Tuğrul | Öyle Bir Geçer Zaman kiBurcu Baş
Biz Serhat Özcan’ı Bir Demet Tiyatro’da “tirbuşon”
olarak tanımıştık. Ama o Öyle Bir Geçer Zaman ki’de öyle bir karşımıza çıktı ki
çıkmaz olaydı dedik. Sezonun son bölümlerine doğru ortaya çıkan Tuğrul’u, daha
doğrusu psikopat Tuğrul’u, Arif’in kuzeni olarak tanıdık. Yıllar sonra Arif’ten
intikam almaya gelen Tuğrul, Arif’in değer verdiği herkese acı çektirdi.
Dizinin dönem dizisi olmasını da göz önüne alırsak, aslında o zamanlarda
yapılan gizli kapaklı işlere de bir gönderme olduğunu söyleyebiliriz. Tuğrul,
istediği adamı ya da kadını istediği yerden alıp rahatlıkla, kimseye hesap
vermeden işkence edebiliyordu.
Mete’ye yaptığı işkencelerin haddi hesabi yoktu.
Mete’yi çok farklı bir insana çevirmişti. Geceleri bağırarak
uyanıyordu, eski sevdiğini görmezden geliyordu, hayata adapte olamıyordu. Mete’nin
bu değişiminin mimarı sadece Tuğrul’du. Tuğrul bunları yapmakla kalmadı tabii.
Cemile’ye sarkıntılık yaptı, taciz etti, dalga geçti, kısaca Cemile’yi her
şekilde istismar etti. Mete’nin hayatını sömürdü. Sanırım en çok Mete’ye
yaptıkları beni etkilemiş. Tabii en sonda da Arif’i ele geçirip ona işkence
etmişti. Yani bu günahsız insanlarla oyunlar oynadı, eğlendi, mutlu oldu. Psikopatlar
genellikle yaptıklarından suçluluk ve pişmanlık duymazlar. Sanırım onlarda
vicdan namına bir şey kalmıyor.
Bana göre bu hayatta
yapılan kötülükler de iyilikler de illa ki sana geri dönüyor. Tuğrul için de bu
böyle oldu. Tuğrul’un da yaptıkları cezasız kalamazdı. Hayatını mahvettiği Mete
tarafından yakalandı. Psikopat Tuğrul artık acınası bir hal almıştı
gözümüzde. Herkes ektiğini biçermiş
hayatta. Tuğrul “polisler kurtardı beni, oh be” derken herkesin gözü önünde
öldü. İşte adaletli hayat diye ben buna derim, Tuğrul’cuğum!