Halil | Adını Feriha KoydumTuğçe Bozkurt
Halil, ‘çok sevsin beni, aşkından yataklara düşsün’ diyen
kızları ‘o kadar da sevmesine gerek yok ya arada aklına gelsem yeter’
dedirtecek hale gelen bir karakterdi. Hayatı eviyle işinden ibaret olan, gün
içinde yaşadığı tek heyecan Feriha’ya attığı ‘Google’daki en güzel aşk
mesajları’nın cevaplarını beklemek iken Feriha’nın nişanı atmasıyla birlikte
içindeki psikopat yavaş yavaş su yüzüne çıktı. Feriha’nın annesini öldürmeye
kalkışınca akıl hastanesine yatırıldı.
Bedenimi hapsedebilirsiniz ama ruhumu asla
felsefesiyle hareket edip O’na verilen ilaçlardan Ferih (Evet, a harfini
yazamamıştı) yazan Halil, çareyi hastaneden kaçıp Feriha’yı kaçırmakta buldu.
Tabii Feriha’yı kurtarmak için her şeyi yapmaya hazır Emir’i de Feriha’yı sakladığı
eve çağırarak hapsetmeyi ihmal etmedi. Evin sahiplerinden birini öldürüp,
Emir’in vücudunda pet şişe eritmesi hep aşktan tabi. Tek amacı gelini Feriha’yı
geçen sene kestiği kurbanlık koyuna benzettiği şeytandan yani Emir’den
kurtarmaktı.
Her işini tek başına yaparak gelinine kendi ayakları üstünde
durabildiğini göstermeyi amaçlayan Halil, nikahını bile bulduğu boş bir
defterle kendisi kıydı. Eh, nikah şahidini de tahmin edersiniz herhalde, bu
kutsal görevi yerine getirmek Emir’e nasip oldu. Emir ve Feriha bir şekilde
Halil’den kurtuldu tabii ama Halil gelinini kaçıran şeytan Emir’e silahını
doğrultmaktan çekinmedi. Yolda biri önünü kesse ağlayarak annesine koşabilecek
potansiyeldeki Halil’in doğrulttuğu son silah olmadı bu. Yıllar sonra Emir ve
Feriha’nın düğününde Feriha’yı ve annesini öldüren kurşunlar yine Halil’in
silahından çıktı.