-Evet, tarafından.
Başlığa 2004 yılından kalma bir G.O.R.A repliği attım. Çünkü
artık severek izlediğim dizi 2004 yılından kalma olduğunu düşünmeye başladım. Fotoğraf da diziyi izlerken büründüğüm ruh halim.
Call
My Agent izlememiştim daha önce, Menajerimi Ara başladığında ilk bölümlerine
biraz baktım ve dedim ki: “Ee, bizim uyarlama daha güzel.” Hem de hayranlıkla
izlediğim oyuncuların toplandığı bir dizi olduğu için başladım. Giderek derin
derin nefesler alıp “Televizyona dizi yazıyorlar şimdi, senaristler nereden
konu bulsun 2 saat 20 dakikalık bölüme..” şeklinde büyük bir iyimserlikle ‘dayandığım’
bir işe dönüştü.
Dünya dönüyor sen ne dersen de..
Senaristin yazmış olduğu dizilerden biri olan Kavak Yelleri yayınlanırken
12 yaşındaydım televizyon dünyasından başka eğlencemiz yoktu. Ne yazılmış,
çekilmiş olursa olsun kilitlenmiş şekilde izlerdik. Aradan geçen 14 yılda o
kadar çok şey değişti ki dünyada. Seyirci de değişti. İnsanların içerik satın
aldığı platformlar ortaya çıktı. Senaryoların sonunu tahmin edemediğimiz
binlerce yapım var. Durum böyle olunca da televizyon dizilerini izlerken “Kesin
sonunda bu olacak!” diyebildiği içeriklerden uzak duruyor seyirci. Yani 14 yıl
önceki taktiklerin çok da tutmadığı dönemdeyiz. Mesela kulak misafiri olmak,
oda karıştırırken büyük bir sırra şahit olmak... Topluluk içindeyken
projeksiyondan bir anda öpüşme görüntülerinin yansıması… O kadar iyi
hatırlıyorum ki Kavak Yelleri’nde Efe ile Aslı düğünde öpüşürken perdenin bir anda Mine tarafından çekildiği sahneyi… Yani değişen tek şey teknoloji kullanmamız
mı oldu, bunu mu anlamalıyız?
Reytinglere yansımasa da bence çok seyircisi olan bir dizi
Menajerimi Ara ve 30 yaş altı çoğunlukta. Eğlence aracı özellikle pandemi
döneminde telefonu, bilgisayarı olan insanlara, merak edilmesi çok olası bir
sektörü sunuyorsunuz. Oyuncular, yönetmenler nasıl çalışır; diziler nasıl
çekilir bunu irdeliyorsunuz. Polisi izliyoruz, doktoru izliyoruz, psikoloğu/psikiyatristi
izliyoruz ve hepsi bilmem farkında mısınız rekor kırıyor. Demek ki insanlar
merak ettiği meslekler olduğu zaman o yapıma tutunabiliyor. Menajerimi Ara 4
reyting almışsa şükür diyebilen bir dizi olmayı mı hak ediyor? Ahsen Eroğlu
& Deniz Can Aktaş gibi yeni parlayan tatlı oyuncuların yanında bir de Barış
Falay’ı, Canan Ergüder’i, Fatih Artman’ı bulmuşuz- ki bence ne oynadılarsa
fenomene dönüştürdüler. Rollerine çok adapte olamayan bireyler izlediğimi
düşünüyorum artık.
Fanlar Dicle-Barış istiyor. Dicle’nin “Ben buraya tek başıma
tutunmak için geldim.” repliklerini unutalım sadece ehe ehe dedirtelim. Barış
serseriydi, karakterini henüz bulamamış yeni bir oyuncuydu.. Fanlar istiyor
oyunculuğunu unutturalım sürekli sevgilisine kahvaltı hazırlasın. Yok ya unutturmayalım. Serseri
kalsın, herkese tekme tokat dalsın, herkesi balkondan aşağı sarkıtsın. Seyirci bu iki zıt kutbu anlayamadı ama?
Olsun, bir sonraki bölümde düzeltiriz. E ama az entrika oldu nerede benim 2007
yılım? Bir de Beren ekleyelim her şeyin altından o çıksın hiç de tongaya düşmesin.
Barış’ın annesi gelsin o da tam bir kaynana olsuuuuun.. Çok iyi gidiyooor.. Ece
var bir de süper güç ekleyelim her an her yerde olabilsin, telefon kamerasıyla
tüm gündemi belirleyebilsin. Saçma? Olsun yaz. Hımm.. Yırtıcı Feris,
köpekbalığı Kıraç vardı? Neyse ya, ne menajeri önemli olan entrika; çünkü 2007
yılından hiçbir şey eklemedik diziye!
Serkan Tahtacı dizideki tek düzgün şey olabilir. Milyonluk
yatırım yapıp kovulduğu yere dönüp çalışanlar işinden olmasın diye ajansı satın
alıyor. Normal bir patron gibi işleri takip ediyor. Batırdıkları yetmiyormuş
gibi bir de “Kara Murat benim!” sekansı ile; kendi hatası olmadığı
halde ödeyeyim, borcu erteleteyim, azaltayım diye kırk takla atan insana ihanet
ediyorsunuz. Valla Ego Ajans, siz başınıza gelen her şeyi hak etmişsiniz.
Galiba biz de hak etmişiz.