7- "Bazen sadece ağlar insan"
Ama her zaman ve her yerde değil. Selin öyle güvendi Ali'ye işte. Kendi iç sesi gibi seslendi Ali ona; üzüntüsünü atması için ortamı oluşturdu. Selin'den öğrendiği kadarıyla içindeki küçük kıza seslendi ama sonrası için acemiydi. Omzuna bırakılan gözyaşlarının ne kadar değerli hediyeler olduğunu anladı anlamasına ama Selin arabadan indiği anda "Ben bu hisle nasıl başa çıkacağım?" korkusu da yerleşti. O andan sonra Selin hiçbir zaman bir başkasının kollarında ağlamamalıydı artık.
8-"Kahramanım benim!"
Savaş'ı kaçırmak için yaptıkları muhteşem işbirliğinde oynadığı rol, Ali'yi Selin'in gözünde hiç tahmin etmediği bir çıtaya yükseltti. Selin bu cana yakın Ali'yi ortaya çıkaranın kendisi olduğunu bildiği halde, payenin büyük kısmını hep Ali'ye verdi. Selin'in kahramanı olmak uçurdu Ali'yi ta ki babası bir tokatta onu yere indirene kadar. Tokattan çok, bu tokadı Selin'in yanında yemiş olması dağıttı Ali'yi.
9-"Sen de beni affet!"
Tokattan sonra ne kadar içi yansa da Didem'le Ali'yi birlikte görmekten, geri adım atmadı Selin. Ali'yi o bardan çıkardı ve evine yolladı istenmeyen bir şekilde de olsa. Maskesini düşürene kadar uğraştı. Öpüşmeden birkaç dakika öncesine kadar ne kadar hırpalansa da koşup sarıldı Ali'ye, yalnız olmadığını anlasın diye. Ama bu teselli yetmedi Ali'ye, unutmak istedi Selin'in dudaklarında tüm acılarını. "Aralarında olan her ne ise orada biter." diye düşündü belki de. Risk aldı, çünkü bu öpücük sadece ama sadece daha fazlasını istemesine sebep oldu. Maskesini takıp sıyrılabileceğini düşünürken Selin'le bir daha bu kadar yakın olamama ihtimali, için için yemeye başlamıştı onu. Aynı öpücük Selin'in, "Ben kendimi korurum!" tezini yerle bir etti. Anladı ki Ali'ye karşı savunmasız ve hep de öyle olacak.