
odada cereyan etmesi. Mekân kavramı insanoğlu için kutsaldır. Aklına ilk önce
mekân, ardından da yaşadıkları ve paylaştıkları gelir. Bu nedenle bu teklifi
her şeyin bittiği yerde yapmak Ömer için negatif bir hamle oldu. Gülru’nun
yerinde olsam kabul etmezdim. Bölüm finali bu şekilde bitti ama tahminimce
Gülru kabul edecek. Drama Kraliçe’lerimiz yaşanamamış Ömer-Gülru aşkını son
altı bölümde yaşatmak istiyorsa, benim gözümde, o aşkı efsane kılamadılar.
Efsane kılmak için bizlere bir anı bırakmadılar ki kılsınlar. Kısacası
inandırıcılık yine sıfır! Bu saatten sonra elime ancak sağlam kurgulu Ömer –
Gülru sahnesi koyarsanız belki yerim, o da belki. Aksi takdirde benim için daha
çekici çift olarak Kral ve Kraliçe kalacaktır.
Yeni bölümde görüşmek üzere.
Mortissa
Gülru, Ömer'in evlilik teklifine ne cevap verecek?