Spider-Man Homecoming: Mahallemizin süper kahramanı geri döndü! Ama bir ergen olarak...

Spider-Man Homecoming: Mahallemizin süper kahramanı geri döndü! Ama bir ergen olarak...
Marvel ve DC. Çizgi roman evreninin iki güçlü kalesi, ezeli ve ebedi mücadelenin iki güçlü cephesi. Kim hangi tarafa daha yakın olursa olsun herkesin kendince bir favorisi vardır. Kimileri Batman’in, Kara Şövalye’nin karanlık tarafına rağmen duruşuna hayrandır, kimileri Superman’in yeteneklerine, sorumluluk sahibi olması ve kendini bilmesine. Kimileri Captain America’nın liderliğine vurulmuştur, diğerleri ise kötü çocuk Iron-Man’in zekasına, zekasından çok da herkesi imrendiren hayatından etkilemiştir. En tepede olmasa bile herkesin sevgilisi, listelerin ikincisi bir kahraman vardır: Spider-Man.



Mahallemizin kahramanı, sokaktaki insanın kahramanı olan Spider-Man, 2012 ve 2014 yıllarında Amazing Spider-Man adıyla vizyona giren deyim yerindeyse ‘felaketin’ ardından Marvel, Captain America: Civil War’da yeni, genç ve ‘alışık olmadığımız’ bir Örümcek Adam ile tanıştırdı bizleri. Ve hemen sonrasında da mutlu haberi verdi. Örümcek dostumuz yeni maceralarıyla beyazperdeye dönecekti. Derken o gün geldi çattı ve Peter Parker efsanesi Spider-Man: Homecoming filmiyle birlikte izleyicisiyle sonunda buluştu.

Radyoaktif bir örümceğin ısırığıyla insanların sahip olmadığı yetenekler kazanan Peter Parker’ın nasıl Spidey’e dönüştüğünü anlatmayıp, yani görmekten sıkıldığımız kısmı atlayarak yaşananları bizlerin hayalgücüne bırakmayı tercih ediyor yönetmen Jon Watts. Onun yerine alışık olmadığımız kısımlara daha çok eğiliyor, kendi dokunuşlarını öne çıkarıyor.



Hikayemiz Spider-Man’in, Captain America’ya karşı Iron-Man’in yanında nasıl savaştığıyla başlıyor. Fakat Peter Parker (Tom Holland) henüz bir liseli olduğundan ötürü macerasını da günümüz gençlerine özgü bir şekilde anlatıyor. Fakat bir Avenger (Yenilmez) olmayı beklerken, Örümcek dostumuz Iron-Man’in sol kolu (malum, Tony Stark’ın sağ kolu Pepper) Happy Hogan’nın (Jon Favreau) gözetiminde sokaktaki küçük olaylarla ilgilenmeyi sürdürüyor. Kendini kanıtlamak isteyen Parker’ın karşına tam da ihtiyacı olduğu zamanda bir fırsat çıkıyor. Ellerinde ileri teknoloji ürünü silahlar olan küçük bir çete bir banka ATM’sini soyarken Spider-Man olaya müdahale ediyor. İşler ummadığı gibi gitse de bu silahların peşini bırakmıyor Örümcek Adam. Öyle ki okulun zeki, bir o kadar da güzel kızı Liz’in partisine gittiğinde ve gerçek kimliğini bilen yakın arkadaşı Ned ile birlikte okulun eziği olmaktan kurtulup Spider-Man’in arkadaşı olarak hava atmasına ramak kalmış olmasına rağmen dahi bu işin peşini bırakmıyor. Sonunda büyük patronla da tanışmayı başaran Örümcek, işin aslını öğrendiğinde ise gerçek gücün kostümde değil, içimizde olduğunu hem Happy’e, hem Iron-Man’e hem de bizlere gösteriyor.



2002, 2004 ve 2007 yıllarında vizyona giren Spider-Man filmlerinde aklı başında, oturaklı bir Peter Parker vardı karşımızda. Asıl meselesi “büyük gücün büyük sorumluluk” istediğiydi. Düşmanları bilim insanlarıydı; talihsizlikler, kazalar yüzünden bilincini kötülüğün ellerine teslim eden düşmanlardı. Sonrasında daha serseri bir Örümcek çıktı karşımıza, kötü bir çocuktu, etrafındakileri de bu vurdumduymaz halleriyle etkilemeye çalışıyordu, izleyici sevmedi bu yeni Parker’ı. Yeni, genç, ergen Peter ise hayat tecrübesi olmayan, bir yandan sorumluluklarını yerine getirmeye çalışırken bir diğer yandan da karşısına çıkan fırsatları değerlendirmeye çabalayan bir karakter.

The Founder ve Spotlight filmlerindeki performansına rağmen daha ziyade Birdman or (The Unexpected Virtue of Ignorance) ile hatırlanan Michael Keaton, Spider-Man: Homecoming’de de kanatlı adam olmayı sürdürüyor. Kapitalist sistemin kölesi olmaktan artık yılan ve teknolojinin de yardımıyla yeraltında kendi ekibini kuran Aadrien Toomes, bilinen adıyla Vulture’a hayat veriyor Keaton. Devletin çaldığını devletten geri çalıyor, sistemin sindirdiklerini sisteme geri kazandırmaya çalışıyor. Tabii bütün bunları yasadışı yollardan yapıyor.



Uzun lafın kısası izleyiciyi görmeye alışık olmadıkları bir Örümcek Adam bekliyor. Captain America: Civil War filmindeki o eğlenceli çocuk, kendi filminde daha da eğlenceli bir karakter oluveriyor, öyle ki Deadpool ile yarışacak seviyeye kadar çıkıyor (Tabi mahallemizin süperkahramanı olduğu için Deadpool’a kıyasla daha ‘edepli’ bir karakter Spidey). Yeni nesil filmlerde, dizilerde görmeye alışık olduğumuz mizah anlayışını ortalama bir senaryo ile, Spider-Man kostümü geçirerek izleyiciye sunan yönetmen Jon Watts ise takdiri hak ediyor. Filmde Tony Stark (Robert Downey Jr.) ise Ben Amca rolünü üstlenerek izleyiciye farklı ve babacan bir Iron-Man sunuyor. İzlemeye değer.

 



BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER