Gidenler, kalanlar, yeni gelenler: Poyraz Karayel’den romantik komedilere sezon değerlendirmesi

Yaz için hazırlanan işlere gelince, bu yazıyı hazırladığım sırada yayınlanan çoğu dizi yüceltilen erkeklik halleri karşısında tatlı, şeker, güzel ve seksi kadınları bu kez romantik komedi tadında sunan işler olarak ortaya çıkmıştı.  Tabii bu yaz romantik komedi furyasının bu derece patlamasında Kiraz Mevsimi, Aşk Yeniden ve hatta Güzel Köylü’nün geçen sene bu formatla gayet iyi iş yapmasının etkisi olduğunu da düşünebiliriz.

ÇilekKokusu, AdıMutluluk, Kalbim Ege’de Kaldı, İnadına Aşk başta olmak üzere, bazı istisnalar olmakla beraber, yaz sezonu dizileri yükselen romantik komedi trendinde şansını denemekte, ilk bölümden itibaren hızlı bir yükseliş gösteren ve sosyal medyada da izlenirliğiyle paralel ilgi bulan Kiralık Aşk şimdiye kadar yayına girenler içinde bu formatın en şematik temsilcisi olmuş durumda, yani bu formatı seyirciyi ekran başında tutacak şekilde doğru planlanmış ve hazırlanmış.

İstisnaları ve içeriklerindeki ufak tefek değişiklikleri bir kenara alırsak, tüm bu tarz dizilerde gidişat, formatın olmazsa olmazı zengin, güçlü, başarılı ama mutlaka duygusal bir kırılganlığı olan, yakışıklı ve son dönemde hepten moda olduğu üzere çokça ve sıkça “six packlerini” göstermekten imtina etmeyen esas oğlanlarla, o esas oğlanların, öncelikle, “göz” zevkine hitap edecek şekilde güzelleştirilen ve ona “uygun” hale getirilen tatlı, komik, bazen sakar, bazen şaşkın, güzel, çekici tabii ki zengin olmayan, hatta bir sebepten illa ki paraya ihtiyacı olan ve tesadüf ya da zoraki olarak esas oğlanla yolları kesişmiş Külkedisi esas kızların hikâyesi olarak beliriyor.

Esas oğlanların esas kızlara (ve ilginçtir çoğunlukla etraflarındaki herkese de) eskiden “Clark bakışı” denen “çok” seksi bakışlarını her dakika atıp durduğu, esas kızlarla öpüşüvereceklermiş gibi ikide bir burun buruna ya da birbirlerinin kollarına denk geldikleri, hatta bazen bir anda öpüşüverdikleri, vücutlarını cömertçe sergiledikleri spor salonları, deniz, havuz ve benzer ortamlarda romantik komedi sosuna bulandırılmış hafiften erotikleştirilen sahneleriyle eğlenceli bir seyirlik sunmakla birlikte bu tarz işlerin zengin oğlan/fakir kız temel Yeşilçam klişesi yanında, esasen sosyo-kültürel anlamda kadınlık/erkeklik kalıp yargılarını yoğun şekilde kullanan işler olduğunu söyleyebiliriz.

Yaz sezonundan da aldıkları hız ve güçle bu yeni diziler kış sezonunda ne yaparlar bilinmez ama, sonuçta ticari bir alan olan televizyonda seyirci ilgisini çoktan kazanmış görünüyorlar ve izlenme oranlarına bakarsak en azından bazılarının kış dönemi için vize alacağı şimdiden kesin gibi. Bunun dışında, eskisi kadar ve eskisi gibi olmasa da insanları yine ekranlara bağlayacak, ses getirecek, artısı eksisiyle üzerine konuşup, yazıp, tartışacağımız yüksek etkili işlerin de olabileceği umudunu, az da olsa, taşısak mı?
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER