Nihan’ın sorusuna bir cevap da ben vereyim; karakterinin en
belirgin özelliklerinden birisi de çok yönlü oluşu. Bir insan her ortama mı
yakışır, her ortama mı ayak uydurur? Bu ne güzel bir insandır. Tanışma
sahnesini herkes gibi ben de çok sevdim. Ömer-Defne bakışmaları fazla güzeldi.
Halı saha ya da basketbol gibi aktiviteler için sözleşmeler güzel adımlardı da
Nihancım sorduğun sorular ile Defne’yi hafif gersen de yatıp kalkıp sana
şükretsin; ben olsam ne sorular sorardım ne sorular.. İşte ne bileyim “Baklavalar
lens mi? Böyle güzel bakmayı nerden öğrendiniz, dudağınızın kenarını parmağınız
ile sürterken tam olarak ne düşünüyosunuz?" vesaire, vesaire... Neyse iyi ki Defne’nin
arkadaşı değilmişim. Bu sahnelerle mutlucuk olsak da vedalaşma sahnesini yine
göremedik; bir baktım gözyaşım gözlerimde toplanmış sonra kendimi
sakinleştirdim.
Defne, kimsenin bilmesini istemese de Sude’nin öğrenmesi
beni çok mesud etti. Ömer’in de mutluluğunu birileriyle paylaşmaya ihtiyacı var
Defnecim, bu kişi hayın kuzen Sude’de olsa :) Mutluluk paylaşıldıkça çoğalır. “evet sevgiliyiz” derken Ömer’in yüzüne
mutluluktan nur inmişti, gülüşü parıldıyordu resmen. Böyle Ömerler çok sevilesi
Ya Rab!
Böyle Ömerlerin, şaşkın Defneleri oluyor bir de unutmuyoruz,
kuzucum güya Ömer’den gizli iş çeviriyo ama Ömer’in kulağına gitmemesi imkansız. Zam isteği geri
çevrilen Defne’nin Koray’ın peşinde koşturuşları çok eğlenceliydi hatta bir ara
Ömer’i çekiştirecekler sandım ama Defne konuyu mankenliğe getirip önünü kapadı
tabii. Hadi zam olayını geçtim de mankenlik meselesini Ömer’den nasıl gizlemeyi
düşünüyordu anlayamadım. Zaten gizleyemedi de…
Sonunda Defne’yi de bizim saflara almanın haklı gururunu
yaşıyorum. Ömer’in açık seçik, arzu dolu konuşmalarını bile anlayamayan Defne
gitti Ömer’in isteklerini yanlış anlayıp hayallere dalıp heyecan yapan Defne
geldi ya, ayakta ellerimiz patlayana kadar alkışladık. Helal olsun kız kardeş,
hayallere sansür uygulanır mıymış hiç? Senin Ömer’i yanlış anlamaların geçen
bölümki kahvaltı sahnesi gibi değil tam olarak böyle olsun. Sonra biz sana
sıkı sıkı sarılalım. E biz sana sarılalım sen Ömer’e tabii. Niye? Çünkü hayat
sana güzel… Sevgilisi ilk ders günü için hediye almış da, bir de defne yaprakları
ile süslemiş. Adam, ayağından
başına, fikrinden duruşuna kadar kusursuz…
Aşkta romantizm
olmazsa olmazdır ama benim nezdimdeki olmazsa olmazlardan biri de “bir olma,
birbirini sahiplenme” durumlarıdır. Bu durumu çiftimiz o kadar güzel
gösteriyolar ki bazen romantik aşk sahnelerinden alamadığım keyfi böyle
sahnelerden alıyorum. Tıpkı Ömer’in Defne’ye “bi arada yengemlere gideriz
di mi?” demesi gibi. O sahneyi bir daha izleyin lütfen şahane doğal ve fazlasıyla
güzel canlandırılan bir sahne değil mi? Artık “biz olduk” olayını kendi ailesi
ile paylaşmak isteyen, aile yemeklerine müstakbel eşi ile katılma talebinde
bulunan bir Ömer çoğumuza çok tanıdık gelmedi mi? Tabii kızımız yine kendince
zorunluluklarından dolayı reddetti bizi de Ömer’i de üzdü ama yapacak bir şey
yok. Ömer bile ses çıkartmadı garibim, gerçi o da kendini bölüm sonuna saklıyomuş
ya neyse.
Zam konusunu
açan Sinan’a gelen Ömersel tepkilere aşık oldum. “ne dedik, neden” gibi
soruları sorarken ki Ömer ifadeleri şahane üstü şahaneydi. O sahneyi sar başa
kaç kere izlediğimi hatırlamıyorum. Önce zam meselesinin iç yüzünü, sonra
mankenlik olayını öğrenen Ömer’in Defne’yi direk sorgulamadan asansörde yapmış
olduğu konuşma ile kalplerimizi fethetti. Ama garibim yine yıkım yaşadı.
Defne’nin ayda yılda bir gelen öpücüğüne bile tepkisiz kaldı. Neyse ki akşam
için sözleştiklerinden çiftimiz ile o günlük vedalaşmamız orda kalmadı. İçeri
giren Defne'yi öpücükle karşılayan Ömer’i öpücüklerle selamlıyorum, çok güzel
hareketler bunlar. Öpüşmeyi devlet meselesi haline getirmeyin ilişkinin
doğalıdır bu sonuçta. E Defne de öpücüğü alınca sağolsun güzel bir şey
söyleyebildi utana sıkıla. Defne’nin, mahçup aşık halleri çok şeker, biliyoruz
Ömercim biz de farkındayız sakin ol.
Defne sayesinde
biz de Ömer'deki Sevil Berberi’nin hikayesini öğrendik, benim de merak ettiğim bir
konuydu, Ömer de sağolsun yine şiir okur gibi anlattı… Sonra her yer aşk oldu… İçki içmeyen Defne’yi bile şarapçı yaptı. Evde biten şarap
olunca birlikte sevgili olarak ilk defa bir mekana gittiler. Arkadaşla
tanışıldı, Alp’in ve tabiî ki bizlerin önünde flörtleşildi, ohh yarasın.
Kızımız aşklara doyamadı kendini şaraplara vurdu, şahane güzel bi sahneydi çok
eğlendim izlerken. Bir de alkol tüm
kötülüklerin anası derler, bakın Defne’ye nası yaradı, aşkı dile gelmelere,
dile gelen sözcükler sansürlenmemeye, öpme istekleri gerçeğe dönmeye başladı.
Sen Ömer’in Defnesi, O, Ömer oluyo onu anladıkta sizi izleyen biz ne oluyoruz
hala bulamadım. Aklımızı başımızdan alıyosunuz!!!
Her şey güzel
gidiyordu, her şey güzel gidemezdi çünkü yok sayılmaya, arkalara itilmeye
çalışılan sorunlar vardı ve Ömer daha fazla dayanamazdı… E ne yapıyoruz bölümün
son sahnelerine doğru yavaş yavaş yol alıyoruz… Söylediklerinde sonuna kadar
haklı bir Ömer İplikçi izledik, sevgilisi olarak sorunlarına ortak olmayı
istemesi, paylaşılacak kişi değeri görünmek istemesi hakkıydı çünkü Ömer
sevdiği kadın ile her şeyini paylaşan biriydi. Sesinin titremesi, konuşurken
duraklayıp kekelemesi o kadar içimi acıttı ki gidip sıkı sıkı sarılmak istedim.
Barış Arduç her geçen bölüm daha da fazla katarak oynuyor, devleşiyor kendisine
kocaman kalpler…
Defne’ye de
üzüldüm ama biraz daha mantıklı, güçlü adımlar atmasını beklerdim. Defne neden
Necmi ile bu konuyu konuşmuyor hala anlamış değilim… Zaten çoğu zaman Defne’nin hareketlerine mana da veremem yalan söylemeyeyim özellikle son
sahnede ki şaşkınlıkla gelen donmuş hali. Deniz’in içeri girerken ki
rahatlığını geçtim Defne’nin tepkisizliği garipdi. Bölüm sonu olduğu için böyle
bi sahne izledik eminim, 22. Bölüm başında Tranba’yı kapı dışarı edecek ama
eve giriş sahnesi çok garip geldi bana.
Kısa kısa ekler;
*Sosyetemizin
Balmain-H&M izdihamında Koriş-Nöro ikilisini gözleriyle arayan bi tek ben
değilimdir herhaldeJ böyle bir sahne izlemenin hayaliyle yanıp tutuşuyorum.
*Sude’nin
gerçek Helen’i öğrenmesi iyi mi oldu, kötü mü anlayamadım. Oyun ortaya çıkınca
işler iyice karmaşık bi hal alacak o zaten belli de umuyorum en azından şu
aşamada Defne’ye saran bi sude izlemeyiz.
*İlk kez bir
dizinin bir bölümünde tüm karakterleri sevip, her birinin sahnesini keyifle
izledim, tüm oyuncularımıza sevgiler saygılar. Dizimizin konuk oyuncularını da
hep çok sevmişimdir, bu bölüm de Ömer’in arkadaşı Alp’in olduğu sahneler çok
keyifli, izlemesi çok eğlenceliydi. Mert Bey’e sevgiler…
*Ve her hafta olduğu gibi Ömer İplikçi seni
çok seviyorum ve bu yazımı da seni sevmeler cumhuriyetinden yazıyorum…