"Biraz
değiştim,
Her şey kadar, herkes kadar, sen kadar
Değiştim
Unutamadığım sözlerinin arasında sıkışıyorum,
Bir yanım kendimi kolluyor bir yanım seni
Ben benimle savaşıyorum,
Seninle değil"
Can
Yücel'in bu mısraları aslında tam da yeni Sinan Egemen'i anlatmıyor mu? O ilk
başlardaki ukala, burnundan kıl aldırmayan, havalı, zengin Sinan Egemen ile aşk
ile, ailesiyle, yaşadıklarıyla bugünlere gelen Sinan Egemen arasında o kadar
çok fark var ki...
Bunların
hepsini gerçekten sevmekle başardı. Bunların hepsini hayatı tanımakla anladı.
Evet, değişti, biraz değişti, belki de birazdan daha fazla değişti. Ama olumlu
değişti, güzel evrildi.
Her şey
kadar, herkes kadar değişti. Önce ona aşık olan kadını fark etti ve aşık olarak
değişti. Daha sonra hala bugünlere taşınan "Bir otel odası gecesi!"
ni kavradı, üzüldü, kahroldu, değişti. Kaybettiği annesiyle, babasının yaptıklarıyla
büyüdü. Çünkü hayat tam da böyleydi, bir şeyler iyiye giderken diğer şeyler
kötüye gider. Belki hayatın matematiği budur ve sen denklemi çözmüşsündür Sinan
Egemen.
Artık
sadece Sinan yoktu, cebinde dolu dolu paraları yoktu. Çabalamak gerekti,
fazlasıyla. Pes etmek yoktu, çok tırmalamak lazımdı. Doğrulara ulaşmak için
hatalardan geçmek gerekti. Hatalardan ders çıkarmak ise mükemmeliyete giden
yoldu. Ve etrafını korurken kendini ateşe atmak...
Ben uzun süre ayağa kalkamazdım herhalde.
Sürpriz....
Tam da
böyle başladı zincir. Sevdiği kadının gönlünü alıp unutamayacağı bir gece olsun
isterken hayatının tepetaklak olduğunu öğrendi. O gizemler, saklanmalar,
kaçamaklar hepsi bir anda söndü. Üstelik kafasındaki tilkilerle bir süre
dolaşması pek de kolay olmadı. (Zaten duygusal erkek, kalbine kalbine
sapladılar bıçağı.) Gerçekleri duymak daha zorken üstüne bu şekilde öğrenmesi
daha zor oldu. Hayatının bir anda değişmesi, bildiklerinin aslında
bilmediklerin olması...
Ve en
azından gerçekleri öğrenip ona göre bir yolda ilerlemesi gerekiyordu. Yapılan
test, öğrenilen gerçek ve koruma gücü. Çünkü kendiyle savaşıyordu. Çünkü artık
büyümüştü ve omuzlarına kocaman bir yük almıştı. Nasıl küçükken abisinin
başının üstünde yeri varsa bugün de abisini korumak Sinan'a düşmüştü. Eeeee
görev teslimi tam da böyle bir şey olsa idi. İşte şimdi içimize işleyen dram
anlarını duygusallığıyla yoğurup önümüze güzel sunumuyla getiren Sinan Egemen'e
çok iş düşecek.
Siz çok güzel biz oldunuz da cınım bu dizi entrika ister, o yüzden Hazan'ı Yağız'ın yanına alabiliriz.
Artık intikam Nil ile mi olur Ece ile mi olur, göreceğiz???
Veeee
şimdi bir taraftan abisinden saklayacakları varken bir tarafta da geçmişin tüm
gerçeklerini tek tek öğrenmesi gerekli. Üstelik Nil gelmişken geciken
itirafları da duyması an meselesi. Öyle ya daha koruma görevini üstlendiği
abisinin "Gerçekten de sevdiği kadına sırılsıklam aşık olduğu!"
duygusuyla yüzleşme zamanı. Belki de artık yeni Sinan'ın kalbi sevgiyle atarken
kıskançlık tohumlarıyla harmanladığı sahneleri göreceğiz. Yeni Sinan sen hoş
geldin de umarım yeni olaylar da hoş gelir. ^^
Her
cumartesi adeta mıknatıs gibi kendine çeken Fazilet Hanım ve Kızları bizlere daha neler neler gösterecek. Sağlam entrikaları, artan karışık ilişkileri
merakla bekliyorum.
Sevgiler.