Buzlar Kraliçesi'nden bir skandal daha!
Bu hafta Gülfem’e sinir krizi geçirtelim, haftaya annesi ile tartışsın, öteki hafta aşk hayatını kurcalayalım, zaman kalırsa da moda evine gitsin, planlarından oldukça SIKILDIM! Örneği Gülfem’den verdim, fakat bu bir şeyi değiştirmiyor. Her karakter ve oyuncu için aynı yorumu yapabilirim. İnsanlar tutarsızdır. Buna kabul ederim. Gel gör ki Güllerin Savaşı karakterleri kadar değildir. Bir bölümde tutturulan maya diğer bölüme geçmiyor. Oysaki çoğaldıkça etrafını sarsın. Ee, şimdi diyorsunuz ki süreler uzun. Bu beni bağlar mı? Süresi uzun dizi izlemek isteyen on kişi çıkar, ben de televizyon izlemeyi bırakayım. Eskidendi bir dizinin hayâline kapılıp günlerce yeni bölüm gelmesini beklemeler, günlerin geçmemesi, saat saymalar. Biz izleyicilerden bu hayâlleri çaldılar. Çoğu diziyi de bu nedenle izlemeyi bıraktım. İzlediklerimi de özetlerden takip eder oldum. Çünkü ne benim izlemeye takatim ne de zamanım var. Ve siz bu işin mutfağında yer alan yapımcı, yönetmen, senaristler! Hâlâ şikâyet mi ediyorsunuz? Peki, bu düzen her geçen hafta katlanarak neden bizi boğmaya devam ediyor? O zaman gütmeye devam!

90'ların fotoğraf efekti gibi oldum, bir de kötü adam bakışı yaptım mı bu iş oldu


Ah be Taner, yıllar sonra güvenine sarıldığın adam yine sırtından bıçakladı

Şevket, annesinin ölümünden sonra iyice yayından çıktı. Aslına bakarsanız şaşırmadım. Sanıyorum ki sizler de şaşırmadınız. İnanın Hekimoğlu köşkündeki herhangi bir eşya bile daha vasıflıdır. Yani Şevket’e omurgasız demek istiyorum ama omurgasız âlemindeki türlere de ayıp etmek istemiyorum. Aklı ve duyguları para sayacı ile çalışan insanlardan oldum olası korkmuşumdur. Para için babasını bile satar sözünü kim söylemişse çok doğru demiş. Al işte, Şevket. Mirastan kendi payına düşen dilimi almak için eşini, hoş Mebrure’yi eş olarak bile görmüyor ya, elleriyle ölüme gönderdi. Onlarca tahlilden sonra herkesin gözünden kaçırdığı basit bir vitamin testi hayat kurtardı. Tabii burada Ömer’in parçaları birleştirme payı çok büyük. Evdeki hesap çarşıya uymadı. Şevket ipliğinin pazara döküleceğini anlayınca ortamdan sıvışıverdi. Şimdi bu adama omurgasız demeyim de ne diyeyim? En çok komiğime giden de ayna karşısında ağlama provası yapması oldu. Şapka çıkarılacak cinstendi. Tebrik etmek lazım! Şevket Hekimoğlu rolünü hiç sırıtmadan üstüne elbise gibi giyen Arif Pişkin’in de oyunculuğuna sağlık. Bize 63 bölümdür Şevket gibi bir adamı servis ediyor. Daha önceki projelerinde de izlediğim için oyunculuğunu her hafta hayranlıkla izliyorum. Zira kötüyü oynamak, üzerine yapışacağını bildiği hâlde, zordur.


Birinin yıkımına diğeri sevinmemeli. Bu kardeşlik değil!


Benim de asistanım var bakışı (görgüsüzlükte top one)

Bir koca yılı daha ardımızda bırakıyoruz. 2015 kimi zaman bana iyi gelse de, peşinde büyük hayâl kırıklıklarını da serpiştirdi. Başımıza gelen her yeni olay bir sonraki günlerimiz için bize alt yapı oluştururmuş. Umarım yeni yılımız, 2016, bize güzellikleri, dirliği, bir olmayı, barışı, sağlığı, huzuru ve mutluluğu getirir. Bizi derdest bir hâlde bekletmez. Yeni yılda, yepyeni bir bölümle görüşmek dileğimle…

Mortissa
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER