İzlemeyen kalmasın: The Act

İzlemeyen kalmasın: The Act
Yerli yabancı dizilerde sezon arasında olmamız sebebiyle Kısmetse Olur’a vurduğum bünyem sebebiyle uyuşan kafamdan kaynaklı sessizliğimi uzun zamandır izlediğim en etkileyici dizi olan The Act yazısı ile bozmak isterim. Ben birazdan bu diziyi öveceğim ama çok net belirtmek isterim ki diziyi izlemeniz durumunda oluşacak asap bozukluğu, baş ağrısı ve gireceğiniz depresyondan sorumlu değilim. Diziyi izleyeli epey oldu aslında ama yazacak cesareti şimdi buldum, öyle diyeyim.

Spoiler ibaresi koyacağım yazıya ama aslında dizi gerçek bir olaydan uyarlandığı için ne olacağını da başından biliyoruz (tabii bu on kaplan gücünde sarsılmamıza asla mani değil). Gypsy Rose Blanchard ve Dee Dee Blanchard’ın hikâyesinden uyarlanan dizide annesi tarafından hayatı boyunca çok hasta olduğuna inandırılan Gypsy Rose’un sonunda internetten tanıştığı erkek arkadaşıyla birlikte annesini öldürmesiyle sonuçlanan öyküsünü izliyoruz. Bunu böyle tek cümlede anlattım ama Hulu’nun The Handmaid’s Tale’den sonra şahsıma attığı en büyük kazıktır bu dizi. Black Mirror filan bunun yanında Yalan Rüzgârı gibi kalır, Tatlı Küçük Yalancılar gibi kalır.

Bir kere Gypsy Rose rolündeki Joey King sen hayırdır? Bu nasıl bir oyunculuk, bu nasıl bir aşırı gerçekçiliktir? Yani oyunculuk demeye bin şahit ister, bizzat hasta bir çocuk dersiniz izlerken. Ekibin kalanı da son derece gerçekçi ama Gypsy bambaşka olmuş. Sonra kendisinden bir tiksindiğimiz, bir ona acımadan duramadığımız Dee Dee Blanchard ve onu oynayan Patricia Arquette. İzlediğimizin bir belgesel veya evden canlı yayın değil de bir dizi olduğunu bize unutturan insanlar hep bunlar.

Gelelim senaryoya, hikâyeye, akışa. Ne olacağını biliyoruz ama buna rağmen an be an yaşanan o gerginlik, o aklını kaçırıyor gibi olma hissi, o videoyu durdurup bir cam açma gereği hissetmek bambaşka. Profesyonel tabirler kullanabilecek birisi değilim o yüzden hislerimi böyle özetledim, bence siz de izleyin siz de özetleyin. Dünyayı, insanlığı, kendi insanlığınızı, gelmişinizi geçmişinizi sorgulamazsanız gelin yazın, paranız iade.

Böyle etkileyici işler izlediğimde hem onu izlediğim için hem de dünya üstünde işini bu kadar özenle yapan insanların, ekiplerin varlığına şahit olduğum için mutlu oluyorum. Çalışkanlığın, özenli olmanın hala böyle gümbür gümbür karşılık bulmasına, dünyanın bizim küçük hayatlarımızda dönüp durduğumuz çemberlerden ibaret olmadığını hatırlayabildiğime seviniyorum.

The Act izleyin, gireceğiniz depresyondan sorumlu değilim. İzlemezseniz duyacağınız pişmanlığı önlemek isterim. İyi seyirler. 


BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER