Günden güne ekolojik dengesi bozulan gezegenimiz sabırla
tüm canlı yaşamını kucaklamaya devam ediyor. Nesli tükenen hayvanların
çağrısından, giderek dönülmez bir yola girmek üzere olduğumuz iklim krizine
kadar, dünyamızın mevcut ekolojik durumunu anlatan dört belgesellik Eco Season,
2 Mart itibariyle BBC Earth ekranlarına gelecek.
“Eco
Season”, BBC Earth izleyicilerine özel hazırlanmış dört ayrı belgeselden oluşan
bir koleksiyon. Her bir yapım gezegenimizin bozulan ekolojik dengesi
hakkında gerçekleri aktarırken, aynı zamanda aynayı bu kez kendimize çevirmemiz
için yol gösterici bir rehber oluyor. Eco Feast (Eat to Save the Planet) ile
bir grup ünlü isim eşliğinde yediğimiz yemeklerin sebep olduğu karbon ayak
izini keşfediyoruz. İkinci belgeselimiz ise Extinction: The Facts. Ünlü
belgeselci Sir David Attenborough, modern dünyada türümüzün sebep olduğu büyük yok
oluş krizinin nedenlerini gözler önüne seriyor. 7.7 Billion People and Counting ise
gezegenimizin hızla artan insan nüfusunu ne kadar süre daha kaldırabileceği
sorusuna cevaplar arıyor. Son olarak ise, son yılların en fazla tartışılan
konularından iklim krizi meselesine kendine özgü bir yolla değinen Climate
Change: The Facts, Sir David Attenboroug anlatımıyla ekranlara geliyor.

Dünyamız Bu kadar Sayıda İnsanı Kaldırabilir
mi? 7.7 Billion People and Counting 2 Mart saat 21:35’te BBC Earth’te!
Doğa bilimci Chris Packham, 7.7
Billion People and Counting yapımıyla birlikte hızla artan insan nüfusunun
gezegenimiz ve doğal yaşam üzerindeki etkilerini ekranlara taşıyor. Tüm
canlıların belirli bir denge ve harmoni içerisinde yaşamını sürdükleri bu küçük
mavi gezegende, bizler öngörülenden çok daha fazla bir sayıya ulaştık. Hızla artan
insan nüfusu, doğa kaynak tüketimi, endüstriyel hayvancılık ve verimli arazilerin
yerleşime açılması gibi olumsuz pek çok faktörü beraberinde getirdi. Çin
dışında herhangi bir ülkede yasal olarak doğum kısıtlamaları bulunmamakta. Bu da demek oluyor ki mevcut duruma dur demek
bireysel olarak biz insanların insiyatifine kaldı. Peki dünyamız gelecekte tahmin edilen insan
nüfusunu kaldırabilecek mi? Her şey için çok mu geç kaldık yoksa tünelin
sonunda bizleri bekleyen ışığı görebilecek miyiz?
Chris’e göre 2050’ye kadar nüfusumuz
10 milyar insana ulaşacak ve bu sayı dünyanın kaldırabileceğinden çok daha
fazla. Hızla artan nüfus sonrası bizleri
nelerin beklediğini ve olası çözümleri bulmak amacıyla Chris, Brezilya’dan
Nijerya’ya dünyanın pek çok yerini dolaşarak incelemelerde bulunuyor. Ardından İngiltere’deki evinde Sir David
Attenborough ile buluşarak bizleri hem üzerine düşünmemiz gereken gerçeklerle
hem de belki de sormaktan kaçındığımız soruların cevaplarıyla baş başa
bırakıyor…
Belgesele Dair Ufak Notlar:
• 10.000 yıl önce, gezegende
yaklaşık 5 milyon insan yaşıyordu. Bu sayı, 1800’de 1 milyara, 1960’ta 3
milyara fırladı. Nüfus, günümüzde 7,7 milyarken 2050’de 10 milyar insanı
bulması bekleniyor.
• Gezegendeki insan nüfusunun
iki katına çıktığı dönemde, yaban hayatı nüfusunun toplam büyüklüğünün yarı
yarıya azaldığı düşünülüyor.
• Dünyadaki herkes
İngiltere’deki ortalama bir insan kadar tüketim yaparsa, sürdürülebilir bir
şekilde yaşamak için neredeyse iki Dünya kadar daha doğal kaynak ihtiyacımız
olacağı düşünülüyor. Herkes ortalama bir ABD’li kadar gibi tüketirse de
yaklaşık 4 Dünya’ya daha ihtiyacımız var.
1 Milyon Tür Yok Olmak Üzere! Eco Season’ın ikici yapımı Soy Tükenmesi:
Gerçekler (Exctinction: The Facts) 3 Mart 21.25’te BBC Earth’te.
Kariyeri ve yaşantısı boyunca
çevre konularında farkındalık kazandırma çalışmalarıyla tanıdığımız ve bu
misyon ile onlarca belgesele adını yazdıran Sir David Attenborough, bu sefer
bizlere bir milyon türün yok oluşuna dair ciddi bir uyarıda bulunuyor. Son kırk
yıl içerisinde hayvan popülasyonu %60 gibi ciddi bir oranda azaldı. Bir milyon bitki ve hayvan nesli ise acil
önlemler alınmazsa onlarca yıl içerisinde yok olmakla karşı karşıya kalacak. Sir
David Attenborough, dünyanın önde gelen bilim adamlarından oluşan ekiple
birlikte mevcut ekolojik dengeyi sarsan bu krizle ilgili önemli ve şaşırtıcı
bilgileri bizlere aktarıyor. Her konuşmasıyla bizlere umut olan David
Attenborough, ihtiyacımız olan değişim için yerimizden kalkıp harekete geçersek,
gezegezeni kurtarmak için henüz geç kalmadığımızı da eklemeden geçmiyor. Yapılan
araştırmalar gösteriyor ki hayvan ve bitki türünün yok oluşu sadece onları
değil, mevcut düzende var olan her türü tehdit etmekte. Her ne kadar
teknolojinin hayatımıza hakim olmasıyla doğanın kontrolünü elimizde olduğunu
sanrısına kapılsak da gerçek şu ki; tamamıyla onun bir parçasıyız ve ona her
şeyden daha fazla ihtiyacımız var. Sir David Attenborough’un imzasıyla
Extinction: The Fact, değişim için ihtiyacımız duyduğumuz her şeyin bizlerde
mevcut olduğunu bir kez daha hatırlatıyor.
Belgesele Dair Ufak Notlar:
· Araştırmalar,
yok oluşun şu anda doğal evrim hızından 100 kat daha hızlı gerçekleştiğini
gösteriyor.
· Yeryüzündeki
8 milyon türün 1 milyonu, neslinin tükenme tehlikesiyle yaşıyor.
· 1970’den
bu yana kuş, memeli, amfibi ve sürüngenler gibi omurgalı hayvanlar, toplamda %
60 oranında azaldı.
· Yeryüzünde
bulundukları sürecin başından bu yana büyük memelilerin dörtte üçü yok oldu.
· Bitki
türlerinin % 25’i, yani her dört bitkiden biri yok olma tehdidi altında.
· Her
yıl yaklaşık 3,8 milyon hektar orman yok oluyor.
Yemeğimiz
Gezegeni Kurtarabilir! Eco Season’ın
üçüncü yapımı Eat to Save The Planet (Eco Feast) 6 Mart 22:20’de BBC Earth’te.
Çevreye zarar veren pek çok
eylemin farkındayız, gereksiz su kullanımı, plastik atıklar ya da her gün
kullandığımız deodorantlar… Peki yediğimiz yemeklerin de ekolojik dengeye zarar
verdiğini biliyor muyduk? Henüz bilmiyorsak, eğlenceli şekilde
öğrenebileceğimiz harika bir program geliyor. Keyifle hazırladığımız yemeklerde
kullandığımız hemen hemen her gıda ürün, tedarik sürecinin her aşamasında
atmosfere sera gazı salınmasına neden oluyor. Tarımcılık ve hayvancılıkla
başlayan süreç, ürünlerin biz tüketicilere ulaşana kadar pek çok oranda karbon
ayak izi oluşturmakta. Bu özel programda, ünlü sunucu Gregg Wallace ve
matematikçi Hannah Fry, programa konuk olan bir grup ünlü ismi, seçtikleri
yemeklerin karbon salınımına ne kadar etki ettiğini keşfetmeye davet ediyor.
Yarışma formatında ünlü isimler belirli yemekleri seçiyorlar ve en az karbon
emisyonuna sahip olanları seçen isim yarışmayı kazanıyor. Şeflerden oluşan uzman ekipse yediğimiz
yemeklerin olumsuz etkisini azaltmak için değerli tavsiyede bulunuyorlar.
Belgesele Dair Ufak Notlar:
Süpermarketlerin
pek popüler deniz ürünlerinden olan somon, en kötü karbon ayak izlerinden
birine sahip. Bu yoğun karbon salımınının yüzde 80’ine, somon balıklarını
beslemek için gereken gıdalar sebep oluyor.
*
Midye ise karbon salınımı açısından en masum deniz ürünlerinden... Midye
kabukları hem atmosferdeki karbonu emiyor, hem de üründe paketleme aşamasının
es geçilmesini sağlıyor.
*
Uskumru ve ringa balığı, yine düşük karbon ayak izine sahip gıdalar. Su
yüzeyine yakın yüzdüklerinden bu balıkların avlanmaları daha kolay, böylece
daha az yakıta ihtiyaç duyuluyor.
*
Sığır etinin tablodaki oranı oldukça yüksek. Sıra dışı mideleri nedeniyle
sığırlar, bakterilerin metan gazı biriktirmesine neden oluyor ve salınan
gazlar, küresel ısınmaya ciddi şekilde katkı sağlıyor.
*
Tarlalarda kullanılan sentetik gübreler, mahsullerin büyümesine yardımcı olan
amonyum ve nitrojen gibi kimyasallar içermekte. Bu da onları, tarım aşamasının
en zararlı ürünlerinden biri hâline getiriyor.
Sir
David Attenborough İklim Krizi Gerçekleriyle Geliyor! Eco Season’ın son yapımı Climate Change: The
Facts’in ilk bölümü 2 Mart 23:10, ikinci bölümü ise 3 Mart’ta aynı tarihte BBC
Earth’te.
Eco Season koleksiyonu
içerisinde yer alan ve bir kez daha izleme şansı bulacağımız Climate Change:
The Facts, Mart ayında yeniden bizlerle…
İkibölüm halinde yayınlanacak programda
küresel ısınmaya neden olan iklim değişikliğinin tüm ekosistem üzerindeki
etkisi irdeleniyor. Geçmiş yıllarda kimilerince mit olarak kabul edilen, özellikle
son yıllarda etkisi artıkça dünya gündemini oldukça meşgul eden iklim krizinde felaketten
sadece iki derece uzaktayız. Evet, ekosistemin geri dönülemez şekilde çökmesine
sadece 2 derece kaldı… Küresel ısınma bu hızla devam ederse, ne yazık ki 40 yıl
içinde kalıcı çevresel hasar eşiğine ulaşacağız. Akdeniz'den Kuzey Kutbu'na
sıcak hava dalgalarının ilerlemesi, ABD genelinde orman yangınları kontrolden
çıkması, sıcaklığa bağlı ölümlerin sayısında artış, kısacası iklim
değişikliğinin kanıtını her yerde görebiliriz. Sir David ise bizlere tekrar
sesleniyor, elimizde bunu önleme gücü var! Programda sadece bilimsel verilerle
karşılaşmıyoruz, iklim değişikliğinden etkilenen sıradan insanların sarsıcı hikayeleri
de bizleri bekliyor. Dünyaca tanınan uzmanlar, ufkumuzu genişletecek
gelişmeleriyle bizlere eşlik ediyor.
Belgesele Dair Ufak Notlar:
• Bilim adamları, türlerin%
8'inin artık yalnızca iklim değişikliği nedeniyle yok olma tehlikesiyle karşı
karşıya
• Kömürü yakmaya başlamadan
önce, atmosferdeki karbondioksit miktarı milyonda yaklaşık 280 parçaydı, şu
anda milyonda 400 parçanın üzerinden
• Atmosferimize o kadar çok
karbondioksit pompaladık ki, dünyamız şu anda sanayi öncesi zamana göre
yaklaşık 1 derece daha sıcak.