Adı Efsane 24. bölüm
itibarıyla senarist ekibinde yine yeniden değişiklik yaptı. Bu sefer kadroda
Barış Erdoğan, İlker Arslan gibi isimler var. Kendilerini Rüya İşçileri
senarist grubundan tanıyoruz. İsimlerini görünce bir rahatlama hissetmedim
değil, ki bölüm de bu düşüncemi haklı çıkartacak unsurlar sundu.
Öncelikle senarist olarak gelen her yazar hoş gelmiş, biz
tayfa ve diğer herkesle eskiden beri tanışıyoruz ama onlar da hemen kaynaşmış,
yabancılık çekmemiş belli. ^^
Üç bölümlük bir distopya izledik ama geçti demek istiyorum
çünkü haftalar sonra ilk kez tayfayı izlerken kahkaha attım. Ve haftalar sonra
ilk kez kardeşlik duygusunu yeniden yansıttıklarını hissettim. Ekipteki diğer
isimler için yorum yapamam ama İlker Arslan ve Barış Erdoğan’ın yazdığı
dizileri izlemiş biri olarak en azından diyalogların çok daha yerinde, derin ve
genç olacağına inanıyorum. Tayfayı izlerken yine umut ve mutluluk ile
dolacağımız günler yakın diye umuyorum.
24. bölüm itibarıyla özlediğim birçok şey geri dönmüştü. Ali,
Mercan’a ‘yavrum’ dedi. Diyeceksiniz ki buna neden bu kadar taktın, hemen
açıklayayım. Kelimenin önemi yok, önemli olan süreklilik. Karakterler gerçekler,
oradalar, ben hissediyorum diye yazıp duruyorum ya, işte bu sebepten. Ali
gerçek biri, cümleleri, sözcükleri gerçek… Birine hitap ettiğiniz bir kelime
varsa bu süreklilik göstermelidir. Tıpkı Sadık’ın ‘günah’ demeleri gibi. Bakın
bu bölüm o da vardı. Çünkü Sadık da var, gerçek o da diğerleri gibi. O sebeple
karakterlerde tutarlılık umuyorum ve umduğumu bulamadığımda hayal kırıklığına
uğruyorum. Çünkü evet, daha önce de yazdığım gibi insan dizilerin işlenişlerine
de kırılır. Bağ kurduğumuz her şeyden sorumluyuz ve eminim herkes Adı Efsane’de
en çok tayfa ile bağ kurdu.
Yazı devam ediyor...