Geçtiğimiz sezonun yarısını Neverland’de geçirmiştik. Bunun sebebi oğluyla birlikte Neverland’e gelen ancak yetişkin olduğu için artık uçamayacağını öğrenen bir adamın, Malcolm’ın, aslında hiç istemediği oğlunu terk edip yeniden çocuk olmasıydı. Sonda öğrendiğimiz şeyi baştan söyleyeyim; Peter Pan, Malcolm. Terk edilen çocuk ise Rumplestiltskin. Rumple’ın babası Peter Pan yani. Bu diziyi bunun için sevmedik mi?

Her büyünün olduğu gibi Malcolm’ın çocuğa dönüşmesinin de bir bedeli vardı elbet. Kum saati aleyhine işliyordu. Sonsuza kadar çocuk kalabilmesi için ‘en çok inanan’ın kalbine ihtiyacı vardı. Başından beri en çok, en kalpten inanan Henry’yi kaçırttı. Onu kurtarmak için Emma, Regina, Snow, Charming, Hook, Neal ve Mr. Gold rüya takımı oluşturup Neverland’e geldiler. İlk sezondaki sevimliliğinden eser kalmayan Henry ergenliğinin de etkisiyle anne sözü (ikisinin de) dinlemeyince az kalsın ölüyordu. Peter Pan’i Pandora’nın Kutusunda Storybrooke’a getirmeleri tabii ki iyi olmadı. Peter Pan yeni bir laneti kasabaya yaymıştı. Bütün yolların tıkandığını gören Rumplestilskin hançerini babasının sırtına sapladı. ( O olmasaydı kasabadakiler 10 gün yaşayamazdı diyen 1 milyon kişi bulabilirim)