Sinan’ın “konkura beraber girelim” teklifine tamam diyen, başından beri bir oyun planı olan, ve planın sadece A’sını değil B’sini belki C’sini de yapan Ömer İplikçi. Üzerinden oynanan daha büyük oyunu bilip bilmediğini bilmiyorum -şüphelerim var- ama biliyorsan, bize yerli dizi tarihinde izlediğimiz en şahane “long con”lardan birini de hazırlıyor olabileceğini düşündüren bir sabır ve ince işçilik yeteneği seziyorum sende. Ne de olda karda yürüyüp izini belli etmeyen bir Başak burcusun sen (Ilgaz’a selam olsun, teknik olarak Temmuz’da da doğsan gönlümde Başak’sın, diyelim ;)

“Defne... çırpınma”, “Bağırmıyorum ben! Ay! Bağırmışım galiba...” Bazen, şimdi yaşadıklarımıza olmayan “tat”larını veren, geçmişten gelen izdüşümleridir. Aldık, bu izdüşümleri de güneşli günler çıkınımıza itinayla yerleştirdik. Ben hala filtre kahve eşliğinde “orta sahada top çeviren” Defne ve Ömer’e tam alışabilmiş değilim ama Defne’nin tatlılığını, şefkatini, içinden taşan sevgisini; Ömer’inse sonunda kinayeli bakışlarından biraz da olsa sızmaya başlayan aşkını görebilmeyi nimetten saymayı öğrendim.   

“Kiralık Aşk Volume 2” çıkışıyla Ömer’e yeni bir aşk mı bulacak diye yürekleri ağızlara getirdikten sonra, kendine artık Ömer yerine Sude’yı kurbanlık koyun bellediğini öğrendiğimiz Neriman İplikçi. Ağzından bir süre daha hayırlı bir söz çıkacağına dair ümidim demek nasıl sıfırlanmışsa, sonrasındaki kesitlerin tümü felaket de olsa Neriman ve Koriş’in kendilerine Defne’nin oyunundansa Sude’nin oyununu iş edinmelerini “hayırlar uğurlar” haneme yazdım. Ayrıca, bu sahnelerin goygoyu içerisinde bir ihtimal harcadığımız detaylar da olma ihtimali yok değil. Koriş ve Neriman’ın Ömer’in artık Defne’ye aşık olduğunu alenen kabul etmeleri, akabinde Neriman’ın Defne’ye -param da param diye onca çemkirdikten sonra- istemiyorum deyip “üzerine düşeni yap” ters köşesi, Koriş’in kendini Defne’yi ciddi ciddi ve samimi biçimde Ömer’le ilişkisi ve ayrılığı hakkında sıkıştırırken bulması... Sanki oyunun bir şekilde evrilip “200bin liranın ödenmesine bağlı kördüğüm” statüsünden çıkabileceğine işaret.... Olabilir mi? Olsun. Defne o paradan bir şekilde kurtulsun elbet istiyorum, ama öngördüğü taksitlendirme planıyla ancak emeklilikte Ömer’le bir araya gelebileceği gerçeğiyle de haliyle pek barışık değilim.  

Dürüstlük, dimdik duruş, kendi doğrularının olması... Bugün bir ara “Koray’la Milenyum Şahini’nde: Işık hızında ciddiyete geçiş” konulu kısa film mi çektik, yoksa bana mı öyle geldi? Burada verilen mesaj Defne’ye bir yönlendirme yapmak veya Koray’ın da aslında Defne-Ömer gerçeğine hakimiyetini bize ifade etmek değil; biz izleyiciye Defne’nin de aslında Ömer’e bu açıklardan ne kadar benzediğini, ve günün sonunda Ömer kadar Defne’yi de güçlü kılan başlıca unsurların dürüstlük, dik duruş, kendi doğruları olması olduğunun altını çizmekti. Demem o ki, Defne de Ömer de tam olarak aynı sebeplerle -ve elbette, bunları kendilerine has yorumlayış biçimleriyle- bu aşk mücadelesinin kazananı olacaklar. İkisinin de bu vasıflarından taviz vermemeleri gerektiğine dair bir mesaj aldım ben. Almak istedim. İsteyince bunu alabildim yani :)

BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER