Bir şeyleri başlatmak konusunda hiç iyi değilim. Düz hesapta
bin kelimelik yazı çıkardım elimden geldiğince ama iş konuya girmek olunca on
bir dakika imleçle bakıştım. Şöyle yapalım ben direkt gireyim mevzuya,
bodoslama, başka türlüsü güç çünkü. Nejat İşler var kadrajda. Gerçek Hesap Bu!
Künye
Baskı Yılı: 2016
Dili: Türkçe
Yayınevi: Can Yayınları
Arka Kapak
Gerçek hesap bu…
Söze gerek var mı?
"Kendi hikâyelerimizi anlatalım, gerçekleri bizim gibi
yaşayanları da anlatmak lazım."
"Gerçekten istediğim şeyleri yapmak, gerçekten
istediğim yerde, gerçekten istediklerimle zamanımı değerlendirmek. Tek isteğim
ve hali hazırda yaptığım şey bu."
Söze gerek var.
Gerçek hesap bu!
Kitapların zamanı olduğuna inanır mısınız? Okuduğunuz tür
değişmese de; olayları o anki ruh durumunuza paralel olarak ilerleyen bir
bakış açısından anlatan kelimelere yöneliş sadece tesadüften mi ibarettir
sizce? Bence her şeyin olduğu gibi kitapların da zamanı var. Aksi halde
elimizde sürünen kitaplar ve bir oturuşta dibine ekmek bandığımız kitaplar
ayrımı neden oluşur ki?
Hayatımın ‘en iyisi’ olmasa da iyi sayılabilecek bir
dönemindeyken bir türlü başlayamadığım Gerçek
Hesap Bu dibe çeyrek kala beş buçuk saat içinde bitirdiğim bir kitap olma
özelliğine sahip. Ve ilginçtir okuyan kimle konuşsam aynı şeyleri söyledi. O
yüzden kanımca kitapların saatlerine inanmıyorsanız bile Gerçek Hesap Bu’nun saatine inanmalısınız. Zira tiktakları müthiş
bir nizam içinde ilerliyor ve bir yerde hayatın içine karışıp bir köşeniz
haline geliyor.
Nejat İşler, kendimi bildim bileli özel adamlardan olmuştur
benim için. Adı düşünce dilime aklımda canlanan ilk görüntüsü Gülbeyaz’ın Kadir’i, bu değişmedi,
muhtemelen değişmeyecek. Ekran yolculuğu çok daha öncesine dayansa da benim,
yaş gerekçesiyle diyelim, yetişebildiğim zamanlar o zamanlar olduğu için bu
kısım böyle. Gülbeyaz’ın o kendine
has kalan sıcaklığından mıdır yoksa Nejat İşler’in doğrudan kendisinden midir
bu bağlılık, cevabını veremediğim sorulardandı. Gerçek Hesap Bu ile, devran döndü ve ben kendinden emin ses tonumla
gönül rahatlığı ile söylüyorum ki, olay Nejat İşler’miş! (Gülbeyaz’ın sıcaklığı hala bu yanda, sanmayın ki harcadım.)
Her şeyden bir tık önce samimiyeti ön planda kitabın ve
sanırım etkileyip peşi sıra sürükleyen nokta da bu kısım. Aç parantez,
kelimeler en değerlilerdir ancak her şey gibi kelimeler de eskir, tükenir ya da
fazla ve yersiz kullanımdan değersizleşir, pusulası şaşar ve en nihayetinde
kaybolur. Ki tüm bunların içinde en kötü
olanı da bu sonuncusudur. Samimiyet kelimesi de –fikrimce- pusulasını kaybetmiş
kelimelerdendir. Öyle çok, öyle zamansız kullanılır ki, gerçekten kullanılması
gereken alan ona sağlandığında, o parıltıların içinde sönük kalır. Paragrafın
başındaki samimiyet sözcüğü gerçek anlamda kullanılmıştır ancak maalesef
hissettiğim şeyi, tüm bu nedenlerden ötürü, tam anlamıyla yansıtamamıştır.
Ancak bu kullanmaktan vazgeçtiğim anlamına gelmiyor, sadece açıklamaya
çalışacağım işte, kapa parantez.
Kitabı yazmaya nasıl başladığından alıyor sizi, isminin
hikayesiydi, çocukluk yıllarıydı derken oradan oraya bir güzel sürüklüyor. Öyle
bir sürüklemek ki, biraz ilerleyip ilk gençlik çağlarına geldiğinizde oradan
biri oluyorsunuz. Hayatımdaki en tartılmaz şey diye bahsettiği Fenerbahçe
sevdasını okurken bir miktar gözleriniz doluyor, çünkü oradasınız. Sanki onun
görünmez bir parçası olarak tekrar yaşıyorsunuz an’larını. Nejat İşler’i
biraz takip edip de Tezgah’ın varlığından bihaber olan kimse yoktur sanırım.
İşte bugün hala devam ettirdiği o tutkunun doğduğu zamanları okuyorsunuz mesela
oradasınız yine, bir köşeden onları izleyen, akışın içinde kaybolmuş
siluetlerdensiniz. Tezgah Anıları var belki milyonlarca ama biz de kitapta
rastgeldiğince tabii; beni en çok etkileyen Gülten Dayıoğlu’nun içinde
bulunduğu. Bir yerde Tezgah yanıyor… Ağlamıyorsunuz ama hani böyle çok
sevdiğiniz biri üzülürken ona destek olmak için ayakta dimdik durursunuz ya,
aslında bıraksanız olduğunuz yere yığılıp saatlerce gözyaşı akıtırsınız, öyle
oluyor. Boğaz düğüm düğüm yine, oradasınız, yüzünüz elleriniz is içinde belki…