Dizilerin hayatımıza soktuğu en önemli noktalardandır
takılar, tokalar, süslemeler. Çukur dizisiyle ise hayatımıza bir dövme modası girdi. Sadece
Çukur içerisinde olmanız gerekmiyor üstelik. Her gün çevrenizde koluna,
boynuna meşhur Çukur dövmesini yaptıran çok fazla kişiye rastlayabilirsiniz.
Bonusu var bir de: Dükkan isimleri.^^
Elbette konumuz dövmeler güzel mi? Yamuk mu? Rengi önemli
mi? Falan da filan değil. Konumuz tam da dövmenin sırrı. Geçtiğimiz sezon
dövmenin ne anlama geldiğini, öyle sıradan bir şey olmadığını öğrenmiştik.Yani
yoldan geçerken "Aannneeğğğğ bak şu dövme çok güzel. Ben de
yaptırcam." "Oğlum biliyor musun geçen kavga ediyorduk adamın
bileğindeki dövmeye hasta oldum, bana da yaparsın artık." gibi basit
değil. Üstteki üçgen çatıyı, alttaki üçgen ise Çukur'u temsil ediyor.
İçerisinde yer alan noktalarsa Çukur erkeklerinde bulunması gereken yiğitlik,
mertlik, dürüstlüğü temsil ediyordu. (Orası bir dünya. Yoksa tüm insanların bu
özellikleri taşıması gerek elbette. Kamu spotumu da verdim, mis.^^)
Pekiiiii bu sezon içerideki noktalar gitti. Bu ne demek
oluyor?
İşte orada ortaya Karakuzular çıkıyor. Öncelikle hiç
Karakuzu ne demek diye düşündünüz mü? Merak ettiniz mi? Neden böyle bir isim
ortaya çıkmış? Mesela benim ilk aklıma şu geldi: Dünyaya gelen her insan
anasının babasının kuzusudur. Oysa bunların anası babası yok. İçlerine bir
şekilde işlemiş olan kötülük ise bunları beyaz sayfa açmaya değil de karanlığa
itmiş. Derken ortaya bu lakap çıkmış. Kabul ediyorum. Biraz attım ama ya
böyleyse??? ^.^ (Varsa başka teorileriniz yoruma bekliyorum)
Karakuzu feat Koçovalı
Karakuzular kötülerdir. Karakuzular mahalleyi ele
geçirmiştir. Karakuzular kesiyordur, asıyordur, biçiyordur. Katiyen bunu net söyleyemem.
Belki çok önceden Çukur onlara aitti ve aslında Koçovalı Ailesi analarını
babalarını yok edip ele geçirdiler mahalleyi. Haydaaaaa... Olur mu olur sevgili
okuyucu?
Şimdi itiraflar geliyor...
Bir şekilde Çukur'un Koçovalı himayesinde olduğunu
kabullenip bazı karakterleri daha çok kötü ya da suçlu bulup üzerine
gidiyorduk. Oysa şimdi acımasız diye tabir adlandırılan Karakuzular geldi.
Etraf güllük gülistanlıkmış da onlar berbat etmiş gibi hisse kapıldık. Yok
böyle durum. Şahsen ben Çeto ve Mahsun'u izlerken aşırı keyif alıyorum.
Öncelikle Çeto karakterini canlandıran Erkan Avcı ve Mahsun karakterini
canlandıran Berkay Ateş. Emeklerinize sağlık. İyi ki siz. Anam babam repliği bu
kadar mı hoş söylenir. Bu kadar içten seslendirilip kalbe işlenir. Hadiii
hadiii itiraf edin. Hepiniz seviyorsunuz.
Mesela Mahsun Deren'i
kandırıp Sena ile aynı apartmanda oturduğuna inandırdığı sahnede Mahsun in
Deren out yapmadınız mı? Ya da Mahsun'un paraları Koçovalı kardeşlere kaptırmadığı
sahneyi izlerken içten içe "Öyle ayrı gayrı işler yaparsanız Koçovalı
Kardeşler ohhh olsun size!" Demediniz mi?
Ammaaaa ne zamanki ortak düşman geldi meydana. Bir borudan
diğer boruya konuşmak nasip oldu Çeto ile Cumali'ye. Bakalım o noktalar
tamamlanacak mı yoksa öylece kalacak mı?
Sevgiler...