Fazilet Hanım olabilmek...

Fazilet Hanım olabilmek...
Yalıyı uzaktan sevmek isimli eser^^
Dizinin reklamları dönerken aklımda sadece “Canına yandığımın dünyasında kim para istemiyor? Fazilet istemiş çok mu?repliği kalmıştı. Başlarda biraz fazla mı bağırıyor bu Fazilet? diye söylendiğimi hatırlıyorum da keşke bugün de öyle bağırsa Fazilet. Özlemişim sesini. Gülmeyin, çok ciddiyim. Fazilet’in yana yakıla, döne dolaşa bağırışlarını sevmişim. Güzelliğine güvendiği küçük kızı Ece’yi yüz güzeli yaparak hem kendi hem de büyük kızı Hazan’ın hayatını kurtarmaya çalışmasını biraz da takdir etmek gerek. Neden mi?

Fazilet’in geçmişini henüz net bilemesek de zorluklardan geldiğini anlıyoruz. Eeee kısa yoldan çok para kazanmayı isteyen insanlar da oldukça fazladır. Fazilet de bunlardan bir tanesi. Kadının amacı Hazım ile Ece’yi evlendirmek değildi. Hazan’ın yüz güzeli olmasını da onayladığını söyleyemeyiz. Amacı Ece’nin çok para kazanıp kendisinin zengin olmasıydı. Evet, evet gerçek manada “Fazilet Hanım!” olmaktı. Peki oldu mu? Hayır. Olabildi mi? Hayır. Yalnız bu sadece Fazilet’in suçu mu? ASLA…

Fazilet Hanım daha sakin gördüğü Ece’den darbe üzerine darbe gördü. Hizmetli olarak gittiği yalının nimetlerini yiyecekken üstelik. Önce içeriye girmekti amaç. Sonradan Hazım Egemen’in kayınvalidesi sıfatıyla yerleşti. Öncelikle iki kişinin birbirini sevdiği zaman samanlığın seyranlık olmayacağında hemfikiriz, değil mi? Fazilet kızı Yasin ile evlenirse asla rahata erişemeyeceğini bildiğinden, hazır da doğmamış bebeği kabul ederken Hazım Egemen ohhh Ece ile evlensin, biraz gün yüzü görelim istedi.


Tekrar bir araya gelseniz, içten sarılsanız... Çünkü beraberken aşılır o zorluklar...

Bu da mı gol değil???

Değil Fazilet değil. Yine “Hanım” olamadın. Çünkü Ece elde ettiği zenginlikle önce anneye tekmeyi attı. O tablo işin bahanesi, Yasemin’in dalaveresi. Evde akıllı insan kalmayınca Yasemin zeka küpü oldu, maaaşallah maaaşaalllahhh…

Hazan’ın duruma girsen bir dert girmesen başka bir dert. Sadece platonik aşkı Sinan’a ulaşmak için, ona kendisini fark ettirebilmek için otel odasına giden masum Çamkıran idi. Oysa sonradan olaylar öyle bir gelişti ki iki bekar Egemen erkeğinin arasına girdi. Aslında onun da içinde “İlle de para, annemin dediği gibi para. Para da para…” mottosu hakimmiş. Bakmayın siz öyle önceki eşofmanlı hallerine. Biraz parayı buldu, hemen Yağız’ın rezidansına taşındı. Biraz parayı buldu, Sinan’a gelen paraların suyu çekince de kendini cemiyet hayatının bir numaralı kadını sandı. Oysa o işler öyle olmuyor. Bir Fazilet’e el atsaydılar işte o Fazilet nasıl güzel 'Hanım' olurdu ahh ki ne ahhh… (Bak yine hüzünlü Fazilet müziği geldi aklıma, ağlayacağım.)

Son iki bölümde tekrardan eski Fazilet’in ayak seslerini duymam hoşuma gitti. Ayyy benim içim bir neşeli bir mutlu. Çünkü dizinin dominosu kendisi. Bak Ece bir Yasemin’e yanaştı, kendini hapishanede buldu. Hazan bir anasına sırt döndü, etrafı karıştı. Yalı desen Fazilet’i evden gönderdi ve pat diye bomboş kaldı. Haksız mıyım?

Değilim.

Çünkü; Fazilet evden yalıdan gönderildiğinden beri yalı sessiz. Hizmetlilerin bile sesi çıkmıyor. Kerime desen fayda yerine zararı olacak. Hazım hastaneye gitti. Gökhan da en son bölümde eşine sıktı gibi. Herkesi toparlamak görevi düşmeli Fazilet’e. Tıpkı zamanında tek başına kızlarını büyütmek zorunda kaldığı gibi… Tıpkı çocuklarının bahtının anneleri gibi olmasını istememesi gibi… El atmalı Egemen tarafına Çamkıran tarafına da. Etrafta kötüler çok birinin onları uzaklaştırması gerekli. Ne de olsa Fazilet Hanım olabilmek için ne imtihanlar verdi, vermeye devam ediyor...


Nazan Kesal rocks ^.^

Kısacası Fazilet’in ruhunu arıyorum, coşkusunu görmek istiyorum. Anne olarak, kadın olarak ve en çok da Hanım olarak…

Sevgiler…

Unutamadığım repliğin videosunu şuraya bırakayım, belki hatırlamak isteyen olur.


BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER