Hayatta herhangi bir şeye tutkuyla bağlı olan insanları seviyorum. Yılmaz Sütçü de tıpkı bana hatırlattığı Yaşamaya Dair şiirinin şairi Nazım Hikmet ve Hedwig’in daha gösterinin başında andığı, Nazım Hikmet şiirlerinin en içten yorumlayıcısı bir diğer milli değerimiz Genco Erkal gibi işini tutkuyla yapan bir insan izlenimi uyandırdı bende.
Yılmaz Sütçü’yü bu oyun öncesinde tanımıyordum. Fakat bu vesileyle tanıdığım için çok mutlu oldum. Hedwig ve Angry Inch’i Moda Sahnesi’nde ikinci sıradaki yerimden keyifle izlerken, bu adam bu rolü oynamayı gerçekten çok istemiş demiştim içimden. Müzikalle ilgili röportajlarını okuyunca meselenin belli bir rolü oynamak arzusundan çok öte, projenin bütününü gerçekleştirebilmek adına yapılmış zorlu bir yolculuk olduğunu anladım.
Hedwig ve Angry Inch, çoğu çeviri yapımın verdiği o kekremsi tadı vermeyecek şekilde dilimize ve de kültürümüze oldukça başarılı şekilde uyarlanmış ve şarkıların çevirileri için de belli ki büyük bir emek harcanmış. Hem metnin hem şarkıların tercümesinde Yılmaz Sütçü’nün imzasının olduğunu öğrenince kendisine olan saygım ziyadesiyle çoğaldı. Üstelik müzikale kattıkları bunlarla da sınırlı değil. Şarkıları çok başarılı yorumlaması bir tarafa, seyirciyle olan dozunda alışverişi ve doğaçlama performansı da takdire şayan.
Hedwig and the Angry Inch filmini izlememiştim. Fakat gitmesem de görmesem de bir şekilde haberdar olduğum Broadway müzikalleri arasında olması sebebiyle Türkiye’de ve Türkçe oynandığını öğrenince heyecan ve merakla gidip görebileceğim ilk gösterimi beklemeye başladım. Hedwig’i Broadway’de daha önce çok sevdiğim Neil Patrick Harris’in ve kendisinin de konuk oyuncu olarak rol aldığı, hatta konuk oyuncu olmakla kalmayıp bir de Emmy ödülü kazandığı Glee dizisinde (Müzikal seviyorum, evet ^.^) tanıyıp yine pek sevdiğim Darren Criss’in ve dahi yine sevdiğim bir oyuncu olan Michael C. Hall'un canlandırdığını biliyordum. Konusuyla ilgili çok az bilgim olmasına rağmen Hedwig, kahkahaların arasında varlığını sürekli hissettirdiği hüzünlü hikâyesini çok güzel aktarmayı başardı. 21. yüzyılda hâlâ insanlar arasına duvar örmeye çalışan zihniyeti düşününce, beyinlerdeki duvarların yıkılması için daha çok beklememiz gerektiğini hatırlattı tekrar.
Neil Patrick Harris demişken, bence talk show dünyasının en
izlenesi insanı olan müstesna şahsiyet Craig Ferguson’ın sunduğu The Late Late
Show with Craig Ferguson'u çılgınca izlediğim zamanlarda, kendisinin konuk olduğu
programlardan birinde o zamanki sevgilisi şimdiki eşi David Burtka’dan bahsederken
“my better half” deyimini kullanmıştı. O zamana kadar hiç duymadığım bu
kullanımı çok sevmiştim. Aşkı, kadim zamanlarda kaybettiğimiz diğer yarımızı
arama serüveni olarak özetleyen “The Origin of Love” da, yansıtılan
animasyonla birlikte müzikalin beni en çok etkileyen şarkısı oldu.
Angry Inch orkestrasının müzisyenleri de çok başarılı ama müziğin sesi bazı
anlarda gereksiz yüksek ve şarkıları bastırmış. Yitzhak rolündeki Ayşe
Günyüz'ün başarıyla icra ettiği şarkılar oldu ama özellikle açılıştaki Anadolu
delikanlısı şiveli konuşması Hedwig'in tatlı aksanının tersine bana itici
geldi. Maalesef son şarkıda da sesini beğenemedim.
Bir eleştiri de salona getireceğim ama bunun prodüksiyonla yahut mekânla
hiç ilgisi yok. Bu müzikal çok daha görkemli bir sahneyi hak ediyordu şüphesiz.
Aah, ah, nerde o eski AKM'ler?
Özgürlükler ülkesi Amerika Birleşik Devletleri’nde böyle bir müzikalin
sahnelenmesi ne kadar olağansa, maalesef geldiğimiz noktada bunu Türkiye’de
yapmaya çalışmak bir o kadar Don Kişot’luk mertebesine yükseldi. Bu çılgın
zamanlarda böylesi bir hikâyeyi anlatmayı hayal edip başaran tüm ekibe bir kez
daha teşekkür ederim.
Glam rock müzikali Hedwig ve Angry Inch, 3 Mart’ta Moda Sahnesi’nde. Gidin ve sanatın iyileştirici gücüyle kendinizi bir nebze iyi hissedin.
Sevgiler.
Künye
Eser: John Cameron Mitchell
Müzik: Stephen Trask
Çeviren/Şarkı Sözlerini Uyarlayan: Yılmaz Sütçü
Yöneten: Barış Arman
Koregraf/Müzik Direktörü: Didem Atasoy
Kostüm Tasarım: Tanju Babacan
Işık Tasarımı: Önder Arık
Dekor Tasarım: Yiğit Sütçü
Dramaturg: Dilek Tekintaş
Reji Asistanı: Damla Sezgin
Sahne Amiri: Barçın Çalış
Oyuncular: Yılmaz Sütçü, Ayşe Günyüz
Müzisyenler: Engin Özşahin, Sinan Altıparmak, Necmi Taşkıran, Eren Turgut,
Can Kalyoncu
Afiş Koncept Tasarımı: Ceyda Türkön
Afiş Tasarımı: Beste Türkön
Fotoğraf Prodüksiyon: Fuat Mert Başol
Fotoğraf: Emrey Özcan
Afiş Makyaj: Burcu Taş & Esen Tan
Süre: Tek Perde 120'