Yoksa siz de Poyraz Karayel'i özleyenlerden misiniz?

Yoksa siz de Poyraz Karayel'i özleyenlerden misiniz?

Hayat Şarkısı’nın Salı gününden Pazara alındığı bir kaç bölüm boyunca Twitter’da rastladığım izleyici yorumları diziyi izlemediğim halde çok etkilemişti beni. Salıları kendilerini boşlukta hissettiklerini baldan tatlı anlatan bu cümlelerin çok benzerlerini Çarşamba günlerim için kullanabilirim zira iki aydır Çarşamba akşamları Poyraz Karayel izlememenin verdiği tahribat yavaş yavaş etkisini göstermeye başladı.

Bir diziden ziyade derdimi neşemi katlayıp derdimi azaltan yakın bir arkadaş olarak hayatımdaki yerini uzun süre koruyan Poyraz Karayel’de en çok özlediklerimden bir kısmını içime atmak yerine oturup anlatmaya karar verdim.

Turgut Uyar şiiri dinlemek

Poyraz’la Ayşegül yemek masalarının orta yerine çattadanak Göğe Bakma Durağı bıraktıkları için çok özledim Poyraz Karayel’i. Üstelik bunu sahnede nen ufak bir ‘Yok artık’ hissi uyandırmadan, o anın gerçekliğinden bir saniye bile şüphe etmemize mahal vermeden yaptıkları için daha da çok özledim.


Sinan’ın babasına ne kadar güvendiğine her seferinde şaşırmak

Ne kadar seversek sevelim kabul etmek zorundayız ki Poyraz dünyanın en tekinsiz adamlarından biri. Yarım saat sonra bile nerede olacağı belli değil. Değil uzun vadeli planlar, akşam yemeği organizasyonu bile yapamazsınız onunla. Buna rağmen Sinan’a her zaman şahane bir baba oldu ve aralarındaki sarsılmaz güven bağına defalarca şahitlik ettik. Söz konusu babası olduğunda Sinan kendisine kurulan tuzaklara asla düşmedi, olan biten her şeye ‘Babam beni bırakıp gitmez’ bilgisiyle yaklaştı. Bu güvenin ancak koşulsuz şartsız bir sevgiyle oluşturulabileceğini bize boş didaktik tavırlara girmeden anlattığı için Poyraz Karayel’i çok özledim.


Arkadaş dediğinin bir kısmının kardeş olduğunu hatırlamak

Hayatta en inandığım cümlelerden biri ‘Kardeşin duymaz, eloğlu duyar’dır ve Zülfikar-Sefer-Taşkafa üçlüsüne ne zaman baksam kafamda bu çalar. Ailelerinden çoktan kopmuş, başlarına bin türlü dert gelmiş bu adamların birbirlerine kardeş olmaları kalbimi her seferinde çok sızlatır. Her hafta onlara bakıp inancımı tazelemeyi, Sefer’in gidişinden sonra masaya onun yerine koydukları peluş ayıcığı ve birbirlerinde buldukları güveni çok özledim.

Daha güzellerini yazmam imkansız olduğu için Zülfü Livaneli’nin yazdıklarını buraya bırakıyorum, bir de açıp dinleyin bence içiniz umut dolsun.

'Susarlar sesini boğmak isterler/yarımdır kırıktır sırça yüreğin/çığlık çığlığa yarı geceler/kardeşin duymaz eloğlu duyar’


BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER